Eskiden bir ‘Dikmen Çöplüğü’ vardı, şimdi her taraf ‘Dikmen Çöplüğü’…

Abone Ol

   Sabahtan kalktık, Lefkoşa’nın üzerinde yine kara bir duman…

   “Yine Güngör Çöplüğü mü yanıyor acaba?” diye düşünürken bir arkadaşım fotoğraf attı, “Haspolat’ta arıtma tesisi yakınlarında oluşturulan çöplük yanıyor” diye de not düştü.

   Doğru ya, Güngör Çöplüğü yetersiz kalıyormuş diye ülkenin dört bir tarafında çöp istasyonları oluşturuldu.

   “Çöp istasyonu” diyorum ama belâdan başka bir şey değil bunlar.

   Eskiden bir “Dikmen Çöplüğü” vardı, şimdi her taraf Dikmen çöplüğü…

   Dikmen Çöplüğü eskide kaldıysa “Her taraf Güngör Çöplüğü” diyelim.

   Güngör’ün esas adı “Güngör Düzenli Katı Atık Depolama Alanı” ama biz öyle demiyoruz artık, çünkü vahşi depolama ile o özelliğini kaybetti ve Dikmen Çöplüğü benzeri Güngör Çöplüğü oldu.

   Bir ülke bu kadar ihmal edilebilir, bir ülkeye bu kadar ihanet edilebilir.

   Gerçek anlamda ihtiyacı karşılayacak bir çöplüğümüz olmadığından, bu çöpleri dönüştüremediğimizden ve vahşi yöntemlerde ısrar ettiğimizden dolayı çöpe boğulduk.

    Bölgesel çöp istasyonlarıymış. Allah akıl versin size; çöp istasyonu demek, ülke genelini çöplüğe çevirmek, çevre felaketine yol açmak demektir.

     Bölgesel çöp istasyonlarının yarattığı kirlilik, çirkinlik, sağlığı tehdit etmesi yanında bir de buralarının ateşe verilmesi meselesi var ki bu istasyonların verdiği zarar birkaç kat daha artıyor.

    Bu çöpler ateşe veriliyor, bulunduğu bölge duman altında kalıyor, insanlar zehir soluyor, bu yaz günlerinde eve kapanmak zorunda kalıyor.

    Bir tarafta Güngör Çöplüğü yanıyor diğer yanda çöp istasyonları.

    Üstelik bu yangınlar, daha geniş alanların da yanmasına neden oluyor, çevredeki arazileri de mahvediyor.

    Bu durum sürekli tekrarlanıyor, her hafta başka bir bölgede çöp yangını çıkıyor.

    Sanki de bu halk zehir solumaya mahkummuş gibi…

    Aynı şeyleri bu toplum kaç kez yaşayacak?

    Bunun için tedbir almak, bir çaba sarf etmek, bir proje üretmek yok mu?

    Yok, tek söylenen şey, Güngör Çöplüğü için yakında ihaleye çıkılacağı…

    O yakın bir türlü gelmiyor; birileri o çöplüğe bakmaya çalışıyor beceremiyor, bir süre sonra ihaleye çıkılıyor, yerel firmalar isyan ediyor, “Bizi dışlıyor” diyerek…

    İhale adeta bir şirketi işaret ediyormuş, şikayetler geldi, ihale iptal edildi.

    Bir ihale yapmayı bile beceremiyoruz, çünkü akıllar kurnazlıkta, illaki birilerine bir peşkeş olacak. Yap yahu doğru dürüst bir ihale… Yok, yapamıyorlar…

    Yeni ihaleye çıkılacak ama mazeret üstüne mazeret; pandemi, döviz krizi, genel seçim, yerel seçim, Türkiye’de seçim, Kıbrıs’ta ara seçim… Bitmiyor ki mazeretler…  

   Bir türlü Güngör Çöplüğü ile ilgili ihaleye çıkılamadı.

   Onlar ihaleye çıkana kadar ülke çöplüğe döndü.

   Zaten genel olarak ülke bakımsız, kirli, hatta “pis” daha doğrusu.

   İsteyen istediği yere çöpünü boşaltıyor, bakan yok, ilgilenen yok, denetleyen yok, ceza kesen yok, caydırıcı bir tedbir yok…

    Resmen bizi pisliğin içinde yaşamaya zorluyorlar, “alışın” diyorlar…

    Genel kirlilik yetmezmiş gibi bir de bu bölgesel çöp istasyonları ile her yerleşim biriminin bir çöplüğü oluştu, üstelik bunlar da yanıyor ve işkenceye dönüşüyor.

   Peki kimi kime şikâyet edeceğiz acaba?

   Kimse sorumluluk kabul etmiyor ne merkezi hükümet ne de yerel yönetimler…

   Sanki bizi çöpe ve dumana boğanlar şeytanlar ya da uzaylılardır…

   Ülke adeta sahipsiz gibi, sorumsuzluk, ihmal, istismar diz boyu…

{ "vars": { "account": "G-4YY0F4F3S9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-1E4JSD5JXZ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }