Akademisyen Doç. Dr. Emete Gözügüzelli, Kanal T’de yayınlanan Dünya Dönerken programında Pınar Gözek’in sorularını yanıtlayarak, Rum Yönetimi’nin son dönemde Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) işlevsizleştiği yönündeki iddiaları ile Kıbrıslı Türkler ve KKTC’den taşınmaz edinen yabancılara yönelik tutuklama girişimleri hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Gözügüzelli, uluslararası hukukta mülkiyet meselelerinde “yer hukuku”nun (lex loci) her zaman geçerli olduğunu vurguladı. Bunun temel sebebinin, Kuzey Kıbrıs’ta ayrı bir mekanizma ve ayrı bir yargı sisteminin bulunması olduğunu belirten Gözügüzelli, TMK’nın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Avrupa Konseyi tarafından uzun süredir kabul gören bir iç hukuk yolu olduğuna dikkat çekti.

“TMK’nın kabulü, ayrı bir yargı düzeninin varlığından kaynaklanıyor”

Gözügüzelli, TMK’nın uluslararası alanda tanınmasının; Kuzey’deki bağımsız işleyen yargı düzeni, oluşturulan iç hukuk mekanizması ve AİHM tarafından verilen pilot kararlarla mümkün olduğunun altını çizdi.

“Yer hukuku esastır. Mülkiyet meselesinde yetkili olan, mülkün bulunduğu yerin hukuku ve mahkemesidir” diyen Gözügüzelli, Rum Yönetimi’nin son dönemde artan tutumunun siyasi olduğunu ifade etti.

“Tutuklama girişimleri hukuki değil, siyasi baskı araçları”

Kıbrıslı Türklere ve KKTC’den mülk edinen yabancılara yönelik tutuklama veya yargılama girişimlerinin hukuken geçerliliği olmadığını belirten Gözügüzelli, Rum tarafının bu adımlarının “siyasi baskı ve caydırma amaçlı hamleler” olduğunu söyledi.

Gözügüzelli, TMK’nın uluslararası meşruiyeti ve işleyişinin Avrupa’daki muhataplarca bilindiğini vurgulayarak, “Bu mekanizma yıllardır kabul gördü. Bugün ‘işlevsizleşti’ iddiası gerçeklerle örtüşmüyor” ifadelerini kullandı.

“Tazminatı ödeyen taraf kimse, hakkın sahibi de odur”

Programda mülkiyetin esasına yönelik önemli bir noktaya daha işaret eden Gözügüzelli:

“Tazminatı ödeyen taraf kimse, mülkiyet hakkı da ondadır. Uluslararası hukukta bu konu nettir. Ödenen tazminatla birlikte mülkiyet devri gerçekleşmiş sayılır” dedi.

Gözügüzelli’nin açıklamaları, TMK’ya yönelik tartışmaların yeniden alevlendiği bir dönemde Kuzey Kıbrıs’taki hukuk düzeninin uluslararası kabulü ve mülkiyet konusundaki yer hukukunun bağlayıcılığı açısından önemli bir hatırlatma niteliği taşıdı.