Mağusa surlarının bir parçası olan ve yıllardır kapalı olan mazgalların yenilenip kamusal alana kazandırılması yerine meyhanelere dönüştürülmesi gerçekten inanılır gibi değildir. Gelmiş geçmiş en büyük tarihi eser düşmanları listesi hazırlansa son 50 yıldır siyaset sahnemizde yer alan birçok kişi dünya sıralamasına girer. Listenin başında da kültür ve çevre bakanları yer alır.

Hiçbir tarihi değere, kültürel varlığa saygısı olmayan ve önlerine gelen her şeyi tüketmeye hazır bir grup insan yetkili makamlara oturmuş, tarihi mazgalları meyhanelerle doldurmaya karar vermişler. Her aldıkları karar, ne tuhaf insanların idaresinde olduğumuzu bir kez daha ispatlıyor.

Doğrusu, taşı toprağı satılıp betonla doldurulan ve dokusu adeta yok edilmeye çalışılan Mağusa’ya yapılabilecek başka kötülük kalmadığını düşünüyordum. Ne safmışım! Her köşesinde, her tarihi sur taşında 2 bin yıldan fazla zamana yayılan emek olan bu kentin daha çekeceği varmış ki şimdi de mazgalları meyhaneye çeviriyorlar.

Savaş sırasında içine sığındığımız o sığınakları meyhaneye çevirmenin akıl ile izan ile açıklanır bir yanı yoktur. Tek açıklama, savaşta ahalinin çektiklerinden bihaber olan bu zihniyetin her değere her tarihi esere rant gözlüğüyle bakmasıdır. O mazgallarda belki de hayatlarının en büyük travmalarını, korkularını yaşayan Mağusalıların sayısız hatırası var. O mazgallar sayesinde Rum ateşiyle ölmekten kurtulan birçok kişi halen hayatta. Hadi tarihe saygınız yok, savaş cehennemini yaşamış insanların hatıralarına da mı saygı duymuyorsunuz?

Sorsanız milliyetçiliği kimseye bırakmazlar, sürekli esip gürlerler. Gençlerin tarih bilmediğinden yakınırlar. Sanki gençlere tarih anlatıp sevdirecek kültür projeleri, sinema, tiyatro gibi etkinlikler yapıyorlar da gençlik onları anlamıyor. Surlarımızın bir parçası olan, Mağusalıların savaş hatıralarıyla dolu tarihi mazgalları meyhaneler sokağına çevir, ondan sonra da gençler tarih bilmiyor diye ağla. Ne ala memleket.

Aldığınız karar tarih bilincini çökertme girişimidir. Eğer gençlere tarih öğretmek ve sevdirmek gibi bir amacınız olsaydı mazgalları kültür ve turizm alanına kazandırır, tarihimizi tüm geçmiş uygarlıkları da kapsayacak şekilde anlatacak müzelerle, etkinlik mekanlarıyla doldururdunuz; meyhanelerle değil.

Hiç inandırıcı değilsiniz. Ahali palavralarınızdan bıktı. Tarihi eserler dahil her şeye rant gözlüğüyle baktığınız için egemen ve eşit tezinize inananlar da azalıyor.

Savaş sırasında Rum mermilerinden ve bombalarından kaçıp sığındığımız, yaralılarımızı tedavi etmeye çalıştığımız, ölülerimizin başında ağladığımız mazgallara meyhaneler açmak, Mağusalıyı yok saymaktır. Bu akıl dışı kararın arkasında Mağusalı siyasetçilerin de olması gerçeği değiştirmez.

Hadi karar vericiler böyle bir saçmalığa imza atmış, muhalefet nerede peki? Gözümden kaçan bir şey olduysa bağışlasınlar ama ben karara karşı sesini yükselten bir siyasetçi görmedim.

Mazgalların oldubittiyle meyhaneye çevrilmesini eleştirdiğini ve tepki koyduğunu gördüğüm tek kişi Mağusa aşığı Dr. Okan Dağlı oldu. O milliyetçi ağalara sorsanız Dağlı’yı “Rumcu” olmakla ve bu sebeple eleştiri yapmakla suçlarlar. Çünkü bu tip çirkin ithamların ve atıfların kullanma tarihinin geçtiğinin, de farkında değiller.

Gerçek vatansever toprağına, çevresine sahip çıkar; tarihi değerlerine gözü gibi bakar. Her gördüğü güzelliği nasıl ranta dönüştüreceğini düşünmez. On yıllardır vatanseverlik palavralarınızı dinliyor, bu kavramın içini boşaltıp “ganimetçilikle” eş anlamlı hale getirmenizi izliyoruz. Böyle yapa yapa insanları sokaklarına, tarihine, çevresine küstürdünüz. Gençler tarih bilmiyor diye sızlanıyorsunuz ama adeta tarih öğrenmesinler diye uğraşıyorsunuz. İnsanlar gerçek tarihini öğrenemediği için toplumumuz asgari müştereklerini kaybediyor; siz de çevremizi, doğamızı ve tarihi eserlerimizi daha kolay talan edebiliyorsunuz.

“Bize bir şey olmaz” diye kabardığınıza ve bu nedenle bu kadar pervasız kararlar alabildiğinize eminim ama ahali çok da uzak olmayan bir gelecekte sizinle nihai olarak hesaplaşıp, külüstür zihniyetinizi tarihin çöp sepetine atacak.