Vizyon, çok basitçe, gelecekle ilgili bir düş, gelecekle ilgili bir fikir olarak tanımlanır.

Ülke yönetimi, devlet yönetimi anlamına gelen siyaset, doğası gereği, vizyona dayalı olmalıdır.

Ne var ki, bu ülkenin hakim siyaseti ve siyasetçisinin, gelecekle ilgili bir fikri, toplumsal bir düşü olduğu söylenemez.

Seçimleri kazanıp başa gelen siyasetçilerin pek çoğu, günübirlik kararlarla hareket etmeyi, geleceği mahvetme pahasına, bugünleri “idare etmeyi” bir siyasi hüner saymıştır.

O kadar ki, dünyada işe başlangıç yaşı sayılan bir yaşta insanları kamudan emekli etmeyi bile “siyaset” sanacak kadar vizyonsuz hareket edebilmiştir.

Geçmişte “26” yaşında kamudan emekli edilen, bugünlerde 75 yaşını aşmış, kişiler olduğu bilinmektedir.

Hatta, bu kararlara imza atanlara, “bu kadar kötülüğü bu halka nasıl yapabildiniz” sorusu sorulduğunda, onları “emekli etmekle gençlerin önünü açtık" diyebilen, aslında ne dediğinin farkında olmayan sefil siyasetçiler de görebilmiştir bu toplum.

Literatürde bu tip, gelecek kuşakları değil gelecek seçimleri düşünen siyaset erbabına popülist de denir.

Ama esasında, bu ülkenin ve geçmişte çok badireleri başarıyla atlatmış, aslında her şeyin en iyisine layık bu toplumun ihtiyaç duyduğu politikacı tipi bu değildir.

Zaten klasik bir tanımlama vardır. “Popülist politikacı gelecek seçimleri, devlet adamı gelecek kuşakları düşünür” denir.

Bu toprakların ihtiyaç duyduğu, kendi çıkarlarını yürütmek için seçimleri kazanmaya odaklanan politikacı tipi değil, gelecek kuşakları düşünen, onlar için politika yapacak devlet adamı tipidir.