Akşam akreditasyonum yapıldı ve basın tribününde yerimi aldım. UEFA Şampiyonlar Ligi’nde Alphamega Stadyumu’nda Pafos FC – Bayern Münih maçını yerinde takip etmek benim için unutulmaz bir deneyimdi. Futbolu yalnızca bir oyun olarak görmek mümkün değil; böylesine bir atmosferde futbol, bir kültür, bir heyecan ve en önemlisi birleştirici bir güç haline geliyor.
Basın emekçileri için akreditasyon bir ayrıcalık değil, mesleğini icra edebilmesi için en temel haktır. Ancak bu hakkın keyfi uygulamalarla engellenmesi yalnızca gazetecilerin görevini değil, toplumun gerçeğe ulaşma hakkını da zedeliyor. Bir yerde reddedilirken başka bir yerde sorunsuzca verilebilmesi ise bu adaletsizliğin en açık göstergesidir.
Sporun evrensel ve birleştirici ruhuna gölge düşüren bu uygulamalar kabul edilemez. Futbol sınırları aşan bir dilken; basına getirilen kısıtlamalar tam tersine ayrıştırıcı bir duvar örüyor. Oysa bizler sahada olanı, tribünlerde hissedileni, tarihe kazınacak anları aktarmak için oradayız. Kalemimiz, objektifimiz ve sesimiz, bu oyunun belleğini oluşturuyor.
Futbolun birleştirdiği yerde basının susturulması, tarihe düşülen kara bir nottur. Eğer sporun evrensel ruhuna inanıyorsak, basının özgürlüğünü de aynı kararlılıkla savunmak zorundayız.
Maçta Harry Kane şovuna tanıklık ettik. Maçın adamı seçilen Kane, attığı 2 gol ve sergilediği üstün performansla geceye damga vurdu. Altı golün atıldığı bu karşılaşma 5-1 Bayern Münih üstünlüğüyle sonuçlandı. Skor tabelasının ötesinde sahada yaşanan heyecan ve atmosfer ise bu maçı benim için unutulmaz kılan en önemli unsurlar oldu..