Ülkede bulunan 23 üniversitenin 8’inde Tıp ile Diş Hekimliği Fakültesi yer alıyor. Bu durum ise son derece kaygı verici…
Konuyla ilgili Bağımsız Gazete’ye konuşan Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı Ahmet Özant, ülkede nüfusa göre çok fazla Tıp Fakültesi olduğunu söyleyerek, uluslararası standartlara göre ortalama 1 milyon nüfusa bir Tıp Fakültesi olması gerektiğini belirtti.
Bu konuda bazı örnekler veren Özant, “Örneğin ABD de 1 milyon 860 bin kişiye, Avrupa genelinde ise 1 milyon 578 bin kişiye 1 tıp fakültesi düşmektedir. Türkiye ise Avrupa’da en çok Tıp fakültesine sahip ülkedir. 2023 yılı itibarı ile 128 tıp fakültesi mevcut olup ortalama 664 bin kişiye 1 tıp fakültesi düşmektedir” dedi.
Özant, ayrıca YÖK’ün 2010 yılından sonra 750 bin nüfuslu bölgelerde tıp fakültesi izni verirken, 2013 yılından itibaren bu sayıyı 500 bine düşürülmüş olduğunu ve son açılan ilçelerde ise bu rakam 150 -200 bine nüfusa düşmüş olduğunu söyledi.
“Hem YÖDAK’a hem de YÖK’e başvurduk”
Yıllar öncesinden nüfusumuzun 250-300 bin olduğu dönemlerde 3’üncü ve 4’üncü fakülteler açılmak istendiği tarihlerde uygun olmadığını dile getirdiklerini belirten Özant, ülkede bu kadar Tıp Fakültesi’nin fazla olduğunu dile getirdiklerini söyledi.
Özant, “Nüfusumuzu 800 bin olarak kabul edersek, 100 bin nüfusa 1 Tıp ve Diş Hekimliği Fakültemiz var” dedi.
Ahmet Özant, bu konuda sadece YÖDAK’a değil, YÖK’e de yazılar yazdıklarını söyleyerek, bu nüfusa bu kadar Diş Hekimliği Fakültesi ve Tıp Fakültesi olmayacağını dile getirdiklerini yineledi.
Bu mesleğin sosyal bir branş olmadığını kaydeden Özant, hekimlik mesleğinde öğrencilerin stajlarla direkt hasta üzerinde çalışmaları gerektiğini ifade etti. Özant, bazı YÖDAK Başkanları’nın bu fakülteleri açmamak için direndiğini ancak siyasi baskı sonucu açmak zorunda kaldıklarını da kaydetti.
“Üç doçent ya da profesörün bir araya gelmesi, bir fakülte açmak için yeterli”
Ahmet Özant, sorunun ayrıca sadece hasta sayısı olmayıp, aynı zamanda öğretim üyesi sayısında da sorun olduğunu belirtti.
Özant, YÖDAK’ın bir fakültenin açılması için 3 öğretim üyesi olmasını şart koştuğunu söyleyerek, 3 doçent ya da profesör bir araya geldi mi fakülte açılmasına izin verildiğini belirtti.
Şu anda Tıp ve Diş Hekimliği Fakülteleri’nin çoğunda yeterli hoca olmadığını söyleyen Özant, “hastayı bırakın eğitim verecek yeterli hoca da olmadığını düşünüyorum” dedi.
Özant, eksik hocalarının açığının da online derslerle giderilmeye çalışıldığını ifade etti ve hocaların ayda bir iki ayda bir gelerek bütün sınıfları toplayıp ders verdiğini ve daha sonraki gelişinde de sınav yaptığını belirtti.
Özant, şöyle dedi:
“Türkiye’de ise YÖK eğitim kalitesinin yükseltilmesi için 60 kişilik kontenjana göre öğretim üyesi sayısında yeni kriterler getirmiştir. Üçüncü eğitim yılının sonuna kadar asgari öğretim üyesi sayısının 19 ve bunun 12 si kadrolu 7’si ise kadrolu veya geçici görevlendirmeli olabilmektedir. Ayrıca 3’üncü sınıftan itibaren 200 yataklı bir hastane olması koşulu getirilmiştir. Dolayısı ile YÖDAK da bu kriterleri gözden geçirmeli Yasa ve Tüzüklerinde değişikliğe gitmelidir, 3 öğretim üyesi ile en azından Tıp ve Diş hekimliği Fakülteleri açılmamalıdır”.
Ayrıca hasta ve öğretim üyesi elemanı yetersizliği dışında da yoklama sorunu da yaşandığını kaydeden Özant, bunun da eğitimlerin kalitesinin düşmesine neden olduğunu ifade etti.
“Devam zorunluluğu olması gerekiyor ancak önemseyen yok”
Ahmet Özant, Tıp ve Diş Hekimliği Fakültelerinde devam zorunluluğu olduğunu söyleyerek, bildiği kadarıyla hiçbir fakültenin bu devam zorunluluğunu dikkate almadığını kaydetti.
Sınıflarda 10, 15 kişi ile ders yapılıp, sınav tarihi geldiğinde de hiç görmediğimiz öğrencilerin sınava katıldığını bildiğini belirten Özant, bunun büyük bir sorun olduğunu ifade etti. Devamsızlık yapan öğrencilerin sınava alınmaması gerektiğini belirten Özant, bu öğrencilerin sınavlara alındığı üst sınıflara geçirildiği ve sonunda mezun edildiğini, aslında yasal olmayan ve hak edilmeyen diplomaların verildiğini ifade etti.
Bu durumda dahi alınan diplomaların geçersiz olduğunu kaydeden Özant, Tabipler Birliği olarak YÖDAK ile görüşme taleplerini yineleyerek bu konulardaki endişelerini ve görüşlerini paylaşmak istediklerini ifade etti.
Ahmet Özant ayrıca bazı okulların Tıp ve Diş Hekimliğine çok fazla öğrenci aldığını ve burada da ya sınıfların ve özellikle klinik alt yapılarının yetersiz kaldığını eğitimde denetim ve disiplinin sağlanamadığını kaydetti.
“Bord sınavları yapılabilir”
Özant, bazı fakültelerin kapatılması gerektiğini ancak bu durumda da hemen akıllara “mezunlar ne olacak” sorusunun geldiğini belirterek, şu bilgiyi verdi:
“Avrupa’da bord sınavına giriliyor ve başarılı olanlar mesleği icra edebiliyor. Bunu bizde getirmeyi düşündük. Ancak Tabipler Birliği’nin yasasında değişiklik yapmamız gerekiyor. Bildiğiniz gibi Hukuk Fakültesinden mezun olanlar için de zorunlu staj var. Aynı durumun bizde de olması gerektiğini düşündük. Ancak bu da yasal değişiklik gerektiriyor. Bu konuda da çalışma yapmamız lazım. İngiltere’de dahi mezun olanlar direk uzmanlığa alınmıyor. Bir veya iki yıl pratisyen hekim olarak çalışma koşulu vardı”.
Ahmet Özant, hekimliğin kendini sürekli yenileyen bir meslek olduğunu da ifade ederek, Tıpta ve Diş Hekimliğinde mezuniyet sonrası sürekli eğitim olması gerektiğini söyledi. Bu konuda Birlik yasasında gerekli değişikliğin yapıldığını kaydeden Özant, yapılan tüzükler üzerinde de çalışma yapıldığını güncelleme gerektiğini ifade etti.






