Eğer bugün otomobil sektöründe İngiliz’lerin de bir söz hakkı varsa, kuşku yok ki bu durumu sağlayan en büyük paylardan biri Aston Martin’e aittir. Kurulduğu tarihten bugüne kadar geleneklerinden ödün vermeyen firma, tamamen el işçiliğiyle üretilen lüks araçlarıyla dikkat çeker. Hatta öyle ki Aston Martin bu durumu belli etmek için, son olarak işlem yapan işçinin ismini, bir nişane olarak o araca kazır. Bu sebeple, sağlamlığı ve kaliteli malzemesiyle dikkat çeken otomobillerin hepsi aslında birer sanat eseridir. Ayrıca firmanın geleneklerinden biri de araçlarda kullanılan plastik malzeme karşıtlığıdır. Aston Martin logosu taşıyan hiçbir aracın fabrika çıkışında plastik malzeme göremezsiniz! Günümüzde en lüks markalar arasında gösterilen Aston Martin, tabi ki birçok otomobil tutkununun hayallerini süslüyor. Belki sizin de! Tamam ama tutkunu olduğunuz bu marka hakkında ne kadar bilgiye sahipsiniz? Bence bu yazıyı inceledikten sonra eksik birçok şeyin olduğunu fark edeceksiniz.
JAMES BOND FİLMLERİYLE GELEN ŞÖHRET
Londra’da küçük bir atölyede başlayan ve dünyaya adını altın harflerle yazdıran İngiliz efsane Aston Martin, sektörün duayenleri tarafından ‘yalnızca bir otomobil’ olarak kabul görmüyor. El yapımı oluşu, sayılı üretimi ve James Bond’un bile önüne geçen şöhreti ile ona bir ‘Yıldız’ demek daha doğru…
İngiliz otomobil sektörünün en önde gelen markalarından biri olarak kabul edilen Aston Martin’in hikayesi, 1913 yılında Londra’da küçük bir atölyede başladı. Robert Bamford ve Lionel Martin tarafından, ‘Bamford ve Martin LTD’ adı altında kurulan şirket, ‘dönemin en teknolojik otomobili’ hedefiyle yola çıktı. O dönemde güçlü markalara karşı rekabet etmekte zorlanan Aston Martin, ilk ürettikleri otomobille büyük ilgi topladı. İlk otomobillerini 1914 yılında piyasaya süren ikili, tamamen el yapımı ürettikleri bu şaheserin üzerine son parçayı koyan kişinin adını yazdılar. O dönemden bu yana bu gelenek Aston Martin’de devam ediyor.
Yarışların Efendisi
1920 yılına gelindiğinde ise, şirket merkezi Buckinghamshire’dan bir başka Birleşik Krallık şehri olan Kensington’a taşıdı. 1920 yılında gerçekleştirilen bu taşınma sonrasında şirket, iki yıl sonra Fransız Grand Prix’i için (dönemin en önemli otomobil yarışı) iki adet araç üretti. Markanın ilk yarışı olmasına rağmen ciddi bir başarı kazanan Aston Martin,adını dünyaya duyurmuş oldu. Bu başarının ardından kurumsal bir kimliğe bürünene Aston Martin, ağırlıklı yarış otomobilleri üretmeye başladı. Fransa’nın dünyaca ünlü ‘Le Mans 24 Saat’ yarışları için araba üretmeye başlayan marka, gösterdiği performans ile adını tarihe altın harflerle yazdırmayı başardı.
Geleneklere Bağlı Kaldı
Sonraki yıllarda Aston Martin spor otomobilleri başta Birleşik Krallık olmak üzere Amerika ve Avrupa yollarını arşınlamaya başladı. Yüzyılı aşkın bir geçmişi bulunan Aston Martin, bugün dünyada ihtişam, gösteriş ve gücün temsilcisi olarak kabul görüyor. Mühendislik tasarım ve dizayn anlamında otomobil dünyasında zirveye oturan İngiliz efsanesi, halen el işçiliği ile üretim yapıyor.
İngiliz Efsane Aston Martin
Günümüzün lüks modellerinden biri olan Aston Martin DB9'UN kökeni, 1950 yılında üretilen DB2'ye kadar geri gitmektedir. Şöyle ki DB modellerinin ismi David Brown'un baş harflerini ifade etmektedir. Ki David Brown'un 1974 yılında Aston Martin'i satın olan kişi olduğunu söyleyebiliriz. James Bond'un Aston Martin marka otomobilini ilk olarak 1964 yapımı Goldfinger'de görmüştük. Tam 9 tane James Bond filminde Aston Martin modelleri kullanılmıştır. Bunların 5 tanesinde DB5 modeli, diğerlerinde ise DBS, VS Vantage Volante, V12 Vanguish ve DBS V12 görülüyor. Altın Parmak'taki silahlandırılmış DB5 modelinin şu an nerede olduğu bilinmiyor. Şöyle ki otomobil 1986 yılında yapılan açık artırmada 250.000 dolara satılmış; ancak 1997 yılında Boca Raton'dan çalınmıştır.
