Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, “sahte diploma” soruşturmasıyla ilgili birçok kişi hakkındaki şikayet dilekçesini kendilerinin verdiğini belirterek konuyu sürekli takip ettiklerini söyledi.

   Halkın Partisi olarak yaptıkları şikayeti takip etmezlerse konunun tozlu raflarda kalacağına dikkat çeken Özersay, partide bu konu için ekip kurduklarını söyledi. Halkın Partisi olarak, polise şikayete gidecekleri zaman kurdukları ekibe başvurduklarını anlatan Özersay, atacakları adımı kendi hukukçularına danıştıklarını belirtti.

   Özersay, “Polise ihbarda bulunan, şikayetçi olan biziz. Bu nedenle polis beni çağırıp ifademi alıyor, şikayetçi taraf olduğumuz için de bilgi veriyor. Bu nedenle her şeyden önceden haberimiz oluyor ve sosyal medyadan bunu paylaşıyorum” dedi.

   BAĞIMSIZ TV Genel Yayın Yönetmeni Ali Baturay’ın sunduğu “Markaj” programına konuk olan HP Genel Başkanı Kudret Özersay, Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi’nden diploma alıp, kamuda tedavüle sürerek maaş artışı alanlara odaklanarak çalışma yaptıklarını belirterek bugüne kadar polise toplam 113 kişilik liste verdiklerini ifade etti.

   Özersay, “Bu sayının bir kısmı aynı okuldan, bir kısmı aynı daireden. Bazı yerlerde yoğunlaşma var. Mesela bir tanesi gitmiş belki de hiç okumadan diploma almış, diğerine akıl vermiş. ‘Be gardaş git hade sen da al’ demiş. Almış kamuya vermiş maaş artışı almış. Polis de, asker de, öğretmen ve devlet memuru da var. Biz bu listeyi verdik, 2 gün sonra 2 kişiyi polis tutukladı. Doğru adım attığımızı gösterdi bu olay” dedi.    

   113 kişilik listenin içinde bilgi ve belge sahibi oldukları isimler de olduğuna da değinen Özersay, şöyle devam etti:

   “Bununla ilgili polis geçen hafta beni ifadeye çağırdı, bilgi ve belgeleri de verdim. Ama biz 113 kişinin de hepsi için suç duyurusunda bulunmadık. Öneride bulunduk. Bunların hepsine hızlıca bakın, şüphelidirler ama şu şu kişilerle ilgili şikayetimiz vardır. Bazı kişiler, bizdeki bilgiye göre hiç uzun izin yapmadı, e ne zaman okudu, ne ara okula gitti? Üstelik bu kişi üst düzey bürokrat. Dolayısı ile şikayetimizi yaptık.

   Ben iddia ediyorum, bu süreç doğru çalışırsa ve meclise gelirse hiç bir milletvekili ‘yok yahu, bir şey yapmadı. Kaldırmayalım dokunulmazlığını’ diyemeyecek. Biz çağrı da yaptık. Çıkın açıklayın bugünden gelirse kaldıracağız diye. Ama o cesareti daha gösteremediler”.

Özersay: Sadece sahte diploma değil, çok yolsuzluk var

    HP Genel Başkanı Kudret Özersay, uzun seneler boyunca birçok yerde görev aldığını, bu sayede çok kişiyi tanıdığını belirterek hukuku olan kişilerden gelen bilgileri ilk önce parti olarak araştırdıklarını, ardından polise ihbara gittiklerini ifade etti.

   KKTC’de yolsuzluk konularının çoğu zaman halı altına süpürüldüğüne vurgu yapan Özersay, Halkın Partisi’nin kurulurken en temel hedeflerinden birinin yolsuzluklara engel olmak olduğunu vurguladı. Özersay, polise sürekli herhangi bir siyasi parti veya siyasi isim tarafından baskı altında olup olmadıklarını sorduklarını söyledi. Bu konuda en çok kamuoyu baskısının önemli olduğunu, sosyal medyanın da çok önemli yer kapsadığına değinen Kudret Özersay, kamuoyunun bu konu üzerinde canlı kalmasının da önemli olduğunu, bunu da medyanın sağladığını söyledi.

