Bu ülkeyi yönetenlerle ilgili yaşadığımız hayal kırıklıkları bitmek bilmiyor.

  “Bir işi de tamam yapsın” diyoruz ama olmuyor.

  Bu ülkede yaşlı insanlarımızın barınması, hayatının geri kalanını rahat geçirebilmesi için yeterli organizasyon olmadığı ortada.

   Bu konu sıkça gündeme geliyor, özellikle de Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği sıkça gündeme getiriyor, öneriler yapıyor ama nafile, durum gittikçe daha kötü oluyor.

    2022 yılında Sınırüstü Halk Vakfı Yaşlı Bakım Evi’nde yaşanan skandaldan bile ders çıkaramadık.

    Oradaki yaşlı insanlarımızın maruz kaldığı, tüm ülkeyi şoka sokan o kötü şartları hatırlayın.

    Sınırüstü’ndeki insanlık dışı şartları, o felaket durumu ne çabuk unuttuk.

    O olaydan sonra ülke yöneticileri büyük büyük laflar ettiler, sözde ülkedeki bakımevi sorununa el atılacaktı, yasa yapılacaktı, mevcutlar denetlenecek ve desteklenecekti.

    Hatta Sınırüstü’ndeki bakımevi iki ayda tamir edilip, hizmete açılacaktı.

    Hiçbiri yapılmadı, bakımevlerine el atılmadı, tam tersine mevcut bakımevleri çok zor durumda, olanlar da kapatmaya başladı, kapatmayanlar ayakta durmakta zorlanıyor…

    Devlet ne kendisi bakımevi açıyor ne de mevutların ayakta durmasına yardımcı oluyor.

    Destek yok, teşvik yok, yasal düzenleme yok…

    Ha bu arada iki ayda tamir edilip bitirileceği söylenen Sınırüstü Halk Vakfı Yaşlı Bakım Evi, iki yıldır hizmete açılamadı.

    Şaşırdınız mı? Ben şaşırmadım, söz verip de yapmadıkları yığınla şey var.

    Onca kötü deneyime, acı tecrübeye bakıp da artık benzer sorunlar yaşanmaz sanırsınız değil mi?

     Hayır yaşanıyor, benzer şeyler yaşanıyor, aynı umursamazlık, aynı ilgisizlik, aynı iş bilmezlik devam ediyor.

    Bakın işte Kalkanlı Yaşam Evi’nde sorunlar yaşanıyor…

    Şimdi değil, bir süreden beridir sorunlar var orada ve gittikçe daha kötü oldu.

    Kalkanlı Yaşam Evi’nde ısıtma sistemi yok, klimalar çalışmıyor, orada kalan yaşlılar soğuktan dolayı hasta oluyor.

   Bronşit veya zatürre olan bu insanlar ambulansla hastaneye kaldırılıyor, uzun süren tedaviler görüyor ve bu nedenle yaşamını yitirenler var.

    Yaşam evi sakinlerinin kaldığı odalardan biri hariç, hiçbirinde klima yokmuş…

    Bakıma muhtaç kişilere, oradaki görevliler kendi ceplerinden “battaniye” alıyormuş.

    Kış soğuğuna battaniyeyle çözüm bulunmaya çalışılıyor, yaşlılar üşümesin diye sıkı sıkı battaniyelere sarılıyor.

    Ancak bu yeterli olmuyor, yaşlılar hasta oluyor.

    Sağlık Bakanlığı bünyesinde olan Kalkanlı Yaşam Evi, temmuz ayında Çalışma Bakanlığı’na devredildi ve yetki karmaşası yaşanmaya başladı.

    Bu devir işlemine tepki gösteren, bugün olacakları önceden gören kişilere sitem etmişti dönemin Sağlık Bakanı ama maalesef korkulan oldu.

   Şimdi buraya ne Sağlık Bakanlığı sahip çıkıyor ne de Çalışma Bakanlığı.

   Resmen kaderine terk edilmiş Kalkanlı Yaşam Evi, dolayısıyla oradaki yaşlılar riske atılıyor, nitekim ikisi hastalanıp hayatını kaybetti.

     Bakımevinde görev yapan Dr. Sevgi Öksüz de olanlara isyan ediyor.

     Bağımız Gazete’ye konuşan Dr. Öksüz, orada yetki karmaşası yaşandığını, Sağlık Bakanlığı’nın “orası bizim değil”, Çalışma Bakanlığı’nın ise “bina benim ama hastalar benim değil” dediğini söylüyor.

   Sağlık Bakanlığı’nın hastalarla ilgili yaşanan sıkıntılarda “Çalışma Bakanlığı’na söyleyin”, Çalışma Bakanlığı’nın ise “Sağlık Bakanlığı’na söyleyin” dediğini anlatan Öksüz, sürekli olarak bu sorunla boğuştuklarını kaydetti.

    Gerçekten olacak iş değil, böyle hayati bir konuda bakanların birbirine inatlaşma lüksü olamaz ama burası KKTC, burada olur.

   Dr. Öksüz, yetki sorununa karşı Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu’nun yeni bir protokol imzalayacaklarını söylediklerini ama henüz anlaşma sağlanamadığını da söyledi.

   Dr. Öksüz’ün dediğine göre, yetki karmaşası nedeniyle bakım evinde “ilaç sıkıntısı” da yaşanıyor. Ne güzel değil mi? Oradaki insanların ölmesi için her türlü olumsuzluk var.  

    Kalkanlı Yaşam Evi’nde personel de yetersiz. Şu anda orada 56 kişinin olduğunu belirten Dr. Öksüz, 14 hasta bakıcı ve 5 hemşireyle bu kişilere yetişmeye çalıştıklarını ifade etti.

    Kalkanlı Yaşam Evi’yle ilgili bir an önce yasa veya tüzük hazırlanması gerektiğini dile getiren Öksüz, “Yasa ve tüzük olmadığı için kuruma sahip çıkan yok… Ancak tüzük yapılacaksa bunu kim yapacak onu da bilmiyoruz. Yani tüzüğü Sağlık Bakanlığı mı, Çalışma Bakanlığı mı yapacak? Kalkanlı Yaşam Evi’yle ilgili esas mesele bu… Burasının kime bağlı olduğu belli değil. Çok garip bir durum…” diye konuştu.

   Garip tabii ki… Çok garip bir durum ama gariplikler ülkesi KKTC’de oluyor böyle şeyler.

   Kötü olaylardan ders çıkarmayı bilmezler, tedbir almazlar, sorumluluk almak istemezler, aynı hükümetin, aynı partinin bakanları zıtlaşır, inatlaşır ve yaşlı insanlarımız perişan olur, hatta hayatını kaybeder.

   Ne diyeyim? “Ayıptır” desem, “günahtır” desem, “yazıklar olsun” desem, “Allah cezasını versin” desem bir şey değişecek mi?

   Yazıklar olsun, bir bakımevini idare edemeyecek olanlardan, ülke yönetmesini bekliyoruz.