Biraz gecikmeli de olsa KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman ilk ziyaretini, teamül halini alan Türkiye Cumhuriyetine gerçekleştirdi.

Ziyeretin gecikmesi iki taraf arasında soğukluk mu var sorusunun sorulmasına, hatta ziyareti yerinde izleyen Rasıh Reşat'ın vurguladığı gibi, acaba gerginlik yaşanır mı kaygısını da beraberinde getirmişti.

Neyse ki kaygılar gerçekleşmedi.

Hatta Türkiye Cumhuriyeti Erhürman’a çok üst düzey devlet protokolü uygulayarak, hem Kıbrıs Türk halkına hem de Erhürman’a verdiği değeri bir kez daha gösterdi.

Kapalı kapılar ardında neler konuşulduğu elbet bilinmez ama yapılan ortak açıklamalarda vurgulanan hususlar iki taraf arasında geniş bir mutabakat olduğunu teyit etti.

Tabii, aslında iki taraf arasında Kıbrıs sorununun çözüm modeli konusunda ayrışma olduğu bilinmeyen bir sır değil.

Ne var ki bir anlamda sözcükleri ustalıkla kullanma sanatı anlamına da gelen diplomasi sanatıyla bu konu da tatlıya bağlanmış görünüyor.

Öyle ki Türkiye Cumhuriyeti iki devletli çözüm modelini yumuşak ama kararlı bir şekilde bir kez daha tekrarlarken, Erhürman da geleneksel tabanının ondan beklediği gibi, adını zikretmese de, federal çözüm modelini yumuşak ve örtük bir biçimde dile getirdi.

Zaten bu ilk istişarede tarafların mevcut pozisyonlarından vazgeçmesini beklemek gerçekçi olmazdı.

Taraflardan birinin diğerine dayatma yapması anlamına gelebilecek bu durum şık olmayacağı gibi diplomasinin doğasına da aykırı olurdu.

KKTC Cumhurbaşkanı olarak Ankara ziyaretini başarılı bir şekilde tamamlayan Erhürman artık muhatabı Hristodulidis’le görüşmeye başlayabilecek aşamaya gelmiştir.

Zaten Kıbrıs konusunda en nihayetinde hangi model çerçevesinde yürüneceğini de, tarihsel ayrışma mı, tarihsel uzlaşma mı yaşanacağını da Hristodulidis’le yapacağı bu görüşmeler şekillendirecektir.