Ahmet KARAGÖZLÜ

   Ülkemizde neredeyse her köşe başında bir market bulunuyor.

   Deyim yerindeyse “market enflasyonu” yaşanan KKTC’de hemen her sokakta yan yana birden fazla markete rastlamak mümkün…

   Hipermarket, süpermarket, market ve bakkal isimleriyle faaliyet gösteren bu işletmeler, hiçbir kural gözetmeden aynı tür ürünleri satıyor.

   Başka ülkelerde sadece içki, sigara, kuruyemiş ve cips gibi ürünleri satması gereken ve gece yarısına kadar açık olan off licence’larda da bir markette satılan her türlü ürünü bulmak mümkün.

   BAĞIMSIZ Gazete’ye konuşan Bakkallar ve Marketler Birliği Başkanı İsmail Bükülmez, küçük marketlerin, büyük marketlerle rekabet edecek gücünün olmadığını söyledi.

“Rekabet edebilmemiz mümkün değil”

   Bükülmez, küçük marketlerde sermaye ve alan yetersizliği olduğunu ve tüccarların mal alımının büyüklüğüne göre büyük maketlere yüzde 25-30 indirim uygularken küçük marketlere sadece yüzde 15-20 indirim yaptığını belirtti.

   Tüccarların 100 koli ürün alan bir büyük markete 5 koli de “free ürün” verdiğine dikkat çeken Bükülmez, bazı büyük marketlerin ise satın alacağı ürünü bizzat Türkiye’deki fabrikalardan kendilerinin getirdiğini dile getirdi.

   Bükülmez, büyük marketlerin aracıyı aradan çıkarması sebebiyle ürünleri daha ucuza aldığını, bu nedenle de onlarla rekabet edebilmelerinin mümkün olmadığını kaydetti.

“Kira ve enerji maliyetleri küçük marketleri mahvediyor”

   Büyük marketlerin yüzde 50’sinin elektrik ihtiyacını güneş enerjisiyle karşıladıklarını belirten Bükülmez, enerji maliyetlerinden de kazanç sağladıklarını ifade etti.

   Şu anda küçük marketleri en çok “enerji ve kira” bedellerinin mahvettiğine dikkat çeken Bükülmez, “Önceden ürünlerimize yüzde 15-20 oranında kâr koyarken artık yüzde 25 ile yüzde 30 koymak zorunda kalıyoruz; bu da iş ciromuzu düşürüyor” dedi.

“Artık haftalık veya aylık alışveriş diye bir şey kalmadı”

   Piyasada ufak tefek de olsa “çekleri patlayan” küçük marketlerin olduğunu belirten Bükülmez, ayrıca vatandaşın alım gücü düştüğü için artık “adetsel bazda satışların” düştüğünü, rakamsal bazda arttığını söyledi.

   Büyük marketler dışında artık “haftalık veya aylık alışveriş” diye bir şey kalmadığını, insanların küçük marketlere “bir ekmek, bir yoğurt” almak için geldiğini ancak yoğurtun da küçüğünü tercih ettiğine dikkat çeken Bükülmez, “Müşteriler bu geceyi idare edeyim, yarına kısmet moduna girdi” dedi.

“Market enflasyonu yaşanıyor”

   İçki ve sigarada eskiden ithal markaların arandığını ancak artık bunun bile kalktığını belirten Bükülmez, “Vatandaş en ucuz içki ve sigarayı alıyor, yerli ürünleri tercih ediyor” diye konuştu.

   Bükülmez, hemen hemen her sokakta “Off-Licence” denilen küçük işletmelerin olduğuna dikkat çekerek market enflasyonu yaşandığını söyledi.

   Bükülmez, yasaya göre, işletmelerin bakkal, market veya süpermarket olması gerektiğini, ancak “Off-Licence” diye ara işletme çıkarıldığını belirtti.

“Off-licence’lar teker teker kapanıyor”

   Bükülmez, içki ve sigara satıcılarının “Rafınızı ben yaparım, 3-4 aylık kiralarınızı öderim” şeklindeki yaklaşımından dolayı her sokağa off-licence açıldığını, ancak verimli bir iş olmadığı için bu işletmelerin teker teker kapandığını söyledi.

   Belediyelerin bu konuda izin vermemesi gerektiğini, ancak herhangi bir yasa olmadığı için izin vermek zorunda kaldığını ifade eden Bükülmez, küçük marketlerin zor durumda olduğunu dile getirdi.

“Sterlin kiralar marketlerin belini büküyor”

   Özellikle kiraların sterlin üzerinden olmasının küçük marketlerin belini büktüğüne dikkat çeken Bükülmez, şöyle devam etti:

   “30 yıldır marketçilik yapıyorum… Önceden bir işyerinde, 5-6 sene boyunca 1000 sterline kalırken artık sterlin olan kiraya da her yıl yüzde 10-15 oranında zamlar yapılmaya başlandı.

   Sterlinde zaten sürekli olarak doğal bir artış var. Bir de ekstra miktara sterlin olarak da zam yapılıyor. Vuran vurana, kaçan kaçana…

   Bu durum piyasada birim maliyetlerine de yansıyor. Bu da hayatın pahalılaşmasına neden oluyor. Yani 3 TL olan çikolata 9 TL’den satılmak zorunda kalıyor.”