Kuzey Kıbrıs’ın nüfusu uzun zamandan beridir net olarak açıklanamıyor, zaman zaman yetkililerin verdiği rakamlara da kimse inanmıyor.
“Nüfusunu bilmeyen ülke” ya da “Kalabalık ülke” ifadeleriyle zaman zaman nüfusumuz dalga konusu da oluyor.
Rahmetli Başbakan İrsen Küçük, KKTC nüfusu için rakam vermek yerine, “Oldukça kalabalığız” demişti. Bu sözler çok eleştirilmişti, bir başbakanın ülke nüfusunu bilmediği için “kalabalığız” demesi yadırganmıştı.
Başbakan Küçük’ün bu sözlerini samimi ve sevimli bulanlar da vardı tabii ki… Nitekim yıllardır unutulmadı ve sıkça da tekrarlanıyor…
Bugün de kesin rakam söyleyemiyoruz ama kalabalık olduğumuz apaçık ortada, bunu gözle de görebiliyoruz.
Küçük’ün “Oldukça kalabalığız” sözünün üzerinden 12 yıl geçti ama bir şey değişmedi, halen kalabalığız ve hep daha kalabalık oluyoruz…
Kalabalığız ve bu kalabalık halimizi, başka ülkelerden gelenler yaratıyor, biz doğurarak çoğalıyor değiliz…
Ülkeye birçok ülkeden çok sayıda insan geliyor ama bu geliş, burada kalış maalesef sistemli ve kontrol altında değil.
Bu ülkenin kapasitesi ne kadar insan barındırabilir, bunun bir çalışması yok.
Ülkede kaç üniversite öğrencisi var? Ne kadarı okuluna devam ediyor ne kadarının kaydı düştü ne kadarı öğrenci gibi görünüp iş dünyasına karıştı, bunu bile bilmiyoruz.
Ne kadar insan ülkemize çalışmaya geliyor, ne kadarı kayıt altında, öğrenciden çalışana dönüşen kaç kişi var?
Kuzeyde çalışmaya gelen ama Güney Kıbrıs’a kaçan kaç kişi var? Ya da bunu ticaret haline getirip insan kaçakçılığı yapanları tespit edebiliyor muyuz? Biliyoruz da ne kadarına göz yumuyoruz?
Ülkeye turist vizesiyle gelip de çalışma hayatına karışanların sayısını biliyor muyuz?
Ülkeye turist vizesiyle gelip de ortalardan kaybolan, yıllarca ülkemizde kaçak yaşayan insanlar neden bulunamıyor?
Bunlar hakkında bize bilgi verecek, istatistik veri sağlayacak bir makam var mı?
Hayır yok… Zaten KKTC, istatistik veri fakiri bir ülke. Hangi konuda sağlıklı istatistiki veriye sahip olduk ki ülke nüfusuyla ilgili verimiz olacak?
Kim girer, kim çıkar, kim çıkmaz ülkede kalır bilmediğimiz daha doğrusu bunları kontrol altına alamadığımız için klişe sözlerden birisi olan “Ülkemiz sorma gir hanı oldu” ifadesi de maalesef gerçek oluyor.
Halbuki bir ülkenin gelecek planlaması yapması için istatistik veriler hayati önem taşımaktadır. Elinizde veri yoksa, yapacağınız her iş; ezbere, gelişigüzel, sonucu bilinmeden yapılmış olur.
Nüfusu bilmediğiniz için yaptığınız ya da yapacağınız hiçbir planlama tutmaz…
Şu anda bu ülkede yaşadığımız da budur; dikkat ederseniz hiçbir şey bize yetmiyor, yetersiz kalıyor…
Devlet hastaneleri tıklım tıklım, ne personel, ne cihazlar, ne yataklar, ne ilaçlar yeterli oluyor.
Sağlıktaki sıkışıklık, karmaşa, yetersizlikler, aylar sonrasına verilen randevular bu nedenledir.
Devlet okulları da dopdolu, sınıflar kapasitesinin üzerinde öğrenci alıyor, okullar yetersiz hale geliyor, üstelik okullarda Türkçe ve İngilizce bilmeyen çok sayıda öğrenci var.
Okullar ve öğretmenler ülkenin kozmopolit yapısının ağırlığını ve sıkıntısını fazlasıyla hissediyor. Dilimizi bilmeyen bu çocuklara hem eğitim vermek çok zor hem de onlara bir şeyler öğretmek için harcanan zaman nedeniyle diğer öğrenciler mağdur oluyor, müfredat programı planlanan zamanda uygulanamıyor.
Görüyorsunuz nüfus artışından dolayı, kentlerde kanalizasyonlar yetersiz kalıyor, elektrik ve su ihtiyacı arttı, yollarda insan, trafikte araç yoğunluğu var…
Başka şeyler de var; suçların çoğunu yabancılar işliyor, cezaevindeki suçlu profili ve sayısına baktığınız zaman bunu görebiliyorsunuz.
Maalesef iş kazalarında hayatını kaybedenler ve yaralananlar da yoğun olarak ülkemizde çalışan yabancılar. Ciddi trafik kazalarına da neden oluyorlar…
Yolda yürüyorsunuz etrafınız yabancı dolu, markete gidiyorsunuz yoğunluk yabancılar, restorana gidiyorsunuz kendinizi yabancıların arasında buluyorsunuz, hastaneye gidiyorsunuz yine yabancılar, denize gidiyorsunuz plajda Türkçe konuşan yok…
Bu saydıklarım turist değil tabii ki… Bizim yabancılarımız; burada yaşayanlar, burada çalışanlar, burada eğitim görenler…
Yabancı düşmanı değilim, hatta onlara hep yardımcı olmaya çalışırım, aslında etrafımın yabancılarla dolu olmasından şikâyet edecek de değilim ama insan kendi ülkesinde kendi vatandaşlarını görmeyince, çok az Kıbrıslı Türk görünce tuhaf hissediyor. İnsanın kendini kendi ülkesinde yabancı gibi hissetmesi de iyi bir his değil…
Burada eğitim gören, çalışarak para kazanan ya da bu ülkeyi vatan bilip buraya yerleşen yabancılara saygım sonsuz. Sonuçta hepimiz insanız, insan insandır ama Kıbrıslı Türkler nerede?
Neden azınlığa düşmüşler gibi bir durum var? Canımı sıkan bu? Kendi ülkemin sokaklarında sanki de başka bir ülkede yürüyormuş gibi olmak da istemem.
Öte yandan ülkemizde eğitim görmeye, çalışmaya ve yaşamaya gelen yabancıların bilmesi gereken şey; bu ülkenin yasaları, kuralları vardır.
Bu ülkeye gelenler bunlara uymak zorundadır, huzursuzluk çıkarmamaları gerektiğini, bunu yaptıklarında da bunun ciddi bir bedeli olduğunu bilmelidirler.
Ancak öyle olmuyor işte, genelleme yapmayalım hepsi değil ama çoğu kendi kültürleri, alışkanlıkları, hatta kötü alışkanlıklarıyla geliyorlar, bu ülkede devlet otoritesinin zayıf olduğunu hemen fark ediyorlar ve hepimiz ciddi sorunlar yaşıyoruz. Yani kalabalık olmak yalnızca yetersizliklere değil huzursuzluklara da neden oluyor.
Bunu görebilen, bunun için bir tedbir düşünen, planlayan, çare üreten var mı? Hayır yok, kalabalık olmasının sıkıntılarını hep birlikte yaşıyoruz, her geçen gün daha da kötüye giderek…
