Aslında bir piyasa ekonomisi olan KKTC’de başlıca iki sektör var. Birbirinden gece ve gündüz kadar farklı bu iki sektör kamu sektörü ve özel sektör olarak adlandırılır.
Kamu ve özel sektörün gece ve gündüz kadar farklılaşması çalışma koşullarından başlar, sektör çalışanlarının aldığı ücretlere kadar uzanan çok önemli bir ayrışmayla derinleşir.
Kamuda çalışanlar, hem daha az çalışma süresine sahipler hem de daha az emek harcarlar. Buna karşılık daha yüksek ücret alırlar.
Kamu çalışanlarının bir ömür boyu süren iş güvencesine karşılık özel sektör çalışanlarının neredeyse hiçbir güvencesi olmadığı da sır değildir.
Bu iki sektörün, kamu ve özel sektörün çalışanlar açısından neden gece ve gündüz kadar farklılaştığına dair birkaç neden sıralanabilir.
Ama bu nedenlerin en başında, kamuda çalışanların KKTC yurttaşı, dolayısıyla seçmen kategorisinde olması, özel sektör çalışanlarının ise büyük çoğunlukla yurttaş dolayısıyla seçmen olmaması gelir.
Devleti yönetenler, kamuda çalışanların gönlünü hoş tutmak için çok uzun yıllardır eşel mobil sistemi çerçevesinde otomatik olarak hayat pahalılığı oranında ücretleri artırır.
Buna karşılık özel sektör çalışanlarına eşel mobil sistemi yerine asgari ücret sistemiyle ücret belirlemesi yapılır.
Devlet, işçi ve işveren temsilcilerinin eşit sayıda üyeyle temsil edildiği komitede aslında devleti yönetenlerin istediği olur.
Nitekim geçtiğimiz hafta toplanan asgari ücret tespit komitesi, eşel mobil mantığını benimseyip son altı ayda yaşanan hayat pahalılığı oranında asgari ücrete artış getirdi.
Bu durum karşısında işveren temsilcileri bir dizi gerekçeyle artışa karşı çıktı.
Aslında işveren temsilcilerinin tezlerinde, en başta da artışın pahalılık getireceği, maliyetleri artırıp özel sektörü daha da zorlayacağı gibi argümanlarda doğruluk payı yüksektir.
Ama, işveren kesiminin şu veya bu nedenle kamudaki eşel mobil sistemine karşı çıkmayıp asgari ücret artışına karşı çıkması haklı bir duruş değildir.
Çünkü, asgari ücretteki artışa rağmen, şu anki ücret dengesinde (daha doğrusu dengesizliğinde) özel sektör çalışanının 44 bin 546 TL’ye çıkan ücreti, kamuda en az 63 bin 963 TL alacak çalışanın ücretinden yüzde 43 daha az olacaktır.
Unutulmasın ki sosyal adaleti bozuk bir devlette ne kamu sektörü ne de özel sektör orta ve uzun vadede sağlıklı işleyemez.
Dolayısıyla ekonominin iki sektörü arasındaki farkı kapatacak, ekonomiyi daha bütünsel kavrayacak politikalar üretmek, siyaseti de bu doğrultuda etkilemeye çalışmak, asgari ücret üzerinden yaşanan sığ tartışmalardan kurtulmak gerekir.