Jilet, selobant, selpak, bolibif, Hoover gibi o ürün grubuna adını vermiş markalara jenerik marka denir. Jip denilen motorlu taşıta adını veren Jeep de bu tip markaların en önde gelenlerinden. Kolay değil, koca bir taşıt sınıfı bugün onun adıyla anılıyor, bu bir Jeep Hikayesi.
Jeep’in hikayesi II. Dünya Savaşı’yla iç içedir. Savaş koşullarında her yola gelecek, gerektiğinde uçakla taşınacak, paraşütle sahaya atılacak, nehirlerden geçecek, küçük, sağlam bir canavar gerekmektedir, işte Jeep budur. II. Dünya Savaşı’nın efsane komutanlarından Eisenhower bu araç için köpek kadar sağdık, katır kadar sağlam Jeep olmasaydı savaşı asla kazanamayacaklarını söyler.

1941 yılında askeri ihtiyaçlar doğrultusunda ortaya çıkan markanın kuruluş ismi Willys-Overland’dir ve dünyanın ilk çok amaçlı 4x4 aracı Willys MB'dir. 1910’lu yıllarda 4×4 bir kamyon olan Nash-Quad ordunun oldukça işine yaramıştı. Zorlu zeminlerde hareket kabiliyeti olan bu kasası yenilenebilir canavar dönemin koşullarında gerçekten de etkileyiciydi. Fakat hayli ağır ve yavaş olan kamyon yavaş yavaş askerlerin gözünden düşmeye başladı. Ordunun ihtiyacı olan daha hafif, daha hızlı ve zorlu zeminlerde haberleşme için kullanılacak pratik bir araçtı. Askerlerin beklentilerini karşılamak için Walter Marmon ve Arthur Herrington adlı iki mühendis Ford kamyonları dört çeker hale getirerek kullanıma sundular. Bu kamyonlar oldukça başarılı oldu. Zırhla kaplanıp savaş alanında, üstü tentelenip Libya çöllerinde hizmet verdiler ve I. Dünya Savaşı’nda sıkça kullanıldılar. 1930’ların sonunda Amerikan Ordusu ihtiyaçlarını listeler ve bir yarışma başlatır. Araç dört çeker olacak, 600 kiloyu aşmayacak, 85 beygir, hızlı, dayanıklı ve yüksek manevra kabiliyetine sahip olacaktı. Aslında bu özellikler Bantam adındaki üreticinin piyasadaki aracından referans alınarak oluşturuldu. Prototipin hayata geçmesi için üreticilere sadece 49 gün verildi. Ordudan 135 üreticiye çağrı yapıldı ancak 49 günlük süre üreticiler tarafından hayli zorlayıcı bulundu. Çağrıya sadece “The American Bantam Car Company” ve “Willys-Overland” firmaları olumlu geri dönüş yaptılar. Bantam prototip için çalışmalara başlar ama şirketin durumu kötüdür.

İçeride çalışacak mühendis kalmamıştır ve eldeki tasarımın ordunun isteklerin uygun hale getirilmesi gerekmektedir. İşi dışardan hallettirmenin yolları aransa da karşılaşılan sorun aynıdır: para yok. Bu sıkışık dönemde sağlam bir milliyetçi olan Karl Probst yardım eli uzatır ve mucizevi bir şekilde yeni prototip son güne yetiştirilir. Modern Jeep’in atası 49 günlük özverili bir sürecin ardından doğmuştur. Araç ortaya çıksa da ordunun zorlu testleri ve firmanın zayıf finansal yapısı üretimi Bantam’ın almasının önüne geçer. Bantam kimi denemelerde istenilen zorluk seviyelerine dayanamamaktadır. Willys fırsatı kaçırmaz ve yanına Ford’u alarak Bantam tasarımı üzerine bir taslak başlatarak II. Dünya Savaşı boyunca 700.000 üzerinde sipariş alır. Savaş devam ederken Willys-Overland firması Jeep adı için bir tescil anlaşması yapar ve aracın askeri alandaki başarısını sivil hayata taşımaya karar verir. CJ-2A modeli tarım alanında kullanılmak üzere 1945 yılında piyasaya sürülür. 5 yıl sonra gelen model CJ-3B oldu ve tam 15 yıl boyunca üretimde kaldı devam serisi olan 1955 üretimi CJ-5 Amerikan halkının bu tasarıma olan güveninin tam olarak kanıtıydı ve en popüler kasalardan biri oldu. 20. yüzyılın ikinci yarısında Jeep tüm dünyada ama özellikle Amerika’da etkili olmaya devam ediyordu. Farklı firmalar bu efsane tasarımla ilgilenmeye başladı. Bağımsız bir üretici olan Kaiser-Frazier, 1953 yılında Willys-Overland’i satın alarak adını “Willys Motor Company” olarak değiştirdi. Bu isim daha sonra Tuzla’daki bir fabrikanın da ismi olacaktı.
Kaiser firması altında Jeep tam anlamıyla bir uluslararası sembole dönüşür. 16 yıl boyunca 30 farklı bölgeye yayılan üretim faaliyetleri sonucunda Jeep tüm dünyada 150 ülkeye pazarlanmaya başlanır. Sadece pazarlama da değil tasarım Amerikan olsa da aralarında Arjantin, Avustralya, Belçika, Brezilya, Kanada, Çin, Kolombiya, Mısır, Fransa, Hindistan, İsrail, İtalya, Japonya, Kore, Meksika, Hollanda, Filipinler, Portekiz, İspanya ve Türkiye gibi ülkelerin de bulunduğu yerlerde montajlanır ya da sıkça kullanılır.2.Dünya Savaşı’nda Amerika ve müttefik orduları tarafından kullanılmıştır. Otomobil tarihine yön veren en önemli 5 modelden birisidir. İlk olarak 1941 yılında üretilen Willys MB, 2.Dünya Savaşı için az yakıt tüketen, her türlü arazide kullanılabilen, çok yük taşıyabilen ve kolayca tamir edilebilir bir araç ihtiyaçlılarıyla müttefik kuvvetleri için tasarlandı. Çok zorlu testlerden geçirilen araç müttefik askerleri tarafından "savaş kazandıran araç" olarak anıldı. Savaş sonrasında ise genelde çiftliklerde kullanılmıştır. Günümüzdeki arazi araçlarının atası olan Willy MB, Jeep markasıyla sevimli yüzünü hala korumaktadır.

İlk sivil model 1945 yılında üretilmiş olup İngiliz markası Land Rover, Jeep’den ilham alarak 4x4 modeller tasarlamaya başlamıştır.
Performans otomobili denilince akla ilk gelen isim olan Enzo Ferrari “Jeep, Amerika’nın tek gerçek spor arabasıdır” demiş. Klasik İtalyan dalgacılığıyla mı yapmış yoksa Jeep’in Amerika’da aşırı sevilmesine mi vurgu yapmış tam olarak bilemeyiz; ama gerçek olan şu ki Jeep bir sınıfa adını vermiş ve tarihiyle hem Amerika’da hem de dünyanın farklı coğrafyalarındaki birçok arazide lastik eritmiştir. 2011 yılında kurucusuyla aynı adı taşıyan bir “Ferrari Enzo” nehire uçunca onu caddeye çeken yine bir Jeep Grand Cherokee olmuştu.
Şu anda Chrsyler grubu altında faaliyet göstermekte olan firma panjur tasarımını 75 yıldır değiştirmemiştir. Günümüzde bile tüm dünyada büyük bir hayran kitlesine sahip olan Willys MB'nin günümüze uyarlanan bir konsepti olan Jeep Staff Car oldukça dikkat çekicidir.

BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ : Eugene the Jeep ( JİP )
Birçok ülkede zorlu arazilerde kullanılabilen otomobillere insanlar “jip, jeep” adını takmıştır. Jeep isminin çıkışı tam belli olmamakla birlikte iki genel rivayet vardır. Birincisi; 2.Dünya Savaşı sırasında kullanılmaya başlandığında Amerikan askerleri tarafından Temel Reis çizgi karakterinin sahip olduğu gizemli bir hayvan olan “Eugene the Jeep” adı ile çağrılmaya başlanır. “Eugene the Jeep” her yere girebilen ve tırmanabilen, çok kabiliyetli bir hayvandır. Askerler Wills-Overland araçları Eugene the Jeep’e benzettikleri için zamanla bu ismi kısaltarak Jeep olarak söylemeye başlarlar ve bunun üzerine 1950 yılında markanın ismi “Jeep” şeklinde tescil edildi. İkincisi; Ford’un bir yarışma için ürettiği ‘Ford GP’den geldiğine inanılıyor. İngilizce’de GP harfleri yan yana geldiğinde, “ci pi” şeklinde seslendirilir. ‘GP’ isminin ise “General Purpose – Genel kullanım için” ya da G (Government) ve ABD’deki 4X4 sınıfını ifade eden P ’nin birleşimiyle oluştuğuna inanılıyor. Yani ciipii = Jeep kelimesi doğmuş sayılıyor.
