En fazla telefon aldığımız ve “yazın bunu” denilen konu, kara sınır kapılarındaki sıkışıklıktır.
Sıkışıklık sözü masum kalır, aslında kapılarda tam bir eziyet yaşanıyor.
Sürekli olarak “mevcut kara sınır kapıları iyileştirilsin, yeni sınır kapıları” açılsın deniliyor.
Tamam da biz bu konuyu defalarca haber yaptık, başka gazeteler de sürekli olarak haber yapıyor, daha dün Diyalog gazetesi konuyu “Basit bir sorun çözülemiyor” başlığıyla manşetine taşıdı.
Başka gazeteler de konuya defalarca ön sayfalarında yer verdi.
Dijital gazeteler neredeyse her gün bu konuyu haber yapıyor.
Sınır kapılarındaki eziyeti köşe yazarları da köşesine taşıyor.
Biliyorsunuz ben de defalarca yazdım…
Vatandaşlar zaten sosyal medyada sıkça bu konuyla ilgili bir şeyler paylaşıyor, tepkilerini ortaya koyuyor ama değişen bir şey yok…
Ne bizim yönetimimizin sınır kapılarında iyileştirme yapma niyeti var ne de Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum Hükümetlerinin yeni bir kapı açma isteği…
Hade Kıbrıslı Rum Hükümetinin yeni sınır kapısı açma niyeti olmadığını biliyoruz, Kıbrıslı Rumların Kuzey Kıbrıs’a alışveriş için geçmesini istemiyorlar.
Peki Kıbrıslı Türk yöneticiler neden istemiyor onu anlayamıyorum.
Kıbrıs Türk ekonomisini ayakta tutan, birçok küçük esnafın, perakendecinin, restorancının batmasının, iflas etmesinin, kepenk kapatmasının önüne geçen, onlar için kurtarıcı olan Güney Kıbrıs’tan gelen Rumlar ve turistlerdir.
Bunu Kıbrıslı Türk yöneticiler sırası geldiğinde dile getiriyor, Güney Kıbrıs’tan gelen müşterilerin ciddi miktarda döviz bıraktığını söylüyorlar ama iş sınır kapılarını iyileştirmeye gelince kıllarını kıpırdatmıyorlar.
Ayrıca yeni sınır kapısı açılması için Rum yöneticileri zorlayacak, onlarla bu konuyu müzakere edecek niyet de yok Kıbrıs Türk tarafında.
Hatırlayacaksınız; Haziran 2022’de Ekonomik Örgütler Platformu ile hükümet arasında, kara sınır kapılarının iyileştirilmesi konusunda bir ön protokol imzalanmıştı.
Hatta imzalanan protokolün detayları Resmi Gazete’de bile paylaşılmıştı.
Yaklaşık 10 gün sonra protokolün imzalanmasının yıldönümü gelecek, yani tam bir yıldır bir çivi bile çakılmadı.
Biliyorsunuz Ticaret Odası, Ekonomik Örgütler Platformu’nun üyelerinden birisidir. Geçen hafta Ticaret Odası Başkanı Turgay Deniz, Bağımsız TV’de Emin Akkor’la birlikte yaptığımız “Empati” programının konuğuydu.
Sayın Turgay Deniz’e imzalanan protokolün neden uygulanamadığını sorduk.
Hükümetin bir fizibilite çalışması yapmayı ve ortaya bir plan koymayı taahhüt ettiğini ama halen bunun yapılmadığını belirten Deniz; “Yeter ki bize planı versinler, biz bu projeyi hayata geçirme konusunda muktediriz” dedi.
Yani anlayacağınız Ekonomik Örgütler Platformu da hükümetin bir plan, program yapmasını ve “Hade başlayın” demesini bekliyor ama o “Hade başlayın” sözü bir türlü çıkmıyor, söylenmiyor.
Turgay Deniz’in dediğine göre, Ekonomik Örgütler Platformu yeni kapılar açılmasını da istiyor.
Hatta istekleri arasında “Yeşil Hat ticaretinin sağlanabileceği ve ‘T’ izni taşıyan ticari araçların geçebileceği bir kapı talebi” de var…
Yeni bir kapı açılana kadar, Ledra Palas kapısının bu doğrultuda ticari araçlar için açılmasını da talep ediyorlar.
Ancak hükümetin gündeminde ne mevcut kara sınır kapılarının iyileştirilmesi var ne de yeni kapılar açılması için cumhurbaşkanlığı nezdinde bir girişim...
Kara sınır kapılarının ekonomi için ne kadar önemli olduğunu söylüyorlar ama dilleri başka söylüyor niyetleri başka.
Bana kalırsa kara sınır kapıları konusunda istekli değildirler… Ya bir şeylerden korkuyorlar, dile getiremedikleri bir korkuları var ya da her zamanki umursamazlıkları, öncelikleri belirleyememe beceriksizlikleri nüksetti.
Yani anlayacağınız, kara sınır kapılarındaki eziyet devam edecek, birinin bir şey yapmaya niyeti de cesareti de yok.