Hasta bir topluma dönüştük, insanlar patır patır ölüyor…

Abone Ol

   Özel günlerle ilgili yapılan açıklamalara bakıyorum, birçok ciddi hastalık ülkemizde artış gösteriyor.

    Kanser gündeme geldiğinde, kanser hastalıklarında artış olduğu, geçmiş yılları geride bırakan rakamlara ulaşıldığı görülüyor.

    Kanser gerçekten de ülkemizin en yakıcı sorunlarından birisi…

    Kalp ve damar hastalıkları gündeme geldiğinde bakıyoruz ki bunlar da ülkemiz insanı için ciddi bir tehdit ve gittikçe de artıyor.

    Çok sayıda insanımızı kalp ve damar hastalıklarından, hem de genç denebilecek yaşta kaybediyoruz.

     Obezite çok ciddi bir hastalık olarak ülke insanını tehdit ediyor.

     Obezite deyince de aklımıza hemen şeker hastalığı geliyor, aralarında ciddi bir bağ olduğu için.    

     Ülke insanının çok ciddi sorunu olan şeker hastalığı, başka hastalıkları da tetikliyor.

     Alzheimer, belli bir yaşın üzerindeki insanlarımızın da yakınlarının da korkulu rüyası haline geldi. Geçmişe göre artış var alzheimer hastalığında…

     Ülkemizde böbrek hastalıkları, diyaliz hastaları da azımsanmayacak sayıdadır.

     Birkaç gün önce Diyalog Gazetesi’nin manşetinde psikolojik rahatsızlıklarla ilgili bir haber vardı.

     Söz konusu haberde, Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nin baş doktoru Abidin Akbirgün, ayda ortalama bin 400 yetişkin ve bin dolayında çocuğun psikiyatri polikliniğine başvurduğunu açıklıyordu.

     Çocuk hastaların sayısında bir önceki yıla oranla yüzde 10-15 arası bir artışın görüldüğünü anlatan Akbirgün, genel olarak yatılı hasta sayısında 2020’ye oranla yüzde 30’luk bir artışın olduğunu belirtiyordu.

     Doktor, 1932 yılından kalan ve yetersiz olan “Ruh Sağlığı Yasası”nın değiştirilmesi gerektiğini de vurguladı.

      Bu arada, madde bağımlılığı oranı arttığına, gençlerde uyuşturucu kullanımının ciddi artış gösterdiğine de de dikkat çekiyor doktorumuz.

      Covid-19 henüz bitmiş değil, bir şekilde tehdidini sürdürüyor ama Cıvid-19’dan bağımsız, diğer bazı bulaşıcı hastalıklarda artış olduğu da birkaç gün önce yine gazetelerde haberdi.

     Hatta cinsel yolla gelen bulaşıcı hastalıklar da artmış…

     Bu arada uyuz hastalığı bile son iki yıldır can sıkan hastalıklardan birisi olarak dikkat çekiyor.  

     Geçim sıkıntısı, bitmek bilmez sorunlar, belirsizlik nedeniyle stres de ülke insanını ciddi şekilde tehdit ediyor, strese bağlı yığınla hastalık var… Örnekleri artırabiliriz…

     Peki bunlar nerden mi aklıma geldi?

     “17 Mayıs Dünya Hipertansiyon Günü” dolayısıyla yapılan açıklamalar getirdi aklıma bunları.

     Ülkemizde devam eden sağlık taramasında 715’i kadın, 541’i erkek olmak üzere 1.256 kişiye hipertansiyon teşhisi konulmuş.

      Emin olun ki gerçek rakam bunun çok üzerindedir.

     Beyin kanaması, felç, görme kaybı, kalp-böbrek yetmezliği, koroner arter hastalığı, aort damar yırtılmalarına neden olan, erken ölümlere yol açan hipertansiyon da ülke insanı için ciddi sorundur.  

      Halk arasındaki sohbetlerde klasik bir soru var, birbirlerine “Şekerin var mı, tansiyonun var mı?” diye sorarlar.

      Klişe ama aslında çok da boş bir soru değil, çünkü çevrenizden de biliyorsunuz, çok sayıda insan şeker veya tansiyon hastası, hatta her ikisiyle mücadele eden birçok insanımız var. 

      Yani diyeceğim o ki hasta bir topluma dönüştük… Hastayız, birçok ciddi hastalığımız var ve check-up (sağlık taraması/ kontrolü) alışkanlığımız da yok.

       Hasta bir topluma dönüştük ama devlet hastanelerinden arzu edilen hizmeti alamıyoruz ve ilaca da ya ulaşamıyoruz ya da zorlukla ulaşabiliyoruz.

    Halkımız devletten yeterli sağlık hizmeti alamadığı için özel hastanelere ve özel kliniklere mahkûm oluyor ama özede sağlık pahalı.

    Hal böyle olunca insanlar sağlık sorunlarıyla ilgili hekime, hastaneye gitmeyi erteliyor, tabii ki bu da ölümlere ya da dönüşü olmayan başka kronik hastalıklara yol açıyor.

    Her ne kadar da yetkililer, panik edilmemesini, olağanüstü bir farklılık olmadığını söylese de çok dikkat çekici, çok sayıda genç yaşta “ani ölümler” var. Ani ölümler gerçekten de çok korkutucu…  

    Bir bakın yakın ve uzak çevrenize; hasta bir topluma dönüştük ve bu hastalıkların çoğu yakıcı.

    Ülkede şartlar hasta etmeye müsait ama tedavi etmede yetersiz. İnsanlar patır patır ölüyor, peki bunları dert edinen var mı?

    Hayır, bunun olmayacağı bir ülke yaratma derdinde değiller ama yönetenler cenazelere gidiyor işte, bu da size yetmiyor mu?   

{ "vars": { "account": "G-4YY0F4F3S9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-1E4JSD5JXZ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }