Ceren ÖZBİL

    Ülkemiz, yaşlı hakları konusunda sınıfta kaldı. Yaşlılara hizmet verecek ne doğru düzgün bir bakımevi yapılabildi, ne yaşlı bakımevleri ile ilgili bir yasa yürürlüğe konabildi, ne de bu konuda bütçe ayrıldı.

   Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği Başkanı Prof. Dr. Hatice Jenkins, bakımevleri ile ilgili hâlâ bir yasa olmadığını, sadece yasa yapılmasının da çözüm olmayıp yaşlı bakımevleri için bütçede kaynak da yaratılması gerektiğini söyledi.

   Jenkins, ülkede şu anda hizmet veren 2’si devlete, 4’ü özel sektöre ait 6 yaşlı bakımevi olup, bu bakımevlerinde toplam 230 civarında yaşlı ve engelliye bakıldığını belirtti.

“Umarım en kısa sürede yasa geçer”

   Hatice Jenkins, bir önceki Çalışma Bakanı zamanında yapılmış bir yasa bulunduğunu, yeni gelen ekibin bu yasayı tekrardan gözden geçirip bazı değişiklikler yaptığını belirtti.

    Jenkins, söz konusu yasa ile ilgili tekrardan savcılıktan görüş istendiğini belirterek “ümit ederim en erken zamanda yeniden meclise gönderilip, görüşülmeye başlar” dedi.

    Lapta Huzurevi açılırken bir buçuk sayfalık bir Huzurevi Yasası çıkarıldığını ve bir de Özel Huzurevleri Yasası olduğunu söyleyen Jenkins, ancak ülkede özel huzurevi olmayıp, sadece bakımevleri olduğunu ifade etti. 

    Jenkins, huzurevlerinin daha çok sağlıklı insanların kaldığı yerler, bakımevlerinin ise bakıma muhtaç insanların kaldığı yerler olduğunu ifade etti.  Jenkins, huzurevlerinin daha çok yabancı ülkelerde görülen ve sağlıklı yaşlıların kaldığı, binalardan, bungalowlardan ya da apartman dairelerinden oluşan yapılar olduğunu kaydetti.

    Jenkins, Malta’dan örnek vererek orada 30 civarında bakım ve huzurevi olduğunu ifade etti ve burada kalanların deha çok Avrupa ülkelerinden emekli olan kişiler olduğunu söyledi.

“Ülkemizde 6 tane bakımevi var”

  Jenkins, ülkemizde şu anda 4 özel, 2 de devletin olmak üzere 6 bakımevi olduğunu söyleyerek, huzurevi denilen Lapta’nın aslında bakımevi olup, burada bakıma muhtaç yaşlılara da bakıldığını ifade etti.

    Bütün bakımevlerinin de aynı durumda olduğunu kaydeden Jenkins, bu bakımevlerinde kalanların da yatalak olmasa bile çoğunluğunun destekle yaşayan insanlar olduğunu söyledi. Jenkins, bu bakımevlerinde toplam 230 yaşlı ve engelliye bakıldığını belirterek, yaşlı bakım evlerinde ayrıca ruh sağlığı bozuk kişilerin de kaldığını kaydetti.

    Ruh sağlığı bozuk kişilerin anne babasını kaybedince gideceği tek yerin yaşlı bakımevi olduğunu söyleyen Jenkins, çünkü ruh sağlığı bozuk olanlarında sürekli hastanede tutulamayacağını ve bu yerlere yerleştirildiğini belirtti. 

“Sosyal hizmetleri ve sosyal içerikli sorunları önemseyen yok”

   Hatice Jenkins, ne yazık ki ülkemizde sosyal içerikli sorunların konuşulmayıp, hükümetin önceliğinin de bakıma muhtaç insanlar ya da engelliler olmadığını ifade etti. “Yani ülkemizde bir sosyal devlet anlayışı yoktur” diyen Jenkins, yaşam evi diye bir binanın büyük emeklerle yapıldığını ancak devletin buna bütçe ayırmaması nedeniyle yıllardır hizmet veremediğini söyledi.

     Olayın sadece bina yapmak olmadığını ifade eden Jenkins, devletin yaşlı, engelli ve kronik ruh hastalarının bakımı ve rehabilitasyonu ile ilgili de yeterince bütçe ayırması gerektiğini kaydetti.

