Erhürman'ın İşi Bayağı Zor!...

Abone Ol

Öyle anlaşılıyor ki; Erhürman’ın adaylığı ile başlayan cicim ayları miadını doldurmuş oldu. Cumhurbaşkanı olmanın görev ve sorumlulukları gündeme gelir gelmez seçim kampanyası boyunca Erhürman’ın herkesi kucaklayan, pembe tablolar çizen ve birçok kesimde beklenti yaratan süreç tamamlanmış oldu.

Aslında Erhürman’ın hikayesini nesnel gözlük takıp okuyabilenler bugünün gerçeklerini şaşırmadan öngörebildiler. Şöyle ki, Erhürman bir önceki seçimde Akıncı’nın mağlubiyetinden büyük dersler çıkararak seçim kazanmak üzerine fevkalade profesyonel ve başarılı bir kampanya yürütmüştür.

Seçim kazanmak üzerine yürüttüğü kampanyanın resmi aşamasında Erhürman, Türkiye ile istişareye ve uyumlu olmaya devamlı vurgu yapmış ve malum çevrelerin tepkisini almamak için federasyon kelimesini kullanmaktan dahi imtina etmiştir. Buna paralel Erhürman, Tatar’ın müzakere masasını deviren 6 maddesine karşılık müzakerelere başlamanın ön şartı olarak metodoloji adını verdiği 4 maddeyi dillendirmeye başladı. Ayrıca, Erhürman sol adayların sergilediği tarza tezat teşkil eden ve genelde sağ adaylarda tanık olduğumuz Güney Kıbrıs Rum Yönetimine yönelik ağır eleştirileri Neo-Denktaş kimliğine bürünerek yapmaya başladı. Seçim süresince “Hali pür melali" olabilecek Erhürman’ın bu durumu federasyoncular tarafından normal karşılanarak ‘Dereyi geçene kadar……..’ şeklinde yorumlandı.

Genelde kendilerini solcu olarak tanımlayan federasyoncuları sukutu hayale sürükleyebilecek yeni dönem Hristodulidis ile görüşme gündeme gelir gelmez maalesef başladı. Dolayısıyla aşağıda ipuçları verildiği gibi ilk tepkiler veya sitemler sol cenahtan gelmeye başladı:

ü Geçmiş liderler gibi görüşmeye veya müzakereye gitmeden önce siyasi partileri afili bir isim vererek Siyasi Partiler Konseyi adı altında toplantıya çağıran Erhürman bazı partileri maalesef dışlamıştır. Tüm toplumu kucaklama ve sarayı halka açma şiarına ters düşen bu davranışa gerekçe olarak sanki de hazine yardımı yapacakmış gibi son secimde bu partilerin aldığı %3’ün altındaki oyu gerekçe göstermiştir. Hâlbuki, kendisi de aynı mantıkla son secimde ikinci tura dahi kalmamıştı. Doğal olarak bu tavra ilk tepki sol cenahta yer alan Birleşik Kıbrıs Partisi’nden geldi.

ü Adeta müzakereleri Tatar gibi başlamadan bitirmek gayesi güdermişçesine Hristodulidis’in kabul etmeyeceğini bile bile Erhürman’ın metodoloji adı verdiği 4 Maddelik ön şartı öne sürmesine en büyük ilk tepki veya sitem seçim kampanyasına en büyük desteği veren TDP’nin müstakbel Cumhurbaşkanı adayı Mehmet Harmancı’dan geldi. Harmancı’nın kullandığı şu ifadeler ise son derece manidardır: “Erhürman'ın 4 şartının esnetilebileceği oranda ilerleme kaydedilebilir" ve “Türkiye’nin menfaatleri önemlidir, ama Kıbrıslı Türklerin çözüme olan ihtiyacı çok çok önemlidir". Harmancı’nın tepki duyduğu ön şartlar her nedense federasyona karşı olup iki devletliliği savunan hükümetin memnuniyetine yol açtı. Şöyle ki, YDP genel başkanı Erhan Arıklı, Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’ın dört maddelik müzakere metodolojisini önemsediklerini belirterek, hükümetin bu çerçevede Cumhurbaşkanı’na destek vereceğini açıkladı.

ü Erhürman’ın siyaseten gaf olarak değerlendirilebilecek diğer bir hatası, görüşme öncesinde çözüme yönelik ümitsizlik bildirmesi ve ön şart olarak öne sürdürdüğü 4 maddelik metodolojinin Hristodulidis tarafından kabul edilmeyeceğinin bir nevi ön beyanının yapılmasıdır. Zira, Hristodilis’in 4 maddelik metodolojiyi reddedeceği ve müzakerelere gerek kalmayacağı öngörüsü ile Erhürman, elzem olmadığı algısı yaratarak müzakereci ve müzakere heyeti atamayı öteleme kararı almış ve günlük yoğun bürokratik işlerine ilaveten bu sorumluluğu da müsteşara yüklemekle güya oluşturmaya çalıştığı çözüm atmosferine ters bir tutum sergilemiştir. Şöyle ki, müzakere müktesebatına uygun olarak müzakereci ve müzakere heyeti atayarak her an hazır ve donanımlı bir görüntü vermeden bahse konu 10 maddelik öneriye işlerlik kazandırmak için gerekli olan karşı tarafı ve kamuoyunu motive etmek nasıl mümkün olacaktır?

ü Kulislere göre Erhürman’ın müzakereci ve müzakere heyeti atamakta güçlük çekmesinin arkasındaki esas neden bu göreve talip olan kişi, kurum ve siyasi parti temsilcilerini gücendirmekten endişe duymakta olduğudur.

Sonuç olarak; özellikle sol kesimde büyük beklenti yaratarak Cumhurbaşkanı seçilen Erhürman, belli çevrelerle tam uyumu federatif çözüm hedefinin önüne koyması halinde kuvvetle muhtemel işi bayağı zor olacaktır.

{ "vars": { "account": "G-4YY0F4F3S9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-1E4JSD5JXZ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }