Yakın geleceğin belirleyici kuşağı olacak olan ve Türkçe’de Z kuşağı olarak adlandırılan kuşak daha şimdiden hem ticari hem siyasi hayatı etkilemeye başladı.
Evrensel anlamda Generation Z olarak nitelenen ve kısaca “Gen Z” olarak tanımlanan bu kuşağın hangi yıllar arasını kapsadığı konusunda literatürde tam bir mutabakat yoktur.
Ama, 1995-96 doğumlular ile 2010-12 doğumluları içerdiği konusunda genel bir anlayış birliği olduğu söylenebilir.
Ne var ki kesin olan bir gerçek var:
2030'da küresel işgücünün üçte biri bu kuşaktan olacak.
Bu gerçek Kıbrıs için de geçerli. O yüzden bu kuşağı tanımak ve anlamak için dünyada yoğun bir çalışma ve araştırma faaliyeti yürütülüyor.
Örneğin Resume Templates’in küresel ölçekte yaptığı araştırma bu kuşağı tanımak için çarpıcı veriler ortaya koydu.
Kuşağın, aslında en belirgin özelliği, yaygın internet kullanımının başladığı bir dönemde doğmuş olmaları nedeniyle, internet kuşağı olmaları ve interneti çok yaygın olarak kullanıp büyümeleri.
Onlar için internet doğal bir yaşam aracı.
Bunlar zaten araştırma yapmadan da çok rahat gözlemlenecek bir olgu.
Ama Resume Templates araştırmasının asıl çarpıcı ve üzerinde düşünülüp politika üretilmesi gereken bulgularından bir kaçı şöyle özetlenebilir.
1. Kuşak mensuplarının yüzde 31’i özgeçmişini ebeveynlerinin yazdığını söylüyor.
2. Yüzde 77 iş mülakatına anne- babasıyla gidiyor.
3. Yüzde 57 düzenli olarak ebeveynini işyerine getiriyor.
Bu evrensel bulgular sosyal çevreye bakıldığında kendi ülkemizde de benzer örneklerine rastlanabilecek bir olgu demeti.
Aslında bu gençlik, “helikopter ebeveyn” diye nitelenen, çocuğunun her türlü ihtiyacında yanında bulunup onun sorumluluklarını üstlenen ebeveyn anlayışıyla da yakından ilgili.
Tabii asıl tartışılıp üzerinde politika üretilmesi gereken konu şu:
Z kuşağı bağımlı mı, yoksa koşullar gereği farklı bir destek modelini mi tercih ediyor?
Hem evrensel hem de kendi öleceğimizde bu soru üzerinde düşünmekte yarar var.
Çünkü ticaretin de siyasetin de geleceği bu kuşağın ellerinde şekillenecek.