Herkes birbirine soruyor, “sahte diploma soruşturması bitti mi?” ya da “Sahte diploma soruşturması tutuklamaları bitti mi?” diye.

     Yani öyle illaki birileri tutuklansın duygusuyla değil bu sözler.

     Birileri tutuklanınca sanki başkaları seviniyor hissiyle de değil.

     Mesele şu ki; adaletin yerini bulması, birilerine ayrıcalık yapılmaması gerekiyor.

     Eğer bir soruşturma başlamışsa ve bu çerçevede tutuklamalar yapılmışsa bir yerde durulmamalıdır.

     Eğer daha önceki soruşturmalarda bir üniversite yetkilisinin 600 kadar kişiye sahte diploma verildiği yönünde, mahkemede de belirtilen beyan, yalan veya yanıltma değilse, öyle henüz 10 civarındaki tutuklama tabii ki toplum vicdanında çok azdır.

     Kaldı ki tutuklamaların bir bölümü diploma ile ilgili değil, rüşvet gerekçesiyledir.

     Bir yere kadar çizgi çekilip durulacaksa, birçok kişinin yanına kalacaksa o zaman bu ülkede adaletten söz etmek mümkün olur mu?

      Eğer bu üniversitede bile soruşturmada sonuna kadar gidilemeyecekse, diğer üniversitelere nasıl geçilecek?

       Eğer artık bu tür olaylarla ilgili caydırıcı olmak istiyorsanız, bu sahte diplomaları alan herkes mahkemeye çıkmalıdır.

       Bugüne kadar tutuklananlarla diğerleri arasındaki fark nedir?

       Bazı Türkiye gazeteleri soruşturmanın tamamlandığını, başka tutuklamalar olmayacağını yazıyor.

        Bunlar gerçek haberler midir yoksa tutuklamalar devan etsin diye tersten rahatsız edici ya da teşvik amaçlı yayınlar mıdır?

        Sosyal medyadan bazı kesimler de artık tutuklamalar olmayacağını iddia ediyor.

        Böyle şak diye soruşturmanın ya da tutuklamaların bitmesi mümkün değildir ama bu ülkede “olmaz” diye bir şey yok, her şey olabilir.

        Kimisine göre ise polis sayısının yetersiz olması ve polisin son günlerde başka yolsuzluk olaylarıyla da ilgilenmesi nedeniyle bir yavaşlama oldu.

        Yani şu andaki duraklama, polisin yoğunluğundan kaynaklanıyor.

        Olayı soruşturan polis birimine takviye yapmak mümkün müdür yoksa “hem uzmanlık bakımından eğitim zaman alır hem de başka birimlerin de işi çoktur” mu diyorsunuz?

        Gerçekten kolay değildir?

        Halen “sahte reçete” soruşturması devam ederken, buna “sahte diploma” olayı da eklenmiştir, başka yolsuzluk olayları da vardır.

         Bu yoğunluğu anlayabilmek mümkündür.

         Ancak yine de belli bir sürate kavuşmak, fazla kesintiye uğramadan “sahte diploma” yolsuzluğuna devam etmek gerekir.

         Yüksek öğretime çok ciddi darbe vuran, tahribat yaratan, bizi uluslararası alanda rezil eden bu konuda kimsenin gözünün yaşına bakmamak lazım.

         Eğer bir neşter vurulacaksa tam vurulmalıdır, kimsenin aklında şüphe kalmamalıdır.

         Siyasetin ya da başka güçlerin bu soruşturmaya müdahale etmesi engellenmelidir.

          Bu ülkede “artık hiçbir şeye güvenemiyoruz” diyen insan sayısı artıyor.

          Eğer böylesine önemli bir yolsuzluk skandalıyla ilgili soruşturmaya da güvenilemeyecekse, işimiz zor demektir.

          Bu nedenle polisin bu olayla ilgili daha önce olduğu gibi kendi içinden polisleri ve de askerleri dahi tutukladığı o sağlam duruşu devam ettirmesi gerekmektedir.

         Gözler, polisin üzerindedir; bu olayla ve devamında başka üniversitelerde benzer olayların üzerine ısrarla ve kararlı gitmesi şarttır.

         Artık bu ülke “yapanın yanına kalır ülkesi” olmaktan kurtulmalıdır, aksi takdire bu çirkeften çıkmak mümkün olmaz…