Terör örgütü EOKA militanlarınca 21 Aralık 1963'te Kıbrıs Türklerine yönelik başlatılan ve tarihe "Kanlı Noel" olarak geçen katliamın 62. yılında, o dönemin tanıkları yaşadıkları acıları anlattı.

İki toplumun ortaklığında kurulan "Kıbrıs Cumhuriyeti"nden Türkleri şiddet yoluyla tasfiye etmeyi hedefleyen Akritas Planı'nı uygulamaya koyan EOKA'cı Rum çeteleri, 20 Aralık 1963'ü 21 Aralık'a bağlayan gece, Lefkoşa'da saldırıya geçerek onlarca Kıbrıs Türkü'nü şehit etti.

"Kanlı Noel" saldırılarına tanık olan ve 1963-1974 döneminde Rumların "soykırım girişimlerine" karşı mücadele eden Kıbrıs Türkü mücahitler, 62 yıl önce yaşadıkları acı dolu günleri AA muhabirine anlattı.

Kıbrıs Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) Mücahitler Derneği Başkanı Celal Bayar, Kıbrıs Türk halkına karşı Rumların soykırım planlarının olduğunu, dönemin Rum yöneticilerinin Kıbrıs Türklerinin hiçbir talebine olumlu yaklaşmadığını söyledi.

Bayar, "Türkleri katletmek için bir plan hazırladılar. Bu plan son derece gizliydi. Yazılı olmayacak, sadece okunup yırtılacak şekilde planlanmıştı." dedi.

O dönem yaşanan bazı katliamlara değinen Bayar, EOKA'cı Rum polisinin, Lefkoşa'daki Atatürk anıtını ve Türk lisesindeki çocukları silahlarla taradığını hatırlattı.

Bayar, o dönemde KKTC'nin farklı yerlerinde Kıbrıs Türkü'ne yönelik katliamlar yapıldığını anlatarak, "21 Aralık'tan 25 Aralık'a kadar 36 saatte Lefkoşa'yı kuşatmak istiyorlardı ama TMT sayesinde bunu başaramadılar. O günleri atlattık ama bu kolay olmadı. Bizim nesil o yokluğu, acıyı bu şekilde atlatmış oldu. Ana vatan olmasaydı biz bu mücadeleyi veremezdik." diye konuştu.

"Türk askeri olarak biz, hiçbir zaman sivile silah çekmeyiz"

TMT Mücahitler Derneği Genel Başkan Yardımcısı Çetin Serez ise "Kanlı Noel" gecesini "Türklere karşı yapılan bir soykırım" olarak nitelendirdiklerini söyledi.

Serez, 21 Aralık 1963'te 22 yaşında bir teğmen olarak Rum kesiminde görev aldığını belirterek, Rum güçlerinin yaklaşık 20 metre mesafeden ateş açtığını anlattı.

Yanlarında son derece sınırlı mühimmat bulunduğuna dikkati çeken Serez, "Bende 1 tabanca, 8 mermi, astsubayda 1 makineli tabanca, 20 mermi, piyade tüfeklerinde de 3'er mermi vardı. Daha fazla cephanemiz yoktu." dedi.

Serez, sorumluluğunun askerlerin hayatını korumak olduğunu, mühimmatın tükenme noktasına gelmesi nedeniyle geri çekilme kararı verdiklerini dile getirdi.

Rum askerlerinin sivillere ateş açmasını "felaket bir durum" olarak nitelendiren Serez, "Türk askeri olarak biz, hiçbir zaman sivile silah çekmeyiz. Bu, acı bir şeydir. Çünkü o anda o insan zavallıdır. Hiçbir şey yapamaz, biçaredir. Ona vurmak ayıptır, günahtır. Bilhassa çocuk ve kadın." diye konuştu.

"Türk halkının direniş ruhunu daha da güçlendirdi"

TMT Mücahitler Derneği Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Efe de o dönemde henüz 17 yaşında olduğunu söyleyerek, yaşanan sivil katliamların Türk halkının direniş ruhunu daha da güçlendirdiğini belirtti.

Ağabeyinin TMT içinde yer alması nedeniyle gelişmelerden kısmen haberdar olduğunu dile getiren Efe, "Kanlı Noel" döneminde yaklaşık 10-15 gün boyunca nöbet tuttuğunu anlattı.

Efe, bugün 17 yaşındakilerin "çocuk" olarak görüldüğüne işaret ederek, "Yani 17 yaşlarında olan, bu mücadeleye katılan arkadaşlarımız, yaşının üstünde olgunluk kazandı." ifadesini kullandı.

Yaşananlardan korkmak yerine daha fazla cesaretlendiklerini kaydeden Efe, "Ölmemek için, var olmak için, bu katliamları durdurmak için elimizden geldiğince mücadele ettik." dedi.

"Allah bir daha milletimize böyle şeyler yaşatmasın"

Kıbrıs'ta yüksek lisans yapan Beran Mehmet Uzun, Lefkoşa'daki Barbarlık Müzesi'ni ziyaretinin ardından, müzedeki kurşun izleri ve kan lekelerine dikkati çekerek, "İnsan gerçekten dehşete kapılıyor. Adı üstünde Barbarlık Müzesi, yani korkunç bir şey. Allah bir daha milletimize böyle şeyler yaşatmasın." diye konuştu.

Müzeyi ziyaret eden emekli öğretmen Vahit Zorlu da İstanbul'da yaşayan çocuklarını her yaz tatili ve 15 tatilde buraya getirip yakın tarihi öğretmeye çalıştığını belirterek, "Bu barbarlığı yapanları lanetliyorum. Ama bu arada mücahitlerimizi ve Türk askerlerimizi de candan kutluyorum ki böyle bir olayı 74'te gerçekleştirdiler, bu seviyeye getirdiler." dedi.