Uzun zamandan beridir İstatistik Kurumu’nun belirlediği rakamlara şüpheyle bakılıyor, güven duyulmuyordu.

     Bu işten anlayanlar, bir şeylerin orada ters gittiğinin farlındaydı.

     İstatistik Kurumu doğru rakamlarla çalışmadığı için de hayat pahalılığını yanlış hesapladığı söyleniyordu.

    Hesaplama hatası nedeniyle enflasyon doğru belirlenmiyor, özel sektör çalışanları için asgari ücret ve devlet çalışanları için hayat pahalılığı ödeneği yanlış belirleniyordu. Yani binlerce kişi mağdur edilmiş oluyordu.

   Devlet ileriye yönelik planlar yapacak olsa bu rakamlarla yanılacaktı.     

    Kuruma karşı duyulan güvensizlik nedeniyle Meclis Araştırma Komitesi kuruldu ve dün bir basın toplantısı düzenleyen CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman ile milletvekilleri, komitenin bulgularını aktardılar.

    Basın toplantısında anlatıldığına göre, kurum yetkilileri 14 ay boyunca fiyatların değişmediğini, mesela 308 ürünün fiyatının bir yıl boyunca değişmeyip aynı kaldığını, 97 ürünün fiyatının hatalı girildiğini itiraf etmek zorunda kaldı.

   Milletvekili Devrim Barçın’ın anlattığına göre, Ocak 2023 – Ocak 2024 tarihinde 13 ay boyunca fiyatları aynı kalan ürünlerin şubat ayında fiyatlarının yüzde 100 oranında arttığını görmüşler.

    Başka şeyler de olmuş; bir ilçede derlenen fiyatlar deftere artışlı olarak yazılmasına rağmen bilgisayara artışsız olarak işlenmiş…

    Başka neler olmuş? Bir ilçede kira üzerine araştırma yapılmış, mevzuat gereği 5 yerden kira fiyatı alınması gerekirken bir yerden kira fiyatı alınmış, 4 konuttan alınmamış. O bir yerden alınan fiyattaki artış varsa yansıtılmış, yoksa da yansıtılmamış…

    Beyaz eşyada 3 bilindik firmadan TV fiyatı alınmış, iki yerden alınan fiyatlar artıyor, diğerinden alınan ise ne hikmettir ki 9 ay boyunca 8 bin 600 TL’de kalıyormuş.

    Komitedeki milletvekilleri gidip bakmışlar, yerinde inceleme yapmışlar, söz konusu firma; 9 ay boyunca bu rakamı sabit bırakmamış mesela…

    Komite üyeleri, İstatistik Kurumu yetkililerini 22 Mart’ta Mecliste toplantıya çağırmışlar ve “14 ay boyunca fiyatlar nasıl hiç değişmiyor?” sorusunu sormuşlar.

    Sorgulama sonucu kurum başkanı ve başkan yardımcısı, yukarıda da belirttiğim gibi 308 ürünün fiyatlarının bir yıl boyunca hiç değişmediğini, 97 ürün fiyatında kendilerinin hatalı olduğunu, sisteme artışlı girilmesi gerekirken artışsız girdiğini beyan etmişler…

   Komitedeki milletvekillerini ve katkı koyan herkesi kutlarım, iyi ki de bu işin peşini bırakmadılar…

   Görüyor musunuz, bu kadar hayati önemi olan bir kurum ne kadar ciddiyetsiz çalışıyor?

   Görüyor musunuz, ihmali, sorumsuzluğu?

   Gerçekten hata mı yapıldı orada yoksa bir istismar mı vardır, “rakamları aşağıda tut” mu dedi birileri onlara?

    Sakın bana “Herkes hata yapabilir, hata insanlara mahsustur” demeyin.

    İstatistik Kurumu’nun bu kadar bariz hatalar, sorumsuzluklar yapma hakkı yoktur.

    Yaptıkları hatalar binlerce insanın hayatını doğrudan ilgilendiriyor, mağdur ediyorsa, onları affetmek mümkün değildir.