     Sosyal Hizmetler Dairesi'nin yıllardır bütün hükümetler döneminde ihmal edilmiş olduğunu belirten Jenkins, bu nedenle ekonomik olarak 1980’lerden daha iyi bir durumda olmamıza rağmen ülkemizin sosyal refah seviyesi halen 1980’lerde, hatta artan nüfustan dolayı daha da geriye gittiğini belirtti.

“Bütçede kaynak ayrılmalı”

   Tek başına yasa yapmanın çözüm olmayacağını belirten Jenkins, bütçede hem özel hem de devlete ait bakımevleri için kaynak ayrılması gerektiğini yineledi.

    Yasa yürürlüğe girdiği zaman mevcut bakımevlerinin yasaya uyması gerekeceğini ifade eden Jenkins, bu durumda da bu 4 özel bakımevinin ya kapatacağını ya da borçlanıp, arazi bulup yer yapacağını, içini standartlara göre döşeyeceğini ve sonra da dönüp, yasadaki personel sayısı ve niteliklerine göre personelini yenileceğini söyledi. 

  Hatice Jenkins, bugünkü durumu iyi bilen biri olarak bütün bunların devlet desteği olmadan olamayacağını söyledi. Jenkins, “Umarım yetkililer yasayı şimdiden okuyup da bu yasanın gerektirdiği standartları yakalamak için var olan bakımevlerini nasıl geliştireceklerini oturup, düşünürler. Çünkü var olan bakımevlerinin hiç biri kendi binasına sahip değildir ve yeni bina yapabilecek kaynakları da yoktur” dedi.

    Ayrıca yasanın yürürlüğe girmesi ile  bakımevlerinin ihtiyaç duyacağı yeterli sayıda nitelikli bakıcı bulmanın da çok büyük bir sorun arz edeceğinden söz eden Jenkins, bu sorunu ortadan kaldırmanın zor olmadığını ancak hükümetin şimdiden bu elemanları yetiştirmek için bir çaba sarf etmesi gerektiğini ifade etti.

“Alzehimer hastalarına diğer yaşlılarla bakılması çok sakıncalı”

    Jenkins, alzehimer hastalarına diğer yaşlılarla aynı odada bakılmasının çok sakıncalı olduğunu belirterek, ancak başka bir çare kalmadığı için ailelerin alzehimer hastası yakınlarını bakımevlerine yerleştirdiğini, bakımevlerinin ise imkansızlıklardan dolayı sağlıklı yaşlılar ile alzheimer hastalarına aynı odada baktıklarını söyledi.

     Alzehimer hastalarına evde bakımın da çok zor olduğunu ifade eden Jenkins,  bu hastalar için ayrı bakımevleri yapılması gerektiğine işaret etti.

   Hatice Jenkins, bugüne kadar hiçbir hükümetin bunları ele aldığını ya da bu konuda bir proje geliştirdiğini görmediklerini belirtti.

“Toplumun yüzde 14’ü artık yaşlı ya da çok yaşlı”

   Jenkins, toplumda yaşlı oranının çok yükseldiğini söyleyerek, toplumunun yüzde 14’ünün yaşlı ve çok yaşlı olduğunu belirtti.  Ülke olarak dünya istatistiklerine göre çok yaşlı bir topluma sahip olduğumuzu belirten Jenkins, ancak bu bilince sahip olmadığımızı ifade etti.

   Jenkins, bu konuda ne gerekli kurumlarımızı geliştirdiğimiz ne de gerekli yasalarımızı hazırladığımızı söyledi.

   Hatice Jenkins, süreklilik arz eden çözümler bulunması gerektiğini kaydetti ve “eğer şanslıysak bir gün hepimiz elden ayaktan kesileceğiz ve yaşlılığı tadacağız. Elden ayaktan kesildiğimizde birilerine muhtaç olacağımız günlerde olacak” dedi.

“Yasa olmadan da yaşlılara daha konforlu bir ortam yaratılabilirdi”

   Hatice Jenkins, en büyük endişelerinden birisinin yasa çıktından sonra hükümetin, “finansal kaynağımız veya imkanlarımız yok” deyip yasayı göz ardı etmesi olduğunu söyleyerek, bu konuda halkı uyarıp şimdiden hükümete baskı yapmalarını ve 2025 yılı bütçesine bu alanda yatırım yapmak, teşvik vermek ve eğitim sağlamak için finansal kaynak konulmasını talep etmelerini istedi.