Kamu Borcu Sadece Fiyat Artışına mı Neden Oluyor?

Abone Ol

Geçen hafta kamuoyunda tartışma konularından biri de hiç kuşkusuz akaryakıt zamları ile gündeme gelen kamu borcunun fiyat artışlarına neden olduğudur.

Bilindiği gibi, 29 Ekim 2025 tarihinde yürürlüğe giren akaryakıt zamları toplum tarafından da takip edildiği gibi ekonomik bir gerekçeye dayanmamakta olup, tek sebebi sürdürülemez kamu borcu ve bütçe açığına kaynak yaratmaktı. Aksine, Brent petrol fiyatında düşüş olduğu için zam yerine cüzi de olsa akaryatın ucuzlaması gerekiyordu.

Tarih boyunca olmadığı ölçüde KKTC kamu borcunun 11 milyar TL’ye ulaşması, borçlanmayı ve sürdürülmesini zorlaştırırken özellikle yaklaşan 13. Maaş paniği Maliyeyi kolay para yaratma telaşına sürüklemiştir. Bu açıdan en iyi alternatif olan akaryakıt fiyatlarına zam yapılması tercih edildi.

Akaryakıt ve benzeri zamların esas nedeninin Hazineye kaynak yaratmayı zaruri kılan kamu borçları olduğu için doğal olarak kamu borcunun fiyat artışlarına yol açtığı konusu gündem maddesi haline gelmiştir.

Kuramsal olarak konuya bakıldığında; kamu borcu sadece fiyat artışlarına değil aynı zamanda üretime, tüketime, yatırıma, istihdama, kalkınmaya ve sürdürülebilir bir ekonomiye menfi etki yapmaktadır. Bu çerçevede, kamu borcunun ülke ekonomisine etkisini aşağıdaki gibi özetleyebiliriz (eeksforgeeks.org/accountancy/economic-effects-of-public-debt/):

· Fiyat Artışları ve Enflasyon Üzerindeki etkisi: Ekonomist olmayanların da çok iyi bildiği gibi; bütçe açığını ve borçlanma ihtiyacını azaltmak için temel girdi maddesi olan akaryakıta yapılan zam üretimin ve birçok sektörün maliyetini artıracağından otomatik olarak fiyat artışlarına ve enflasyona neden olacaktır. Ayrıca, iç borçlanmanın büyük bir bölümünün bankalardan yapılması kaydi paranın doğumuna neden olmakta böylece para arzı artmaktadır. Bu şekilde yapılan borçlanma ile harcamaların kısılması mümkün olmadığı gibi para genişlemesi enflasyonun artmasına neden olmaktadır (https://avesis.marmara.edu.tr/yonetilen-tez/).

· Büyüme Üzerindeki Etkisi: 52 ülke üzerinde yapılan bir araştırmada, düşük gelirli ülkelerde kısa dönemde borç yükündeki değişimin ekonomik büyümeyi istatistiksel olarak etkilemeyeceği, uzun dönemde ise borç yükünde meydana gelecek bir birimlik artışın ekonomik büyümeyi %0,6 düzeyinde azaltacağı bulgusuna ulaşılmıştır (https://ms.hmb.gov.tr/uploads/2020/03/013). Benzer şekilde Malak (2022) tarafından yapılan çalışmada, 25 AB ülkesi ve 2004-2019 zaman dilimi dikkate alınarak kamu borcunun ekonomik büyüme üzerindeki etkisi incelenmiş ve elde edilen ampirik bulgulara göre kamu borç yükünün artışı ekonomik büyümeyi azalttığı sonucuna varılmıştır (https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/2845128). Aynı konuda yapılan diğer bir çalışmada ise 1980'den 2021'e kadar yıllık verileri kullanarak Etiyopya'daki kamu borcunun ekonomik büyüme üzerindeki dinamik etkileri araştırtılmış ve kamu borcunun kısa vadede yatırımı destekleyip büyümeyi artırırken, uzun vadeli büyümeyi engellediğini ortaya koymuştur(https://www.tandfonline.com/doi/full/10.1080/15140326.2024.2398908#abstract).

· Tüketim Üzerindeki Etkisi: Kamu borcu, tüketim harcamalarını azaltarak ekonomi üzerinde daraltıcı bir etkiye sahiptir. Tüketicilerin kamu borcuna olan katkıları nedeniyle satın alma güçleri azalır ve bu da daha önce satın aldıkları miktarda mal ve hizmet satın alamamalarına neden olur.

· Özel Yatırım Üzerindeki Etkisi: Kamu borcu, özel yatırımcıların yatırım fırsatları için daha az fona erişebilmesine yol açar. Piyasada yatırılabilir fonlar sınırlıdır. Fonlar kamu borçlarında bloke olursa, özel sektöre daha az fon kalır ve maalesef üretim maliyetini kabartacak şekilde fonlama maliyetleri artar. Bu nedenle kamu borcu, özel sektöre sağlanan fon miktarını doğrudan etkiler ve özel sektörü dışlama etkisi yapar.

· Gelir Dağılımı Üzerindeki Etkisi: Vergi adaletsizliğini ve kayıt dışı ekonomiyi önlemekten aciz olan KKTC gibi ülkeler, kamu borcunu finanse etmek için icat ettiği vergileri ya ayırt etmeksizin tüm tüketicilere ya da mevcut mükelleflere yönelik uyguladığı için gelir dağılımı adaletsizliğini daha da depreştirmektedir.

Sonuç olarak; kamu borcu ekonomik kalkınmayı engelleyen önemli hastalıklardan biridir. KKTC’de ise kamu borcu maalesef sürdürülemez bir hal almıştır.

{ "vars": { "account": "G-4YY0F4F3S9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-1E4JSD5JXZ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }