Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman, Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından ilk TV yayınına Kanal T’de katıldı. Nazar Erişkin’in sunduğu Güne Dair Programına katılan Tufan Erhürman, “2 ay çok yoğun geçti, iyi geçtiğini söyleyebilirim. Çok yoğun ve yorucu. Yeniden dirilişe ihtiyacımız var. Yapının içerisinde bir dağınıklık var. Bu böyle gitmez. Bizim kendimize gelme ihtiyacımız var. Cumhurbaşkanlığı makamı olarak bunun öncülüğünü yapacağız. İlk 100 gün planı işliyor. Bazı konularda 15 maddenin ötesine de geçtik, bazı konularda eksiğimiz var, önümüzdeki 40 günde bu eksiklikleri tamamlayacağız.
DAÜ VYK ataması yasaya uygun değil. DAÜ MYK’da görevden alma ve atama yetkisi yetki Cumhurbaşkanlığı’ndadır, Bakanlar Kurulu sadece görüş bildirir. Gelecek olan görüşün yasaya uygun olması gerekiyor. Altına imza atıp da onaylıyorum diyebileceğim bir görüş gelmedi henüz. Siyasi partiler konseyi ile ilgili 2 toplantı yaptık, 2 toplantının ana gündemi Kıbrıs sorunuydu. Başbakan ile yaptığımız görüşmelerde ise Kıbrıs sorunu ön sırada değil. İçerideki pek çok konu ile ilgili hükümet ile temas halindeyim. DAÜ konusunda da ön istişarenin ne kadar iyi ve gerekli olduğunun önemi bir kez daha ortaya çıktı.
Yüksek mahkeme başkanı ben ve siyasi partileri dolaştı ve bunu çok açık dille söyledi. Yapısal değişikliğe ihtiyaç olduğunu dile getirdi. Bu konunun siyaset konusu olmasını istemediğini belirtti.
Yüksek mahkeme bu konuyu çok uygun bir şekilde yürütüyor. Anayasa değişikliği gerektiren meseleler öncelikle Meclis’in takdiridir. Birçok şeyin yapılabilmesi için, dokunulmazlıkların kaldırılması için anayasa değişikliğine gerek yok. Sistem zaten bu olanakları içeriyor. Nüfus artışı ile birlikte suç ve suç türleri de artıyor. Dolayısıyla mahkemenin yavaşlamasına sebep olan bir artış var. O yapılar şimdi o yükün altında eziliyor. Bizim bu nüfus meselesini her alanla birlikte değerlendirmemiz lazım. Örneğin yargıç sayısı anayasaya konuldu, bu madde konulunca nüfus ne kadardı, şimdi ne kadar. Buna baksak bile anlarız.
Ersin Tatar'a ofis kiralanması ile ilgili yorum yapmak istemiyorum. Casinolar ve internet üzerinden oyunlar meselesinde karar alınıyor, 2 gün sonra karar geri alınıyor. Bu tür meseleler hem ülkeyi hem de Türkiye ile ilişkileri etkileyen meseleler. Dolayısıyla bu meselede hata yapılmaz. Çalışma biçiminde sorun olduğu açık bir şekilde gösteriyor. DAÜ meselesi de dikkat çekici. Bunlar normal şartlarda bakanlar kurulunda tekrar tekrar üretilmemesi gereken kararlardır. Kamuoyunun yürütmeye güvenini sarsan şeyler bunlar.
3 veya 6 ayda bir hangi bakanlıklarda şikayetler yoğunlaştı, bunu kamuoyunu bilgilendirmek için kamuoyu ile paylaşmak istiyorum. Çok zorda kalmadıkça, bilinçli bir inatla yapılan hukuka aykırılık yoksa içeriden istişare ile çözmek istiyorum.
Tahsin Bey’in söyledikleri benim için şaşkınlıktı aslında. Kıbrıs konusunda görüşlerimiz uyuşmasa da bizim ilişkimiz hep iyi oldu. İlişkiler böyleyken açıklamaların bu şekilde olması cevap vermeyi gerektirdi. Bu noktaya gelirse cevap veririm. Derdim biriyle kavga etmek değil. Cevap vermek zorunda kalmadıkça cevap vermeyeceğim ama zorunda kalınca elbette cevap veririm” dedi.
4 maddelik metodolojiyi net olarak aktardık. Seçimden önce de sonra da bunları söyledik. Bu 4 madde bir düşüncenin ürünüdür. Ben yöntemde ısrar ediyorum. Esasın içine defalarca atladık hiçbir sonuç alamadık. Önce kuralları belirleyelim. Benim pozisyonum çok güçlü. Yöntemin dışına çıkmayacağım. Kim ne derse desin.
Daha 60’ıncı gündeyiz. İki kez görüşebildik. Yöntemi masaya ben koydum. Siyasi eşitlik ilk madde olduğu için ortak açıklama metnine girdi. Bir taraftan yöntemi konuşacakken güven tesis edecek bir şeyler yapmak lazım. Ankara ile ilişkilerimiz gayet iyi. Olması gereken gibi" dedi.
Erhürman, Rum lider Hristodulidis’in 21 Aralık’ta yaptığı açıklamayı değerlendirerek, “Ben o mesajı okuduğum zaman, lütfen siyaset bilimciler mesajı analitik bir şekilde analiz edilmeli. Bu zihniyeti kabul etmek mümkün değil. Bir taraftan 21 Aralık’ta yaptığı açıklamalar, bir gün başka açıklamalar. Tutarlı değil. Bütün bunları analitik incelemelere tabi tutmak lazım” dedi.
Erhürman, "Ben GYÖ’leri gerçekten ‘güven yaratıcı’ olarak algılarım. Mesela Metehan Kapısı konusu sadece Kıbrıslı Türklerin lehine değil. O bölgede yaşan insanlar da bu sorundan rahatsız.
Benim talebim sadece Kıbrıslı Türklerin talebi değil" dedi.