Birkaç gündür kamuoyunda konuşuluyor, haber oldu, köşe yazılarına yansıdı, haber programlarında konuşuldu ama birkaç satır da ben yazmak istiyorum.

    Bir mahkeme haberi vardı geçen gün, bir kadına ve o kadının arkadaşına şiddet uygulayan bir kişi tutuklanıp mahkemeye çıkarıldı.

    Mahkemede polisin söylediği bir söz, ülkeyi yönetenlerin “kadına yönelik şiddet” konusunu önleme konusunda ne kadar samimiyetsiz olduğunu gösteriyor, tabii bir de partizanlığın nerelere kadar dayanabileceğini…

    Evet ülke yöneticilerinin öncelikle “kadına şiddete” ama aslında ülkede “genel şiddete” karşı ne kadar duyarsız olduklarını gösteren bir durum…

    Peki ne dedi polis mahkemede?

    İki kadına şiddet uygulayan bu kişi tıpatıp benzer bir suçu geçmişte, yaklaşık bir yıl önce de işlemiş bir sabıkalıymış.

    Üstelik de vatandaş değilmiş, cezasını çekince sınır dışı kararı çıkmış, yani sınır dışı edilmesi gerekiyormuş ama sınır dışı edilmemiş.

   Neden mi? Çünkü Bakanlar Kurulu kararıyla sınır dışı edilmesi engellenmiş.

   Kadına şiddet uygulayan, vatandaş olmayan bir kişinin ülkede kalmasını sağlamış bakanlarımızın kurulu…

   Yani yine partizanlık, yine torpil… Evet, bakanlarımızın kıramayacağı nüfuzlu birisi, bu kadın düşmanı, bu şiddet düşkünü adamın ülkede kalması için kabine üyelerini ikna etmiş…

    Olacak iş midir şimdi bu? Yani hepsi bitti, azılı suçluları ülkede tutmak için de mi partizanlık yapacaksınız?

    Evet yapıyorlar işte… Kadına şiddet uygulayan bir suçlunun ülkede kalmasını sağladılar.

    Peki ne oldu? Ne olacak bu adam, başka iki kadına şiddet uyguladı…

    Üstelik ülkede bir yıldır kaçak yaşamış bu kişi…

    Üç- beş oy alasınız diye her şeyi yapıyorsunuz.

    Suçludur yahu bu, sabıkalıdır, kadına şiddet uygulayan gaddar bir kişidir.

    Onun gibi olan başkaları sınır dışı edilirken, bu kişiyi tutmak insafsızlıktır.

    Şimdi yine kadınlara şiddet uyguladı, bu haberi duyduğunuzda utanmadınız mı? Utanmalısınız bence…

    O kadınları öldürmediğine mi şükredelim yani? Ya öldürseydi ne olacaktı, öldürebilirdi de…

    Acaba diyorum, ilk şiddet uyguladığı kadınlar ölseydi, yine de bu torpili yaparlar mıydı bu adama?

    Lanet olası partizanlığın nerelere kadar dayandığına bakar mısınız?

    Gerçekten bu ülkede olanlar, akıl alır şeyler değildir.

    Polis söyledi bu kişinin sınır dışı edilmesinin siyasi yöneticiler tarafından engellendiğini.

    Polis bunu gayriihtiyari mi söyledi yoksa onların da mı canına tak etti bilmiyorum ama iyi ki de söyledi.

    İyi ki söyledi de “kadın düşmanı” bir kabinemiz olduğunu öğrenmiş olduk.

    Bir de çıkıp nutuk çekmezler mi kadın haklarıyla ilgili?

    Bir de hikâye düzmezler mi “kadına şiddet” konusunda hassas oldukları, tedbirler alacakları yönünde.

    Yalan, hep yalan… İşin içine partizanlık girdi mi akan sular duruyor, söylediklerini unutuyorlar.

    Yalnızca bu şiddet yanlısı adamı değil aslında sınır dışı edilmesini engelleyenleri de yargılamak lazım.

     O adam o kadınları darp ettiyse, bir yıl sonra benzer suçları işlediyse, suç ortağı Bakanlar Kuruludur, yani bu suçu yalnız işlemedi… Maalesef durum budur…

     Merak ediyorum, bir yıldır ülkede kaçak yaşayan ve benzer bir şiddet suçu işleyen adamın ikinci kez sınır dışı edilmesini engelleyecek mi Bakanlar Kurulu?

    O kıramadıkları nüfuzlu kişi için bir torpil daha yapacaklar mı? Kim bilir belki de yaparlar.

    Bu ülkede her şey olur, artık hiçbir şeye şaşırmıyoruz. “Bu kadarı da olmaz” dediğimiz çok şey yaşadık…