Böylesine bir gelenekçi yapıya sahip marka, elbette her başarı öyküsünde gözleneceği gibi oldukça değişik süreçlerden geçti. Ama ilginçtir ki markanın tarihi, bir sinema filmi olan James Bond ile değişti. Tabi ki firma bundan önce de tanınıyordu; ama filmle birlikte popülerliği zirveye ulaştı. James Bond filminde kullanılan araçlar, reklama ihtiyaç kalmadan binlerce kişi tarafın sipariş edildi. Hatta öyle ki firma, bu filme özel, James Bond’un En Yeni Lüks Aston Martin Modeli konseptiyle yeni DB10 modelini görücüye çıkardı.
Lionel Martin ve Robert Bamford, kendi arabalarını satmaya Singer ismini verdikleri şirketleri ile başlamışlar. Lionel Martin, Aston Clinton yakınlarında bulunan Aston Tepesi'nde yarışmaya başlamış. Çift en sonunda kendi otomobillerini üretmeye karar vererek, Aston Martin'i kurmuş. Diğer taraftan, Aston Tepesi artık otomobil yarışlarında kullanılmıyor olsa da bölge günümüzün en popüler dağ bisikleti pistlerinden biri olarak bilinmektedir. Aston Martin 1913 yılında kurulduktan sonra, pek çok farklı isim tarafından sahiplenilen bir şirket olmuştur. Lionel Martin ve Robert Bamford şirketin ilk kurucularıdır. Fakat bu iki girişimci şirketi 1926 yılında bir grup yatırımcıya sattıktan sonra, Aston Martin sayısız ismin boyunduruğu altına girmiştir. Bunlar; 1947 yılında David Brown, 1972 yılında Company Developments LTD, ardından Peter Sprague ve George Minden, 1981 yılında Victor Gauntlett, 1987 yılında Ford, 2006 yılında David Richards'ın yönettiği bir konsorsiyum.
Aston Martin Hakkında Muhtemelen Bilmedikleriniz
Aston Martin’de otomobile takılan son parçanın üzerine, bu parçayı takan işçinin imzası atılır.
Aston Martin’in neredeyse tüm modellerinde ‘Altın Oran’ kullanılmıştır. Bunun için ünlü sanatçılar ile çalışılmaktadır. Tasarım ‘Aston Martin için her şeydir’ denebilir.
Üretimde minimum plastik kullanılmaktadır. Bu otomobilin gücünü de simgelemektedir. Markanın İngiltere’deki reklamlarında bu özelliği ‘Kim salonunda plastik bir şeyler görmek ister ki’ sloganıyla yapılmıştır.
Aston Martin modellerinde halen el işçiliği kullanılmaktadır. Otomobilin koltuklarında kullanılan deri bile özel seçilmektedir.
Yıllık 5 ila 6 bin adet arasında üretim yapan marka, otomasyondan ve fabrikasyondan uzak kalması ile otomobil tutkunlarının hayranlığını kazanmayı başarmıştır.
Aston Martin modellerinin yüzde 90’ı halen piyasada aktif halde kullanılıyor. Bu da otomobilin ne kadar sağlam olduğunun bir kanıtı.
BUNLARI BİLİYORMUYDUNUZ : ASTON MARTİN ve HAMAM BÖCEĞİ
1915 yılında üretilen ilk Aston Martin modelinin, Coal Scuttle olarak adlandırıldığını biliyor muydunuz? Coal Scuttle, kömür kovası anlamına gelmektedir. Aslında otomobilin şekli bir kömür kovasına benzetildiği için bu şekilde adlandırılmıştır. Bununla birlikte, 4 silindirli 1.5 litre hacimli motora sahip olan 3 kişilik araba, 1. Dünya Savaşı'ndan önce üretilen tek Aston Martin modeli olarak da biliniyor. Aston Martin logosundaki kanatların bir kuşa ait olduğunu düşünüyorsanız, üzgünüm ama çok yanılıyorsunuz. Çünkü logodaki kanatlar bir ‘’HAMAM’’ böceğinden ilham alınarak tasarlanmış. Bunun hikayesi ise şu şekilde. S.C.H. Davis hem bir yarış sürücüsü hem de Eski Mısır bilimcisi olarak çalışmalarını sürdürmektedir. Aston Martin'in logosunu yeniden tasarlayan isim, eski Mısır'da güneş tanrısını simgelediği düşünülen HAMAM böceğini firmanın logosunda kullanmaya karar vermiş. Şimdiye kadar üretilen Aston Martin modellerinden %90'ının hala yollarda olduğunu biliyor muydunuz? 65.000 adetin üzerinde olduğu tahmin edilen üretim rakamlarına bakılırsa, bu oran oldukça başarılı görünüyor.