Basın Emekçileri Sendikası (Basın-Sen), Asgari Ücret Tespit Komisyonu’na yönelik sert eleştirilerde bulundu. Yapılan yazılı açıklamada, ülkede asgari ücretin emekçiyi yaşatmak için değil, yoksulluğu yönetmek amacıyla belirlendiği ifade edildi.
Açıklamada, asgari ücretle yaşamanın mümkün olmadığı gerçeğinin artık tartışma konusu olmaktan çıktığı belirtilerek, buna rağmen her dönem aynı anlayış ve aynı sonuçlarla asgari ücretin belirlendiği kaydedildi. Bu tablonun sorumlusunun yalnızca rakamlar değil, bu rakamları üreten Asgari Ücret Tespit Komisyonu olduğu vurgulandı.
Basın-Sen, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun özel sektör emekçilerinin yaşam koşullarını esas alan bir mekanizma olmadığını savunarak, bu yapının yıllardır emekçilerin değil patronların ve siyasi iradenin ihtiyaçlarına göre çalıştığını ifade etti. Hayat pahalılığı ve gerçek yaşam maliyetlerinin bilinçli şekilde yok sayıldığı belirtilen açıklamada, komisyonun her toplandığında emekçiye “bir süre daha idare etmesi” telkininde bulunulduğu ve yoksulluğun devlet eliyle resmileştirildiği kaydedildi.
Özel sektör emekçilerinin bu düzenin en ağır bedelini ödediği vurgulanan açıklamada, asgari ücretin özel sektörde fiilen ortalama ücret haline getirildiği, düşük ücret, güvencesizlik ve sendikasızlığın kalıcılaştırıldığı ifade edildi. Aynı ülkede yaşayan emekçiler arasında yaratılan ücret uçurumunun sosyal adaletin açık bir inkârı olduğu belirtilirken, asgari ücretin en düşük kamu maaşının dahi altında tutulmasının emekçiye reva görülen hayatın açık göstergesi olduğu kaydedildi.
Açıklamada, sorunun asgari ücretin az artırılması değil, asgari ücretin nasıl ve kimler tarafından belirlendiği olduğu vurgulandı. Emekçiyi temsil etmeyen, emekçinin yaşamını dikkate almayan ve yoksulluğu olağanlaştıran bir mekanizmanın başlı başına sorun olduğu ifade edilerek, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun bu haliyle meşruiyetini yitirdiği savunuldu.
Basın-Sen, bu yapının emekçiler adına karar verme yetkisini tanımadığını belirterek, yoksulluğu kalıcılaştıran, emeği ucuz iş gücü olarak gören ve sendikaların iradesini yok sayan bu komisyonun reforme edilmesi değil, lağvedilmesi gerektiğini kaydetti. Açıklamada, emekçilerin yaşamının kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklara teslim edilemeyeceği belirtilerek, asgari ücretin en düşük kamu maaşına eşitlenmesi ve hayat pahalılığı oranında artırılması talep edildi.
Örgütsüzlüğün dayatıldığı ve sendikal mücadelenin baskılandığı bir çalışma düzeninde adil ücret, güvenceli iş ve insanca yaşamın mümkün olmadığı ifade edilen açıklamada, özel sektörde sendikasızlaştırmanın emeğe karşı yürütülen sistemli bir saldırı olduğu ve mevcut asgari ücret düzeninin de bu saldırının bir parçası olduğu savunuldu. Buna karşı sendikasız çalıştırılmanın yasaklanması gerektiği belirtildi.
Basın Emekçileri Sendikası, açıklamasında “Yoksulluk kader değildir. Bu düzen değiştirilebilir ve değişecektir” ifadelerine yer vererek, emekçiyi yoksulluğa mahkûm eden hiçbir mekanizmanın dokunulmaz olmadığını vurguladı. Basın-Sen, asgari ücretle yaşamaya zorlanan ve güvencesizliğe mahkûm edilen tüm emekçilerin yanında olmaya ve bu düzene karşı mücadeleyi büyütmeye devam edeceğini kaydetti.
Açıklama, “Sadaka değil, hakkımızı istiyoruz. İnsanca yaşam istiyoruz” ifadeleriyle son buldu.