Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, Kanal T ekranlarında Damla Dabis’in sunduğu “Saat 12” programına konuk olarak gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

Özersay, ülkede yaşanan tartışmaların yapay gündemlerle şekillendirildiğini ve esas meselelerin konuşulamaz hale geldiğini belirtti.

Programın açılışında Dabis'in “Nasılsınız?” sorusuna, “Memleket gibi değilim. Memleket gibi olursanız tımarhaneye gitmek gerekir herhalde” yanıtını veren Özersay, ülkedeki siyasi atmosferin yapay şekilde kurgulandığını, yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimleri nedeniyle gündemlerin manipüle edildiğini ifade etti.

"Geçim sıkıntısı konuşulmuyor, başörtüsü tartışılıyor"

Belediye işçileriyle gerçekleştirdiği sabah sohbetini örnek veren Özersay, vatandaşların gerçek gündeminin geçim sıkıntısı, asgari ücret ve eğitimin kalitesi olduğunu; buna karşın başörtüsü tüzüğü gibi tartışmalarla dikkatlerin dağıtıldığını söyledi.

Devlet okullarının depreme karşı hazırlıksızlığı, çocukların konteynerlerde eğitim görmesi gibi konuların kamuoyunda yeterince yer bulmadığını belirtti.

"İki devletli çözüm suçlanmamalı"

Güney Kıbrıs’ta Türk Devletleri’nin elçilik açma kararlarının KKTC’nin tanınmamasıyla ilişkilendirilmesinin yanlış olduğunu vurgulayan Özersay, bunun yeni bir durum olmadığını hatırlattı. “2005 yılında federasyon tezinin savunulduğu dönemde de Azerbaycan doğrudan uçuş planı yapmıştı, Rumlar AB kartını kullanarak engellemişti” diyerek yaşananların dış politikanın pasifliğine ve uluslararası ilişkilerdeki realizme dayandığını dile getirdi.

"Şaşıranlara şaşırıyorum"

Türk Devletleri Teşkilatı ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nın gözlemci üyelik statülerinin, ilgili ülkelerin Güney Kıbrıs’la ilişkilerini engellemediğini söyleyen Özersay, bu ülkelerin Kıbrıs Cumhuriyeti’ni zaten 1990’lardan beri tanıdığını hatırlattı. “Bu paradoks en baştan belliydi. Gözlemci üyelik beklentileri yanlış yönlendirildi” ifadelerini kullandı.

"Aktif dış politika eksikliği var"

Özersay, hükümetin ve Cumhurbaşkanlığı’nın dış politikada yeterince aktif olmadığını eleştirerek, özellikle taşınmaz mallar ve Kıbrıslı Türklerin yurtdışında karşılaştıkları sorunlara yeterince diplomatik girişimde bulunulmadığını söyledi.

Körfez ülkelerinde bazı Kıbrıslı Türk müteahhitlere uygulanan seyahat kısıtlamalarına karşılık verilmesi gerektiğini, Kıbrıslı Türklere ait malların Güney’de rıza alınmadan kullanılmasının da aynı şekilde ele alınması gerektiğini ifade etti.

"Türkiye’yi yönlendirme görevi Cumhurbaşkanlığı’nındır"

Türkiye’nin büyük bir devlet olarak çok sayıda dış politika meselesiyle ilgilendiğini belirten Özersay, KKTC Cumhurbaşkanlığı’nın öncelikli meseleleri Türkiye’nin gündemine taşıma sorumluluğu olduğunu söyledi.

“Sayın Tatar’ın bu konuda yeterli baskı ve yönlendirme yaptığını düşünmüyorum,” diyerek Cumhurbaşkanlığı makamını daha aktif olmaya çağırdı.

"İç politika oyunlarına alet olmam"

Başbakan Ünal Üstel’e destek açıklamasında bulunmadıklarını açıkça dile getiren Özersay, “Meşru olmayan yollarla hükümet olan bir yapının içinde rol almayız” dedi. Halkın Partisi olarak değerlendirmelerini yapacaklarını ve cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin kararlarını da bilimsel veriler ışığında açıklayacaklarını belirtti.