   Ülkemizde sadece sahte diploma olayının değil birçok yolsuzluğun olduğuna dikkat çeken Özersay, “Turizm bakanının ve bir DP milletvekillinin rüşvet aldığı iddiası canlı yayında söylendi. Biz de bunu araştırın diye polise şikayet ettik” dedi. Polise yaptıkları şikayet üzerine yapılan araştırma sonucu görgü tanığıyla beraber bir çok kişinin soruşturulduğunu dile getiren Özersay, bu dosyanın savcılığa gittiğini vurguladı.

   Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’nun (KIB-TEK) 20 Milyon Dolar zarara uğratıldığı konusunda da polise şikayette bulunduklarını ifade eden Özersay, “Sonuç, KIB-TEK’i 20 milyon zarara uğratan şirket değil, peki kimdir sorumlu, elektrik yöneticileri olarak şirket değilse sorumlu kimdir? Bunun araştırılması lazım, polis şu an araştırma yürütüyor” ifadelerini kullandı.

   Ülkede başka yolsuzluklar da olduğuna değinen Özersay, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı’nın daha önce beyan ettiği servetinde artış olduğunu, Arıklı’nın bunu Meclis’e bildirmediğini söyledi. Arıklı’nın bu konuyla ilgili yasayı bilmediğini savunduğunu belirten Özersay, bunun kabul edilemez olduğunu, bir bakanın yasayı bilmesi gerektiğini vurguladı. Özersay, “Görüldüğü üzere bu nedenle sadece sahte diploma değil, bir çok konu ile boğuşuyoruz” dedi.

    Ülkede toplum sağlığı, gıda, eğitim ve çalışma hayatı kuralları konusunda açıklama yapıp, ekip çalışması yürüttüklerini belirten Özersay, hükümetin gayrimeşru olduğunu, bu sorunlarla ilgili gailesi olmadığını savundu.

   “Hükümettekilerin tek derdi koltukta daha ne kadar oturabilirimdir” diyen Özersay, Türkiye ile olan ilişkilerin de düzensiz bir zemine oturduğunu söyledi. Şu anki hükümetin bundan iki sene önce istifaya zorlanması gerektiğini ifade eden Özersay, artık daha az kurumun ayakta kaldığını, çoğunun çökertildiğini iddia etti.

   Meclis’te muhalefetin etkisizleştirilmiş durumda olduğunu belirten Özersay, halkın inancının bu nedenle kırıldığını dile getirdi. Özersay, bugünkü hükümetten memnun olmayan Ulusal Birlik Partisi (UBP) seçmenlerinin de bulunduğunu anlattı.

“Sahte reçete konusunda Sosyal Sigortalar da soruşturulmalıydı”

   Ülkede infiale neden olan “sahte reçete” olayıyla ilgili konuşan Özersay, sistemin açığını gören “açıkgözlerin” reçetelere başka ilaçlar yazdıklarını, ilacın kupürünü kesip sosyal sigortalardan yüzde 80’ini ödeme olarak geri aldıklarını ve geri kalan ilacı kupürü kesik olarak sattıklarını söyledi.

   Polisin sahte reçete soruşturmasında her reçeteye bakmak yerine daha kolay bir yöntemle işi çözebileceğine dikkat çeken Özersay, “Başka ilaçları da reçeteye yazıp çifte satarak gelir elde edenler ile olmayan hastanın adına ilaç yazıp gelir elde edenlerin tespit edip tutmaları gerekirdi” dedi. Polisin bu soruşturmayı Sosyal Sigortalar ile yapması gerektiğine değinen Özersay, polisin daha sonra ise bu denetlemenin neden yapılmadığıyla ilgili Sosyal Sigortalar’a da soruşturma açması gerektiğini vurguladı. Sahte reçete olayında asıl mağdurun vatandaş olduğunu kaydeden Özersay, bunu düzeltmesi gerekenlerin hükümet olduğunu dile getirdi.