Bir taraftan arka arkaya gelen sorunlar, konular gündem oluyor ve tartışıyoruz, diğer taraftan da bazı kesimler, bazı vatandaşlar, “Bunlar konu mu? Neden bunların peşinde koşup büyük resme bakmıyoruz?” diyor…

   Önümüze çıkan gündemleri tartışmalı mıyız?

   Konunun ya da sorunun küçüğü, büyüğü olur mu?

   Hangi sorunu ne kadar tartışmalıyız?

   “Bunlar başka ülkelerde yok, böyle şeyler tartışılmıyor” diyenler haklı mı?

   Önce konuları geniş bir şekilde tartışıyoruz, bu konuda herkes fikrini ortaya koyuyor.

   O fikrini ortaya koyanlar, daha sonra “boş işlerle uğraşıyoruz” diyor.

   Bence bu ülkenin geniş kitleleri ilgilendiren her konusu önemlidir.

    Her sorunu gündeme getirmeli ve tartışmalıyız.

    Başka ülkeler o tür sorunlar tartışmayabilir, çünkü onlar çok uzun yıllar önce o sorunları çözmüştür. Her ülkenin sorunu kendine özgü olabilir.    

    Büyük resme bakacağız diye altta bin bir alicengiz oyunu oynanmasına göz yumamayız.

    Büyük resmi vatandaşların görmesi ve ilgilenmesi, hatta anlayabilmesi o kadar kolay değildir, o nedenle parça parça da olsa sorunların gündeme gelmesi önemlidir.

    “Tutturduk bir diploma meselesi gidiyoruz” deniyor.

    “Diploma meselesi” diyerek geçiştirilecek bir konu değildir Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi’ndeki “sahte diploma”, “rüşvet” ve “sahte evrakla vurgun” meseleleri.

    Devletin içine kadar sirayet etmiş, bir sahtecilik olayını konuşmayacağız, gündeme getirmeyeceğiz de neyi tartışacağız?

    Birileri işleri olsun diye rüşvet dağıtmış, üniversiteye dahi uğramayan birçok kişiye sahte diploma verilmiş, üniversiteyi yönettiğini iddia edenler birçok sahteciliğin, yolsuzluğun içine karışmış ve biz bunu sıradan bir olay gibi görüp tartışmayacağız ha?

    Bu olay tüm üniversitelere, yüksek öğretime zarar verecek, altına dinamit yerleştirmiş kadar mağdur edecek bu konudur ve biz buna önemsiz mi diyeceğiz?

     Polislerin, askerlerin, devlet daireleri ve kurumlardaki üst düzey yöneticilerinin sahte diploma alıp, o diplomayla menfaat elde etmesi ufak bir mesele midir?

    Bu yaşananlar, ülkedeki çürümenin bir göstergesidir ve o üniversitede patlak veren olaylar, küçümsenecek şeyler değil.

    “Diploma meselesi” deyip geçiştiremeyiz, tam tersine hiç unutturmamalı, hep gündemde tutmalıyız.

     Bakın oradaki tutuklamalar ve açıklanan gelişmeler için “Buz dağının görünen kısmı” denmişti ama bir anda oradaki tutuklamalar durdu, soruşturmanın akıbetiyle ilgili bilgi aktarımı son buldu.    

     Kim korunuyor, kimin için bu suskunluk? Böyle olacağına, konunun irdelenmesine devam edilmesi daha iyi olmaz mıydı? Tabii ki daha iyi olurdu.

     İstatistik Kurumu’nun doğru çalışmaması, hesaplama sepetinin çok eksi kalması, alınan rakamların bilgisayara yanlış girilmesi, alınması gereken yerlerden gerekli bilgilerin alınmaması ve kafalarda soru işaretleri yaratması önemsiz midir?

     İstatistik Kurumu’nun bulacağı rakamlarla enflasyon hesaplanıyor, hayat pahalılığı ödeneğinin ve asgari ücretin rakamı belirleniyor.

    Yani neredeyse ülkedeki herkesi çok yakından ilgilendiriyor.

    Efendim millet İstatistik Kurumu’nun sepetinde “DVD player”, “CD” ve “futbol topunu” tartışıyormuş da boşuna zaman harcanıyormuş.

     Hayır boşuna değil… Bu sepetlerin ne kadar eski olduğunu gösteriyor “DVD player” ve “CD”…

     Üstelik de bu hesaplama sepetlerinin yenilenmesi gerektiği yıllardır gündemdedir, yıllardır konuşuluyor.

     “DVD player” tartışmaları, eleştirileri ve esprileri, konunun gündemde kalmasını, buradaki yanlışlıkların düzeltilmesi için baskı unsuru olunmasını sağlıyor. Hiç de boş tartışmalar değil bunlar.    

     Yanlış başlayan, birçok mağduriyete neden olan, halen çok sayıda insanın ilaca ulaşmasını engelleyen “reçete soruşturması” mı önemsizdir?

     Yeni yılın ilk üç ayında 16 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan “trafik çarpışmalarını” mı önemsemeyelim?

      Bizzat Başbakan, medyanın karşısına geçip de “kuzu etini 550 TL’ye sabitledik, daha pahalı satılmayacak” derse ama o dediği olmazsa, kasaplar buna uymazsa, et satmazsa ya da satıp da “kasap hizmet bedeli” diye bir ücret alırsa, bu konuşulmaz mı, tartışılmaz mı?

      Bunlara “gündem saptırma” deniyor ama bunlar gündem saptırma değil tam da gündemimizdir.

       Her biri halkı çok yakından ilgilendiren, peşini bırakmamamız gereken gündemler. Bunları tartışıyoruz, konuşuyoruz diye boşuna zaman harcıyor değiliz, tam tersine bu tepkiyi, bu mücadeleyi daha da yükseltmeliyiz.

      İllaki topluma faydası olmayan boşuna tartışma arıyorsunuz söyleyeyim; Fenerbahçe- Galatasaray tartışmaları, sövüşmeleri, “Fener neden kupa maçından çekildiydi, Cimbom nasıl tepki verdiydi?” meseleleri gerçekten boş tartışmalardır.

       Ülkemize hiçbir faydası olmadığı gibi bu ülke insanlarının, arkadaşların, dostların bu nedenle birbirine bu kadar kırıcı sözler sarf etmesi, birbirini hırpalaması anlamsız ve gereksizdir.    

      Keşke oraya verilecek enerji, ülkedeki hayati sorunlara verilse…