Ülkemizde maalesef birçok meseleye yaklaşımımız objektiflikten ve nesnellikten uzak önyargılar veya tarafgirlik/karşıtlık ekseninde gerçekleşmektedir. Yani kategorize olmaktan şikâyet edenler kendileri de kategorize ederek konuları ele almak gafletine düşmektedir. Aynı paralelde, bu makaleyi okuyan birçok kişinin yazının tamamını değerlendirip muhakeme etmeden beni de kategorize edeceğinden eminim.

Kategorize bir yapıda yaklaşılan konuların biri de hiç kuşkusuz Cumhuriyet Meclisindeki bir milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılmasıdır. Sanki de Cumhuriyet Meclisine gelen her dokunulmazlığın kaldırılması talebini Meclis kabul etmek zorundaymış gibi bir hava yaratılarak bunu reddeden Meclis için yargıya müdahale eleştirisi yapılmakta ve ret oyu veren milletvekilleri vatan hainliği suçu işlemiş gibi fişleme muamelesine tabi tutulmaktadırlar.

Dokunulmazlığın kaldırılıp kaldırılması konusuna fanatik ve hatta holiganca değil nesnel yaklaşmanın en doğru yolu hiç kuşkusuz ilgili mevzuat hükümlerine atıf yapmaktır.

KKTC mevzuatında Yasama Dokunulmazlığı ile ilgili Anayasanın 84. Maddesi ile Cumhuriyet Meclisi İçtüzüğünüm 128. ve 129. Maddelerinde hükümler bulunmaktadır.

KKTC Anayasanın 84. Maddesine göre (2) Seçimden önce veya sonra suç işlediği ileri sürülen milletvekili, Cumhuriyet Meclisinin kararı olmadıkça tutuklanamaz ve yargılanamaz. Ölüm veya beş yıl veya daha çok hapis cezasını gerektiren suçüstü durumu, bu kuralın dışındadır; ancak, yetkili kişi, durumu derhal Cumhuriyet Meclisine bildirmek zorundadır.

Cumhuriyet Meclisi İçtüzüğünüm 128. Maddesi hükümleri gereğince (1) Bir milletvekilinin veya Meclis üyesi olmayan bir Bakanın Yasama Dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin istem Başsavcılıkça Meclis Başkanlığına iletilir. (2) Dokunulmazlığın kaldırılması isteminde, hangi yasadaki hangi ceza kuralına dayanıldığı açıkça belirtilir. (3) Başkanlık, bu istemi derhal gelen evrak listesine geçirir ve dokunulmazlığın kaldırılmasına ilişkin dosyayı, oluşturulacak özel bir komiteye iletir.

Cumhuriyet Meclisi İçtüzüğünüm 129. Maddesi hükümleri gereğince ise (3) Bir milletvekiline veya milletvekili olmayan bir Bakana, Başsavcılıkça suç teşkil eden bir eylem isnat edilir ve Komite isnadın ciddiliği ve Yasama Dokunulmazlığının kaldırılması isteminin siyasal amaçlara dayanmadığı yargısına varırsa, bu konuda gerekçeli bir Rapor düzenleyerek Genel Kurula havale eder

Hislerimizle veya mensubu olduğumuz siyasi pencereden değil de ilgili mevzuata göre değerlendirme yapacak olursak aşağıdaki çarpıcı olgulardan bahsetmek mümkündür:

1. Yasama erkinin bağımsızlığından hareketle Cumhuriyet Meclisi Başsavcılığın talimatı ile dokunulmazlığı kaldırmak zorunda değildir.

2. Cumhuriyet Meclisi kurduğu özel bir komiteyle dokunulmazlığın kaldırılmasına ilişkin istemin ciddiliğini ve siyasal amaçlara dayanıp dayanmadığını inceler.

3. Dokunulmazlığın kaldırılmasına ilişkin istemin ciddiliği isnat edilen suçun hangi yasadaki hangi ceza kuralına dayandığı ekseninde gerçekleşir. İşte bu noktada ilgili komite suçun işlendiğine dair somut delillere ulaşamadığını ve bir nevi yetki karmaşası olduğu değerlendirmesini yapmıştır.

4. Eğitim Bakanlığı tarafından verilen onay, diplomanın üniversite ve yetkili kişiler tarafından imzalandığını ve mühürlediğini belgelemektedir. Bu durumda bahse konu diploma sahte evrak olarak değerlendirilemez. Diploma almak için gerekli öğretim müfredatının yerine getirilip/getirilmediğine ilişkin karar verecek yetkili merci ise polis teşkilatı değil 65/2005 Sayılı Yükseköğretim Yasasına göre yetkilendirilmiş YÖDAK’tır. YÖDAK ise adı geçen Milletvekilinin diplomasının geçerliliği ile ilgili Polisin kendilerine başvurmadığını bilirmiştir.

5. Komite, dosyada adı geçen milletvekilinin diploma almak için üniversiteye rüşvet verdiği ve/veya baskı yaptığına dair somut delillere ulaşmamıştır.

6. Adı geçen milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması yönünde malum siyasi parti tarafından sözlü, yazılı ve sosyal medyada sistematik olarak yayın yapılması; masumiyet karinesini hiçe sayarak milletvekilin peşinen suçlu olduğu algısı yaratılması ve dokunulmazlığın kaldırılmasını reddeden komite üyelerini toplumda küçük düşürmek, itibarsızlaştırmak ve yasama görevlerini etki altına almak için resimlerinin billboardlara asılması komite tarafından Yasama Dokunulmazlığının kaldırılması isteminin siyasal amaçlara dayandığı kanaatini doğurmuştur.

Sonuç olarak; Yasama erkininin bağımsızlığı gerçeğinden hareketle, dokunulmazlığın kaldırılmasına ilişkin istemin ciddiliği ve siyasi amaçlara dayandığına dair kuvvetli şüpheler oluşmuşsa mevzuatın verdiği yetki çerçevesinde Cumhuriyet Meclisi istemi reddedebilir. Dolaysısıyla bu kararı beğense de beğenmese de herkesin saygı duyması gerektiği hukuki sonucu ortaya çıkmaktadır.