Küresel siyasette önemli gelişmeler yaşanıyor. ABD’nin başı çektiği, küresel siyaseti domine ettiği biliniyor.
Bilinen bir şey daha var: Küresel siyaset dengeleri oynak bir hal almış durumda.
Henüz ABD’nin gücünü sarsacak rakip hamleler fazla etkili olmasa da potansiyel olarak Çin’in yükselen bir güç olduğu, küresel dengelere etki edebileceği bir sır değil.
Bütün bu nedenlerle, ABD, Avrupa Birliği, İngiltere, Çin ve Rusya gibi küresel siyaset aktörleri yeni bir konumlanış sürecine girdi.
ABD ile AB’nin NATO şemsiyesi altında ikinci dünya savaşından beridir süren ve Batı diye adlandırılan ittifak bu süreçte ciddi bir sarsıntı geçiriyor.
Ukrayna savaşı da bunun yansıması.
ABD’li stratejistler Çin ve Rusya’nın ortak ittifak kurması durumunda güç dengelerinin ABD aleyhine değişebileceğinin farkında.
O nedenle Rusya kilit ülke konumuna gelmiş durumda.
Putin de bunun farkında ki gücünün çok üstünde taleplerde bulunabiliyor.
Ne var ki geçtiğimiz hafta, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte Rusya lideri Putin’e sarsıcı bir benzetme ile cevap verme durumunda kaldı.
Rusya’nın ekonomisinin ABD’nin Texas eyaletinin ekonomisi kadar bile büyük olmadığını hatırlatan Rutte Putin için “O, Texas Valisi’dir, daha fazlası değil.” dedi.
Tabii Rutte, bunu söylerken, esas olarak kendi hedef kitlesi olan Avrupa ülkelerine de ciddi bir uyarıda bulundu.
Yakın zamana kadar Rusya’nın tüm Avrupalı NATO müttefiklerinden daha fazla mühimmat ürettiğini, artık Avrupalı müttefiklerin de savunmaya çok daha ciddi kaynak ayırmalarının şart olduğunu vurguladı.
İkinci Dünya Savaşından beridir ABD himayesinde savunmaya pek de ciddi bir kaynak ayırmayıp refah devletini inşa eden AB, öyle anlaşılıyor ki yeni küresel dengelerden olumsuz anlamda etkilenecek güçlerin başında geliyor.