    Sevgili Devrim Barçın basın toplantısında, “Bizim derdimiz kurum çalışanlarını yermek değildir. Derdimiz kamu emekçileri ile değildir” dedi ama aslında oradaki kurum yöneticilerini de çalışanlarını da yermek gerekiyor.

     Bazı konularda ben de büyük resme bakma, kişiler üzerinde durmama taraftarıyım ama bu gibi spesifik hatalar yapanları da eleştireceğiz artık.

    Ne münasebet, İstatistik Kurumu’nda çalışacaksın ve 14 ay boyunca rakamlar değişmeyecek, ya alman gereken yerden rakam almayacaksın ya da aldığın rakamları yanlış gireceksin ha?   

     Bu konuda bilerek veya bilmeyerek ya da umursamayarak hata yapacaksınız, hatalı rakamlar ortaya çıkaracaksınız, binlerce emekçi insan bu nedenle mağdur olacak, devletin gelecek planı yapacak olsa onu yanıltacaksınız ve “pardon” demekle iş bitecek ha?  

     Bunun bir bedeli olmalıdır. Normal bir ülkede olsak kurum başkanı ve yardımcısı istifa eder, bu yanlışlıkları yapanlarla ilgili de disiplin soruşturması açılırdı. Hatta bu kurumun bağlı olduğu bakan bile istifa ederdi…

    Ancak KKTC öyle bir ülke değil, hatalarını itiraf ettikleri halde görevlerine devam edecekler.

    İşte o nedenle bu Meclis Komiteleri toplum nezdinde değer bulmuyor, “komite” dediğinizde millet acı acı gülüyor.

    Komite iyi çalıştı, şüphelenilen konuların gerçek olduğunu ortaya çıkardı ama ya sonra?

    Komite raporları bir sonuca varamıyor, bu raporların yaptırıma da dönüşmesi gerekiyor.

    Komite raporu, iddia edenleri haklı çıkarıyor ve hatalı olanları deşifre etmekten başka bir işe yaramıyor.

    Dediğim gibi, normal bir ülkede bu rapor sonrası istifalar ve görevden almalar olurdu. Bizde öyle olmayacak…

    Bu arada yanlış hesaplamalar sonucu, kayıplara uğrayan çalışanların bu kaybı nasıl giderilecek?

    Uzunca zamandan beridir, birçok devlet dairesi ve kurumunun verimsiz çalıştığı, özensiz, ciddiyetsiz işler yaptığı şikâyeti vardır. Haksız mı şikâyet edenler, alın işte size bir tanesi İstatistik Kurumu…

    Bu ülkede hep böyle oluyor, önemli makamlarda bulunan kişiler ciddi zararlara yol açıyor ama bunun bir karşılığı olmuyor, bir bedel ödenmiyor.

    Mesela Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’nu milyonlarca lira zarara uğratan, borca batıran, çalışamaz hale getiren siyasilere de onların atadığı yöneticilere de hiçbir şey olmadı.

    Oralarda bin bir alicengiz oyununun oynanmasına fırsat verenler hiçbir şey olmamış gibi etrafta dolanıyor.

    Mesela, Sosyal Sigortalar Dairesi “sahte reçete” olayında zamanında denetim yapmadı, hataları, istismarları tespit etmedi, bu yetersizliğini öretmek için de herkesi torbaya doldurup polise verdi, suçlularla suçsuzlar birbirine karıştı. Büyük mağduriyetler yaşandı, vatandaş ilaca ulaşamaz oldu. 

    Mesela Eğitim Bakanlığı ile YÖDAK görevini tam yapsa, denetlese, göz açtırmasa “sahte diploma” olayı olur muydu?

    Birçok daire ve kurum, işini tam yapmıyor maalesef. Onlar işini yapmadığı için birçok mağduriyet yaşanıyor. Üstelik de yapanın yanına kalıyor. Ciddiyetsiz çalışmalar vatandaşları bıktırdı…

    Gelin de böyle bir ortamda düzgün bir devlet yapısından söz edin… Olmaz, bu kafalarla gittikçe de olmayacak…