Yeni bir yıla girilirken geride kalan ve artık eskimiş olan yılın iyisiyle kötüsüyle, artısıyla eksisiyle kısa bir muhasebesini yapmak yararlı bir etkinliktir.
Tabii bunu herkes kendi kişisel ve yakın çevresiyle ilgili yapabileceği gibi, toplumsal hatta küresel ölçekte de yapmak mümkündür.
Nitekim burada toplumsal ve küresel ölçekte siyasetin çok kısa bir muhasebesi ve daha önemlisi de yeni yılın projeksiyonu yapılacaktır.
Her şeyden önce bölgesel ve küresel ölçekte savaşların devam ettiği, pek çok masum insanın öldüğü ya da zor koşullarda hayatını idame ettirdiği bir yılın geride kaldığını kaydetmek gerekir.
Küresel siyaset dengelerinin zorlandığı, güç dengelerinin sınandığı uluslararası konjonktürde, bulunduğumuz coğrafyanın bundan etkilenmemesi düşünülemezdi.
Muhtemeldir ki 2026 yılında küresel dengelerin Ortadoğu ve Doğu Akdeniz’e ve bu arada Kıbrıs’a yansımaları 2025 yılından daha az olmayacaktır.
Hatta söz konusu dengelerin Kıbrıs’taki etkilerinin ivme kazanarak artması yüksek bir olasılık dahilindedir.
Öte yandan, 2025 yılında KKTC siyasetinde de önemli bir değişim yaşandığı, en azından siyasal aktör düzeyinde bunun gerçekleştiği vurgulanabilir.
Ersin Tatar'ın gidip Tufan Erhürman’ın Cumhurbaşkanı seçilmesi, nihai sonuç Rum tarafının tutumuna göre şekillenecekse de, elbette kayda değer bir değişimdir.
Ne var ki iç politikada mevcut siyasal aktörlerle 2026 yılında da anlamlı bir sistemik değişim olmayacağı not edilmelidir.
Var olan bütün siyasal partilerin ve onların çapı belli aktörlerinin, ülkenin ihtiyaç duyduğu değişimi gerçekleştirmesi elbet imkan dahilinde değildir.
Ama belki de 2026 yılı, siyasette ihtiyaç duyulan gerçekten yeni bir anlayışın ve yeni aktörlerin sahneye çıkış tarihi olacaktır.
O yüzden umudu yitirmemek lazım.
Herkese mutlu ve umutlu yeni yıllar.