Geçtiğimiz hafta, Kıbrıs sorununa vakıf, Britanyalı bir diplomat ve akademisyen olan William Mallinson'un konu ile ilgili yazdığı dikkat çekici bir analiz yayınlandı.
Analizin özü Ukrayna sorununda da birlikte hareket eden Trump ve Putin'in Kıbrıs’ta da aynı şekilde hareket ederek, kronikleşmiş Kıbrıs sorununu bitirebileceği iddiasıydı.
Analizi Kıbrıs Türk basınında ele alıp duyuran ilk isim, Kıbrıs sorununa en çok mesai ayıran, federal çözümün yılmaz savunucusu Ulaş Barış oldu.
Dolayısıyla, ilk bakışta, Mallinson’un federal modeli savunan, sorunun bu doğrultuda bitirilebileceğini muştulayan bir analiz yaptığı düşünüldü.
Ama kazın ayağı öyle değildi.
Mallinson, tarihsel bilgi birikimiyle günümüzdeki uluslararası güç dengelerini harmanlayarak yaptığı analizinde sorunun çözüm modeli olarak federasyonu öngörmedi.
Kuşkusuz, Mallinson görevde olan, dolayısıyla söyledikleri ve yazdıkları bağlayıcı sayılan bir konumda değil. Zaten yazdıklarını da bir emekli diplomat olarak kaleme aldı.
Yazılanların temsil niteliği olup olmadığı da elbet belirsiz.
Bütün bunlarla birlikte, analiz ezber bozucu verileriyle, çarpıcı saptamalarıyla ve dahası vardığı sonuçla üzerinde durmayı yararlı kılıyor.
Örneğin, Mallinson, Kıbrıs’ın artık küresel satranç tahtası olduğunu, Trump ve Putin’in bu tahtada hamleler yapacağını öngörüyor.
Washington ile Moskova’nın hamlelerinin öncelikle AB ve İngiltere’yi devre dışı bırakacağını, bunun ilk örneğinin Ukrayna’da sahneye konduğunu vurguluyor.
Bu iki küresel gücü devre dışı bırakacak olan Washington ile Moskova’nın Kıbrıs sorununu iki senaryo dahilinde ele alabileceğini öngören Mallinson’a göre birinci senaryo şu:
Rusya, Atina’nın Ukrayna sorununda takındığı Rus düşmanlığının bedeli olarak Kuzey Kıbrıs’ı tanıyabilir. Tabii bu tarafsızlık garantisiyle olur. Bu arada adadaki İngiliz üsleri de bu iki devlete devredilerek İngiltere de adadan çıkarılmış olur.
Mallinson ABD’nin baskısıyla İngiltere’nin adadan çıkmayı kabul edeceğini iddia eder.
AB’nin ise bağırıp çağırsa da bu çözümü durduracak güçte olmadığını vurgular.
Yunanistan ve başka bazı güçlerin de ABD’ye muhtaç oldukları için Trump’a karşı gelemeyeceklerini yazan Mallinson, böylece Trump ve Putin’in Kıbrıs’ta 50 yılı aşkın süredir devam eden soruna bu şekilde son verebileceğini iddia eder.
Mallinson, Trump ve Putin’in Kıbrıs sorununa ikinci bir senaryoyla da yaklaşabileceğini ama bunun zayıftan da öte bir ihtimal olduğunu söyler. Bu da çifte Enosis modelidir. Ama bu NATO’yu güçlendireceğinden Rusya açısından kabul edilmez bir model olarak nitelenir.
Mallinson’un analizi pek çoklarına inandırıcı gelmeyebilir. Hayali bir senaryo olarak da düşünülebilir.
Ama, işin içinde Kıbrıs sorununu ve güçler dengesini iyi bilen bir İngiliz diplomatın olduğu düşünülürse, yine de dikkatle incelenmeyi hak eder.
Diplomasi dehlizlerinde ateş olmayan yerden duman çıkmaz denir.
Belki de Rum tarafının son aylardaki agresif politikası da bu konuşulanlarla bağlantılıdır.