Bilindiği gibi: Türkiye Cumhuriyet’inde 14 Mayıs günü gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı seçiminde herhangi bir aday yüzde 50’yi aşamadığı için 28 Mayıs günü seçimin ikinci turu yapılacak. İkinci turda yarış oyların yüzde 49,51’ini alan Cumhur İttifakı adayı Recep Tayyip Erdoğan ile oyların yüzde 44,88’ini alan Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu arasında geçecek. Yazımın başında öncelikle belirtmek isterim ki; ikinci turda Türkiye Cumhurbaşkanı kim seçilecek veya kim seçilmesi gerekir gibi gündem maddeleri bu makalenin konusu değildir. Türkiye Cumhurbaşkanlığı seçimi birinci tur sonuçları ile ortaya çıkan dikkat çekici bazı olgular insiyaki olarak KKTC’yi düşündürdü ve endişelendirdi. Şöyle ki, yurt dışındaki bazı bölgelerde kullanılan oylar ile ülke geneli oylar arasında önemli derecede faklar oluştu. Ülke genelindeki oylarda Erdoğan yaklaşık %5 Kılıçdaroğlu’nun önünde çıkarken bazı yurt dışı ülkelerde Kılıçdaroğlu Erdoğan’a önemli fark atmıştır Kılıçdaroğlu’nun yurt dışında aldığı yüksek oy yüzdelerini şu şekilde özetleyebiliriz: ABD yüzde 80,39; Kanada yüzde 79,65; Sırbistan yüzde 48.23; Macaristan yüzde 72.74; İtalya yüzde 73.85; İsviçre yüzde 57.6; Portekiz yüzde 91.39; Arnavutluk yüzde 62.58; Belarus yüzde 67.97; Çek Cumhuriyeti yüzde 87.28; Finlandiya yüzde 72.89; Estonya yüzde 91.53; Gürcistan yüzde 63.58; Litvanya yüzde 80.86; Bulgaristan yüzde 69.16; Yunanistan yüzde 75.88; Moldovya yüzde 54.96; Slovakya yüzde 78.65, Türkmenistan yüzde 49.28; Bahreyn yüzde 72.85; İsrail yüzde 62.9; Birleşik Arap Emirlikleri 66.87: Japonya yüzde 61.69 ve Çin yüzde 69.31. Yurt dışındaki bazı ülkelerde Kılıçdaroğlu’nun çok yüksek oy alması makalenin elbette konusu değildir. Önemli olan konu seçmen olarak kabul edilen yurt dışındaki Türk vatandaşlarının Türkiye Cumhuriyeti’nin yönetime doğrudan ne ölçüde etki yapabilecekleridir. Çünkü bahse konu yurt dışı seçmenler Türkiye’de yaşamadıkları için oradaki yönetimden, ekonomik yapıdan ve siyasi mülahazalardan farklı saiklerle oy kullandıkları için genel eğilimin aksine oy verebilmektedirler. Türkiye için yurt dışında yaşayan seçmen sayısı seçimin genel sonucunu değiştirebilecek potansiyele sahip değildir. Şöyle ki, Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekili seçimlerine ilişkin yurt içi ve yurt dışındaki toplam seçmen sayısı 64 milyon 113 bin 941, yurt dışındaki seçmen sayısı ise 3 milyon 416 bin 118 olarak bildirilmiştir. Buna göre Türkiye için yurt dışında yaşayan seçmen oranı yüzde 5.3’dür. KKTC’deki seçimler düşünüldüğünde; hiç kuşkusuz en az Kıbrıs’ta yaşayan Kıbrıslı Türkler kadar İngiltere, Avustralya ve diğer ülkelerde yaşayan Kıbrıslı Türk bulunmaktadır. KKTC’deki siyasiler zaman zaman popülist söylemlerle yurtdışında yaşayan Kıbrıslı Türklere kısıtlama getirmeden seçmen yapma vaadinde bulunmaktadırlar. Bu söylem son derece sakıncalı olup, fiiliyata geçmesi halinde yurt dışında yaşayan seçmenler KKTC’de sakin seçmenlerin iradesini potansiyel olarak önemsizleştirebilecektir. Üstüne üstlük, yurt dışında yaşayıp KKTC yönetimiyle doğrudan bağlantısı olmayan Kıbrıslı Türklerin seçmen niteliği ve hakkı elde etmesi hukuki ve meşru zeminde mutlaka tartışılmalıdır. Seçme hakkı, temsili yönetimlerde yurttaşların, seçim ya da halkoylaması yoluyla, kamusal alanda görüş ve tercihlerini belirlemesi; bir başka deyişle, yönetilenlerin, yerel yönetimde ve merkezi hükümette kendilerini yönetecek olanları seçmesidir. Sonuç olarak; her türlü olumsuzluğa rağmen ülkesini terk etmeyip KKTC’de yaşamakta ısrarlı Kıbrıs Türklerinin Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki iradesi Rumlar tarafından gasp edilmişken, Kuzeydeki iradesi ise maalesef yurtdışındaki potansiyel seçmenlerin ve golifa gibi dağıtılan vatandaşlıkların tehdidi altındadır.