Esas sorunun kaynağı karma oy mu?

   Önümüzdeki Haziran’da yapılacağı konusunda mutabık kalınan bir milletvekilli için ara seçim yanında gündeme karma oyun kaldırılması da gelmiş oldu.

Abone Ol

   Hatırlanacağı gibi genel seçim öncesinde karma oyun kaldırılması gerektiği gündeme gelmiş, ancak Cumhuriyet Meclisi’ndeki ana akım partilerinin “Biz de kalkmasını isteriz amma” gibi yaklaşımları nedeniyle neticede reddedilmiştir.

   Aslında siyasi manevralarla karma oyun kaldırılmamasının temel nedeni farklı partilerdeki milletvekillerinin karma oydan medet ummalarıdır. Karma oy gerçeği o denli bir siyasi ahlaksızlığa yol açmaktadır ki milletvekili olmak için her şey mübah anlayışla yapılan kulis çalışmaları sonucu aynı listede hem aşırı sağdan hem de aşırı soldan adaylar yer alabilmektedir.

   Karma oyun bir sonucu olarak adaylar -sağ veya sol fark etmez- kazanmak için mensup oluğu siyasi partinin düşünce ve ilkelerini maalesef ayaklar altına alabilmektedir.

   Cumhuriyet Meclisi’ne karma oy ile seçilen milletvekilleri parti kararının dışına çıkamadıklarına göre sözde çok değerli kişileri tercih etme imkânı veren karma oy sistemi uygulamada bu amaca hizmet etmemekte ve sadece siyasi dejenerasyon ile etik dışılığın aygıtı haline gelmektedir.

   Özetle faydasından çok zararı olan karma oy sisteminin kaldırılmamasının temel nedeni, Meclis’teki milletvekillerinin ekseriyetinin kendi bekalarını devletin ve milletin üzerinde görmeleridir.

   Genelde her kararda olduğu gibi karma oy konusunda da sorunun kaynağını idrakten yoksun Cumhuriyet Meclisi mensupları ve devlet yönetimiyle karşı karşıyayız.

   KKTC’de esas sorunun siyasi istikrarsızlık ve dejenere olmuş devlet yapısı olduğunu idrak etmeden karma oyun kaldırılması gibi palyatif ve vizyonsuz yaklaşımların bu ülkeye pek de faydası olmayacaktır.

   Mevcut seçim sistemi devamlı bıçak sırtı koalisyonlarla sonuçlandığından koalisyon hükümetlerini ayakta tutmak için siyasi rüşvetler verilmekte, liyakate dayanmayan nepotik (kayırmacılık) atamalar yapılmakta, koalisyondaki siyasi partiler birbirlerinin hatalarına göz yummak zorunda kalmakta ve toplumda karşılığı yüzde 5 ile sınırlı olan partiler ana akım partisi gibi ülkenin geleceğini ipotek altına alabilmektedir. Bu durum demokratik meşruiyetle kesinlikle bağdaşmamaktadır.

   Koalisyon ortaklarının rant paylaşımı şeklinde yürütülen hükümetler sonucunda Kuzey Kıbrıs Yolsuzluk Algısı’nın giderek kötüleşmesine de şaşmamak gerekiyor.

   Özetle dar bakış açısıyla karma oy sitemine odaklanmak yerine siyasi istikrarsızlık ve devlette liyakat, kurumsal hafıza ve hizmet kalitesini bertaraf eden seçim yasasını masaya yatırmamız gerekmektedir.

Bahçeşehir Üniversitesi Rektör Yardımcısı Siyaset Bilimci Prof. Dr. Bülent Evre’nin hazırladığı taslaktan da görülebileceği gibi çözüm siyasi istikrar ile temsilde adaleti dengeleyebilecek yeni bir seçim sistemine geçişle mümkündür.

{ "vars": { "account": "G-4YY0F4F3S9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-1E4JSD5JXZ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }