Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Başkanı Seran Aysal, ülkede imar planı yapma konusunda büyük sıkıntılar yaşandığını belirterek, enerji üretim kapasitesi, trafik altyapısı, kanalizasyon altyapısı sağlanmadan birçok yerde üst yapılar yapıldığını söyledi.

Üst yapıların imar planı olmadan yapılması sonucunda düzensizlik yaşandığına dikkat çeken Aysal, “Diyelim ki plansız şekilde binaları yaptınız ve kanalizasyon yapılmadı, o kanalizasyon atıkları nereye gidecek?” dedi.

“Biz binalar yapılmasın demiyoruz, yapılsın fakat planlı yapılsın” diyen Aysal, internet, elektrik, su gibi sıkıntıların yaşandığı yerlere altyapı yapılmadan bina yapılmasının çok sakıncalı olduğunu vurguladı.

BAĞIMSIZ TV’de yayınlanan, Genel Yayın Yönetmeni Ali Baturay ile köşe yazarı Emin Akkor’un sunduğu “Empati” programına konuk olan Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Başkanı Seran Aysal, kendisine yöneltilen soruları yanıtladı.

“İş işten geçtikten sonra imar planı yapılıyor”

Gazimağusa-Yeniboğaziçi-İskele İmar Planı’na da değinen Aysal, bölgede 2017 yılına kadar 28 bin 900 mertebesinde konut bulunduğunu, o zamanlar konut sayısının 365 bine çıkarılabileceğinin duyurulduğunu fakat bölgedeki altyapının yeterli olmamasını kimsenin hesaplamadığını dile getirdi.

Sağlıklı bir şekilde üst yapılar yapılabilmesi için ilk önce iyi planlanmış bir şekilde altyapının yapılması gerektiğini ifade eden Aysal, Girne başta olmak üzere bir çok bölgede iş işten geçtikten sonra plan yapıldığını, bunun doğru bir durum olmadığını vurguladı.

“Okullardaki sıva çökme olayları bakımsızlık nedeniyle oluyor”

Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Başkanı Seran Aysal, okullardaki sıva çökme olaylarının binaların yapıldıktan sonra bakımsız bırakılması nedeniyle yaşandığını söyledi.

Oda olarak 250 civarı mühendisle sahada çalışma yaptıklarını, okullardaki binaları özveriyle inceleyip, değerlendirme yaptıklarını belirten Aysal, “Bir okulda 5 bina varsa 5 binayı ayrı ayrı inceliyoruz” dedi.

Sahada yaptıkları incelemeleri, binaların depreme karşı dayanıklı olup olmadığına karşın yaptıklarını dile getiren Aysal, binaları puanlama sistemiyle değerlendirdiklerini, buna göre liste çıkardıklarını vurguladı.

En düşük puanı alan binanın en önce tadilat edilmesi gerektiğine dikkat çeken Aysal, “Örneğin 1 milyar TL’lik bir bütçe varsa en düşük puana sahip yerlerden başlanmalı, sonra da yeniden bütçe oluşturulduğunda yine en düşük puanlı binanın onarımıyla çalışmalara devam edilmeli” ifadelerini kullandı.

Okullarda çoğu zaman meydana gelen tavan çökme olaylarının binanın sağlam yapılmamasıyla ilgili olmadığını, binaların depreme karşı dayanıklı yapıldığını kaydeden Aysal, tavandan düşenin sıva olduğunu, sıvanın düşmesinin nedeninin ise korozyon olduğunu belirtti.

Korozyon olayının bakımsızlık nedeniyle meydana geldiğine vurgu yapan Aysal, “Bakımsızlık nedeniyle demir suyu emer, beton demiri paslanır, beton demiri paslanınca şişer ve özelliğini kaybeder, bu sırada beton çatlar ve en sonunda sıvaya havanın da girmesiyle çatladığı yer düşer” dedi.

Karpaz’daki bir çok okula gidip incelemelerde bulunduğunu anlatan Aysal, bölgede 1939’da yapılan okulun bile bulunduğunu, bu okulun 15-20 sene önce yapılan bir çok okuldan çok daha sağlam bir durumda olduğunu dile getirdi.

Aysal, sözlerine şöyle devam etti:

“Mühendislik açısından bakıldığı zaman deprem konusunda kolon kesitleri uygun, kiriş sistemi uygun, malzemelerin tamamen iyi kullanıldığı binalar depreme karşı dayanıklıdır. Fakat deprem güvenliği açısından tamam olan binalara bakım yapılmazsa tavanın zamanla çökmesi kaçınılmaz olur. Bu nedenle binalara zamanında bakım yapılması önemlidir.”

“Dövize çare bulamayız fakat  pahalılığa müdahale edebiliriz”

İthal edilen dondurulmuş et konusunda da değinen Aysal, belli bir süre sonra dondurulmuş etlere de zam yapılasını beklediğini söyledi.

Elektrik fiyatlarının yüzde 13 zamlandığını belirten Aysal, asgari ücretin artışıyla birlikte elektriğe yapılan zamma şaşırmadığını, beklenilen bir şey olduğunu vurguladı.

Ülkemizde yabancı paraya etki etmenin imkanı olmadığını dile getiren Aysal, “Biz döviz para birimine etki edemeyiz fakat, ülkedeki pahalılığa müdahale edebiliriz” dedi.

Küçük bir ada ülkesi olarak tüm ürünlerin limandan girdiğine dikkat çeken Seran Aysal, ülkece bu pahalılığın üzerine gidilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Asgari ücretin yüzde 23 oranında arttığı zaman bir ürünün de yüzde 23 artmasının imkansız olduğunu belirten Aysal, bu durumda ürünün sadece işçiliğinin artabileceğini ifade etti.

Ülkede ciddi bir denetimsizlik olduğuna vurgu yapan Aysal, denetimsizliğin de fahiş fiyat artışlarına neden olduğunu kaydetti.

“Tüm teknik daireler bilerek çökertildi”

Ülkedeki tüm teknik dairelerin bilerek ve isteyerek çökertildiğini belirten Aysal, “Gerek uzun ömürlü hükümetler, gerekse de kısa süreli hükümetlerde sürekli bakanlar değiştiği için sürekli bir atamalar yapılıyor” dedi.

Ülkede sürekli bir atama yapıldığına dikkat çeken Aysal, bazı bakanların başa geldikten sonra bakanlığa ve daireye kendi partisindeki insanları atadığını, hatta aynı partiden bakanlar değiştiğinde bile üst düzey yöneticilerini değiştirdiğini söyledi.

1980-1990’lı yıllarda memurların, müdür veya amir olabilme ihtimallerinin bulunmadığını, akıllarının ucundan bile geçmediğini aktaran Aysal, “Günümüzde kimler müdür görüyoruz, beden eğitimi öğretmeni bile bir daireye teknik müdür olarak atanabiliyor” ifadelerine yer verdi.