Son zamanlarda özellikle kamu çalışanına yönelik yapılan düzenlemeler özel sektör çalışanının üvey evlat olduğu söylemlerinin haklılığını artırmıştır. 

Kamuda ilk işe başlayanların dahi asgari ücretli özel sektör çalışanından yaklaşık % 50 fazla maaş almasına rağmen kamu çalışanını enflasyondan korumak için altı ayda bir olan Eşel Mobil uygulaması dört ayda bire çekilmiştir.

İş güvenliği yanında kamuda kazanılmış hak adı altında çalışma süresi, normal izin, hastalık izni ve diğer haklar özel sektör çalışanlarından tartışmasız bir şekilde en az iki kat fazla olduğu gerçeğini hiç kimse inkâr edemez.

Kamu çalışanın her türlü avantajına rağmen idari izin ile beraber bayram tatilinin 9 güne çıkarılması özel sektör çalışanının yüreğini sızlatarak üvey evlat oldukları algısını daha da depreştirmiştir. Dolayısıyla, başta Kıbrıs Türk İşçi Sendikaları Federasyonu (Türk-Sen) Başkanı Arslan Bıçaklı olmak üzere sendika önderleri haklı olarak “Devleti yönetenler asgari ücretlilere üvey evlat muamelesi yapamaz” şeklinde haykırmaktadırlar.

Gerçekçi olmak gerekirse; bugünkü şartlarda özel sektör çalışanının kamu sektör çalışanının haklarına ulaşması imkansızdır.  Ancak, hali hazırda yetersiz olan asgari ücretin alım gücünü korumak ve ekonomik büyümeye göre refah payı almasını sağlamak mümkündür. Hükümet edenler kamu çalışanı yanında sayıca fazla olan özel sektör çalışanının da hükümeti olduğuna göre; samimi iseler asgari ücrete de Eşel mobil uygulanmasını mecburi kılabilirler.

Bilindiği gibi; Çalışma Bakanı tarafından asgari ücret için yeni yöntem tartışmaları gündeme taşınmış, ancak bu konuda samimiyetini gösterecek şekilde paydaşlara gerekli sinyalleri halen daha vermemiş ve güven telkin etmemiştir. Bu çerçevede, özel sektörde en yetkili sendikalar asgari ücrete de senede üç kez Eşel Mobil uygulanmasına ilişkin çağrı yapmaya başladılar.

Hür-İş Başkanı Ahmet Serdaroğlu, hükümetin, asgari ücretin de hayat pahalılığı oranından otomatik olarak artmasını sağlayan yasal düzenlemeyi yapma sözü verdiğini hatırlatarak, yasanın neden düzenlenmediğini sormuştur. Benzer şekilde, Kıbrıs Türk İşçi Sendikaları Federasyonu (Türk-Sen) Başkanı Arslan Bıçaklı, özel sektörde asgari ücretle çalışanlara da yılda üç kez hayat pahalılığı ödenecek şekilde yasal düzenleme yapılması gerektiğini belirtti.

Daha önceki köşe yazılarımda da üzerinde durduğum üzere; AB ülkeleri Pandemi döneminde özellikle enflasyon rakamlarının esas alınarak asgari ücretlinin alımı gücünün korunması gerektiği yönünde politika geliştirirken, OECD ülkeleri son yıllarda en az enflasyon oranı kadar asgari ücrete artış yapmışlardır.

Birçok kez yazılı ve sözlü basında altını çizdiğim gibi; birçok açıdan üvey evlat muamelesi gören özel sektör çalışanının düşük de olsa aldığı asgari ücretin alım gücününün korunması için  ILO nezaretindeki bazı ülkelerde olduğu gibi enflasyon oranı ve büyüme oranı gibi değişkenleri esas alarak asgari ücretin otomatik formüle bağlanması gerektiğini tekrar ve tekrar vurgulamak istiyorum.

ILO’ya üye bazı ülkeler asgari ücretin periyodik olarak ayarlanması için matematiksel bir formül benimsemiştir. Bu, öngörülebilirliği artırabilir, ayarlamaya ilişkin her yıl tartışma yapılması zorunluluğunu ortadan kaldırabilir veya teknik faktörlerden ziyade siyasi faktörlerden kaynaklanan asgari ücretlinin aleyhine olabilecek gecikmeleri veya ekonomiye zarar verebilecek popülist ani veya olağanüstü büyük artış olasılığını ortadan kaldırabilir. Asgari ücretler geçmiş enflasyonu telafi edecek şekilde otomatik olarak artırılırsa, bu prensip olarak asgari ücretlerin gerçek düzeyini (satın alma gücünü) garanti altına alacaktır.  Yalnızca yaşam maliyetindeki değişime göre ayarlanan bir asgari ücretin reel olarak sabit bir asgari ücrete yol açacağını ve asgari ücretlilerin reel ücretlerinin zor koşullarda bile artmayacağını vurgulamak gerekir. Bu nedenle asgari ücret belirlemede formül kullanan çoğu ülke, ekonomik büyüme veya işgücü verimliliğindeki artış gibi başka ekonomik faktörleri de formüle dahil eder. Bahse konu ülkelere örnek olarak Brezilya, Kosta Rika, Malezya, Fransa ve Hollanda gösterilebilir (https://www.ilo.org/global/topics/wages/minimum-wages/setting-adjusting/WCMS_439264/lang--en/index.htm).

Sonuç olarak; KKTC’de hükümet edenler ve devlet yönetenler sadece kamu sektörüne hizmet eder durumdan uzaklaşmalı ve asgari ücretliyi nispeten üvey evlat olmaktan çıkartarak asgari ücreti enflasyon ve büyüme oranı gibi değişkenlerin yer aldığı otomatik formüle bağlamalı ve kamu sektöründe olduğu gibi dört ayda bir Eşel Mobile tabi tutmalıdırlar.