Bilindiği gibi; uzun süre gündemde tuttuktan sonra Rum Lideri Nikos Hristodulidis Kıbrıslı Türklerin günlük yaşamlarını etkileme” amaçlı 14 maddelik öneri paketini geçtiğimiz hafta açıkladı.

Kimsenin gücüne gitmesin ama meseleye Sarayönü’nün dışından ve 14 maddenin içeriğinden ziyade yaratılmaya çalışılan algı açısından bakıldığında hem iktidarın hem muhalefetin hatta sendikal hareketin tuzağa düştüğünü anlamak için çok da fazla diplomatik bilgiye sahip olmak gerekmemektedir.

Rum Lideri Nikos Hristodulidis’in Kıbrıs Türklerine yönelik 14 maddelik öneri paketi ile KKTC’de nerede ise tüm tarafların tuzağa düştüğünü aşağıdaki gibi anlatmak mümkündür.

Hristodulidis’in Bu Paketi Açıklamakla Esas Hedefi Nedir?

Öncelikle ifade etmek gerekir ki; Rum Yönetiminin samimi olarak Kıbrıs Türkünün refahını ve federal veya Konfederal bir çözüm modelinde siyasi eşitliğini veya egemen eşitliğini kabul edeceğini veya teslim edeceğini beklemek tam anlamıyla saftirik ve hayalci bir yaklaşım olur. Dolayısıyla gerek sol gerekse sağ cenah zincirlerinden kurtulmaları halinde Hristodulidis’in bahse konu açılımı neden yaptığını kolayca anlayabilirler.

Hristodulidis bizim tarafın aksine gerçek niyetinden bağımsız olarak profesyonelce çatışma yönetimi taktiği gütmekte ve algı operasyonu yapmaktadır.  Uluslararası camianın Kıbrıs Sorunu için meşru gördüğü ve maalesef Kıbrıs Türk tarafının neden uzaklaştığını anlatma yönünde başarılı olamadığı federatif çözüm modeli   Hristodulidis için önemli bir fırsat penceresi yaratmıştır. Ayrıca, “federatif çözümden uzaklaşan ve tanınma yönünde ayrılıkçı bir yeni siyaset gütmeye başlayan” Kıbrıs Türk tarafına yönelik BM nezdindeki olumsuz algı Pile-Arçoz yolunun yapımında izlenen tavırla depreşmiş ve Hristodulidis’in ekmeğine bal sürülmüştür.

Adeta ringde yediği yumruklarla sendeleyen boksör misali Kıbrıs Türk tarafına Hristodulidis yere yıkıcı darbeyi vurmayı hedeflemektedir. Şöyle ki, Kıbrıs sorununun çözümünde ve KKTC’ye egemen eşitlik vermede tek yetkili organ olan BM nezdinde Hristodulidis, Kıbrıs Türklerinin kimliksel haklarının tanınması veya haklarının teslimi, ekonomik, sağlık, eğitim ve kültür açısından refahı için tek taraflı açılım yaptığına ve federatif bir çözüm için çaba sarfettiğine ilişkin algı yaratmakta ve bunda da başarılı olmaktadır.

Kıbrıs Türk Tarafının Mevcut Pozisyonuna Hristodulidis’in Açıkladığı Paketin Etkileri Ne Olacaktır?

Zincirlerinden kurtulup profesyonelce düşünülmediği için Hristodulidis’in açıkladığı paketle gerçek niyetini anlamaktan aciz olan KKTC’deki siyaset kurumu (İktidar, muhalefet ve sivil toplum) maalesef kolayca tuzağa düşmüştür. Halbuki, Hristodulidis’in tek taraflı karşılıksız yaptığı açılımı selamlayıp benzer şekilde açılım yapılacağına adeta kılçığı var, kemiği var, tuzu  az veya baharatı çok gibi bahanelerle  kurulan sofraya amme bulma uğraşı  içerisine girilmiştir. Bunun sonucunda, Kıbrıs Rum kesimi uluslararası arenadaki imajını güçlendirerek iki toplum arasındaki ekonomik, kültür ve sağlık gibi ilişkileri geliştiren, güven artırıcı önlemlere ivme kazandıran ve dolayısıyla federatif çözüme katkı koyan taraf olarak uluslararası camiada aldığı desteği artırmıştır.

Kıbrıs Türk tarafı ise Rum tarafının gerçek niyetini görmekten aciz yine dikili taş siyaseti güderek uluslararası camia nezdinde mevcut statükoya sıkı sıkıya bağlı, ayrılıkçı, imkânsız aşk peşinde tanınma isteyen ve dolaysıyla sözde iyi niyetli açılımlara dahi karşı çıkan olumsuz algısını daha da kötüleştirmiştir.

Sonuç olarak; Kıbrıs Türk tarafında gerek devlet gerekse muhalefetin dahil olduğu siyaset kurumu farklı saiklerle bağlı olduğu zincirlerden kurtulmalı ve Kıbrıs sorununa profesyonelce yaklaşarak çözüm için çatışma yönetiminin gerektirdiği strateji ve taktiklere başvurmalıdır.  Öncelikle, uluslararası camianın bize dönük algısını tersine çevirmek için federatif çözüme ulaşmamanın gerçek müsebbibinin Rum kesiminin olduğunu olgularla tüm dünyaya anlatmalı ve kavratmalıyız.  Ayrıca, Hristodulidis’in açıkladığı pakete amme bulma yerine biz de Kıbrıslı Rumlara yönelik benzer şekilde ekonomik, kültürel, sağlık, eğitim, turizm ve benzer içerikli açılım yaparak hodri meydan çekmeliyiz. Aksi takdirde, başta gençlik olmak üzere giderek umutsuzluğa kapılan Kıbrıs Türk toplumunun sizlere tepkisi fevkalade ağır olacaktır.