Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi’ndeki soruşturma kaplumbağa hızına mı düşürüldü yoksa bitti mi artık?

  Bize başrol karakteri gibi sunulan üniversite vakıf yöneticiler kurulu başkan vekili Kemal Dürüst, teminatla serbest kalınca frene mi bastı polis?

  Birkaç sahte diploma sahibi birkaç da rüşvet senaryosu ile kapatıyor muyuz meseleyi?

  Bu kadar yeter mi? Heyecanlı soruşturmaya son mu veriliyor?

  Hani dev bir buzdağı vardı ortada da biz su yüzündeki küçük bölümünü görüyorduk?

  Hani onlarca hatta yüzlerce kişi karışmıştı bu olaya?

  Hani aklımızın aldığından çok daha büyük vurgun vardı oralarda?

  Bu kadar mı aklımızın alamayacağı meseleler?

  Neden yavaşladı bu soruşturma, neden zorlama rüşvet meselesine dümen kırıldı?

  Neler oluyor oralarda, “yeter durun artık” diyen kim?

  Ortada ismi dolaşan meşhur kişilere uzanmayacak mı soruşturma?

  Önemli makamlarda bulunan kişilere yakın olan sahte diplomalılar ortaya çıkmayacak mı?

  Kendileri önemli makamlarda olup sahte diploma alanlar hasır altı mı edilecek?

  Birkaç numune bulup mahkemeye çıkarınca bitiyor mu işiniz?

  Her meseleye illaki günah keçileriniz hazır mı?

  Hayır ben kimseyi savunmuyorum, kayırmıyorum, kim suçluysa suçunu çeksin ama birilerini yakalayıp birilerine kıyak çekmek, görmezden gelmek adalete sığar mı?

  Torpil, kayırma, partizanlık bu soruşturmaya da mı karıştı?

   Sahte diploma alanlar asasında siyasi yöneticiler, polisler, askerler varmış da ne yapacağını bilemez haldeymiş polis?

   Ne münasebet? Yasalar karşısında herkes eşit değil mi?

   Yasalar karşısında tüm fertler eşitse ki öyledir, polis de savcılık da ne yapacağını biliyordur.

   Ne yapacağını bilemiyor değil, engelleniyor herhalde.

   Eğer bazı polisler de sahte diploma aldıysa, onlar da cezasını çekecek.

   Sahte diploma alıp baremini yükseltmenin suç olduğunu polisler bilmezse kim bilecek?

   Askerler de varmış bu diplomalardan alan… E bize ne, almasalardı, onlar bilmiyor muydu bunun hem yasal hem de etik olmadığını?

    Siyasi yönetici varmış, milletvekili varmış… Bize ne? Devleti yöneten veya yönetmeye talip kişiler bu istismarı yapacak da biz onların gözyaşına mı bakacağız?

   Dokunulmazlıkları varsa kaldırılsın, yapmasınlar efendim.

   Vatandaşa örnek olacak kişiler böyle mi yapar, “İmam cemaat” hikayesinde olduğu gibi?

   Devleti, halkı koruyacak olanlar böyle yolsuzluklara karışır da sonra kollanmak mı ister?

   Adam kayırmanın, ahbap çavuş işlerinin, partizanlığın olduğu yerde ne adalet olur ne eşitlik ne de etik…

    Koskocaman bir skandal ortaya çıkacak, bu olaya çok sayıda insan karışacak ama içinden birkaç numune seçip gerisi kollanacak ha? Bravo size…

    Bir de mecliste Eğitim Bakanı ve iktidar üyeleri “tedbir aldık”, “tedbir alıyoruz” gibi laflar edecek.

    Tedbir alacaklarmış… Atı alan Üsküdar’ı geçti, taş üstünde taş kalmadı ama siz daha tedbir alacaksınız.

     Bunca rezillik yaşanmadan önce tedbir alacaktınız, artık yapmanız gereken adaletin doğru çalışmasını sağlamaktır.

     Eğer bu sahte diploma olayında bazı kişileri korursanız, kollarsanız “tedbir alacağız” sözünüz beş para etmez.

     Siz önce önünüzdeki pilavı berbat etmeyin, engel olmayın, adalete yardımcı olun, ondan sonra tedbir almaktan söz edin.

     Memleketi çirkefe çevirdiniz, rezillikler diz boyu ama halen laga luga ediyorsunuz.

     Nüfuzlu kişilermiş, nüfuzlu kişilerin yakınlarıymış.

     Hiç kurtulamayacak mıyız bu nüfuzlu, torpilli kişilerden, bu adam kayırmadan, bu partizanlıktan?

     Ortada koskocaman bir yolsuzluk meselesi var ama onu bile bir kurguya büründürüyorsunuz.

     Yazıklar olsun, midemiz bulanıyor…