Kıbrıs Türk Hekimler Sendikası (TIP İŞ) Başkanı Özlem Gürkut, Kıbrıs Sağlık ve Toplum Üniversitesi’nde ortaya çıkan “sahte diploma” olayının ülkedeki bazı konuların sorgulanması gerektiğini bir kez daha gün yüzüne çıkardığını söyledi.

    BAĞIMSIZ Gazete Genel Yayın Yönetmeni Ali Baturay’ın sunduğu “Markaj” programına konuk olan Gürkut, ülkemizde şu anda 8 tıp, 9 da diş hekimliği fakültesi olduğuna dikkat çekerek öğrencilerin çok büyük bir kısmının gerçek bir hastaya dokunmadan mezun olduğunu vurguladı.

418973688 1869604483461957 6857075268820544084 N

   Ülkemizde hastanesi olmayan Tıp Fakültelerinin, son yılında öğrencileri hastanesi olan anlaşmalı üniversitelere gönderdiğini ancak bir yılda hekim olunamayacağını belirten Gürkut, “Hiçbir pratik yapmadan, sadece makette çalışıp, mezun olup canlı müdahaleye verilen mezunlar var” dedi.

   Milli Eğitim Bakanlığı’nın tıp fakültelerine ön izin verdiğini, YÖDAK’ın ise açtığını belirten Gürkut, “Biz sorduğumuzda Milli Eğitim Bakanlığı bize, ‘biz açmıyoruz ön izin veriyoruz’ diyor, YÖDAK ise Milli Eğitim Bakanlığı ‘ön izin verdi, biz bir şey yapamayız açmak zorundayız’ diyor, bir birilerine suç atıyorlar” diye konuştu.

   Tabipler Birliği’nin verilerine göre şu anda ülkemizde aktif olarak 830 aktif tıp hekimi olduğunu belirten Özlem Gürkut, 369 da diş hekimi olduğunu söyledi.

“Tıp ve diş hekimlerini sayısı

5-6 seneye iki katına çıkacak”

   Özlem Gürkut, şu an 439 tıp fakültesi öğrencisi, 384 diş hekimliği öğrencisi olduğunu belirterek aktaran bu öğrencilerin 5-6 sene içerisinde mezun olacaklarını ve hekim ile diş hekimi sayısının iki katına çıkacağını vurguladı.

   YÖDAK’ın Tabipler Birliği’ne tıp ve diş fakültelerinden mezun olan kişilere yeterlilik sınavı yapması için teklif sunduğunun altını çizen Gürkut, “Bu kabul edilebilir bir şey değildir, üstelik bu çocuklar bu sınavda kalırsa ne olacak?” diye sordu. Gürkut, bir doktorun veya hekimi yeni hastalıklara karşı kendini geliştirmek için eğitim almasına karşı olmadığını, hatta bunun bir gereklilik olduğunu dile getirdi.

  

“Sağlık bütçesi ve hastaneler yetersiz”

   Dünya ülkelerinde devlet bütçesinin yüzde 13’ünün sağlığa ayrıldığını belirten Özlem Gürkut, bunu hizmet üretmek için yaptıklarını söyledi.

   KKTC olarak devlet bütçesinde ilk kez yüzde 8,8 oranında sağlığa bütçe ayrıldığına dikkat çeken Gürkut, “Biz bu bütçeyle hastane yapmaya, cihaz almaya, tadilat yapmaya vs. yapmaya çalışıyoruz, yetersiz kalıyor” dedi.

   Sağlık bütçesinin eskiye göre daha çok olmasına rağmen çok yetersiz olduğunu kaydeden Gürkut, ülkedeki yoğun bakım yataklarının da dolu ve yetersiz olduğunu vurguladı.

   Sağlık Bakanlığı, yoğun bakımda yer bulamayan hastaları özel hastanelere sevk ettiğini dile getiren Özlem Gürkut, Sağlık Bakanlığı’nın bu hastalar için çok fazla para ödediğinin de altını çizdi.

    Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi başta olmak üzere tüm devlet hastanelerine yenileme yapmanın şart olduğunu aktaran Gürkut, ülkeye yeni hastaneler kazandırılması gerektiğine de değindi.

“Lefkoşa’ya yapılması beklenen

hastaneyle ilgili adım atılmadı”

    Lefkoşa’ya yapılması beklenen yeni hastane için her gelen bakanın bir tarih verdiğini hatırlatan Gürkut, bu hastaneyle ilgili bir türlü ilerleme yaşanmadığını, KKTC’nin böyle bir tam teşekküllü hastaneye ihtiyacı olduğunu söyledi.

   Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde çıkan yangından itibaren iyileştirilme yapılmadığına dikkat çeken Gürkut, “Sadece boyayla makyaj yaparak üniteleri yenilemeniz yetmiyor” dedi.

   Girne Dr. Akçiçek Hastanesi’nde de bambaşka büyük sorunlar olduğunu da belirten Gürkut, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Devlet hastanelerinin bir an önce iyi bir yapıya ulaştırmak gerekiyor. Cihaz, ilaç ve çalışan açısından adımlar atılmalı. Temel sağlık hizmetlerini oluşturacak şeyleri de yapmamız lazım”.

“Kanser vakalarında artış var”

   Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kanser vakalarında artış olduğunu belirten Özlem Gürkut, kanserin yaşlılık hastalığı olduğunu, insanların artık eskiye nazaran daha uzun yıllar yaşadığını söyledi.

   Özellikle tütün kullanımı, kötü beslenme, obezite, stres ve ‘fast food’la beslenme, hareketsizlik, tozlu hava gibi sebeplerin kansere yol açtığına dikkat çeken Gürkut, teknolojinin gelişmesi, yeni tedavilerin, yeni yöntemlerin sayesinde kanser hastalarının daha çok yaşama ve kanseri yenme şansının olduğunu vurguladı.

   Gürkut, KKTC nüfusunun güncel olarak bilinmemesi nedeniyle şu anda adada yüzde kaç oranında kanser hastası vatandaş olduğunu açıklayamadıklarını sözlerine ekledi.

Editör: Ceren Özbil