Gazze’ye insani yardım ulaştırmak amacıyla yola çıkan ve 50’den fazla gemiden oluşan Küresel Sumud Filosu, daha önce saldırılara hedef olan “yüksek riskli bölgeye” giriş yaptı. Filo üzerindeki İHA hareketliliğinin artması ve olası müdahale hazırlıkları, bölgedeki tansiyonu yükseltti.

Filo tarafından yapılan açıklamada, “Yüksek alarmdayız. Filo üzerindeki İHA hareketliliği artıyor. Önümüzdeki saatlerde farklı senaryolarla karşılaşabileceğimize dair raporlar var.” ifadeleri kullanıldı.

İsrail’in müdahale hazırlığında olduğu iddiası

İsrail kamu yayıncısı Kan’ın aktardığına göre, İsrail ordusu filoyu durdurmak için donanma komandoları ve savaş gemilerini hazırda bekletiyor. Planlar arasında bazı gemilerin batırılması ve yüzlerce aktivistin gözaltına alındıktan sonra Aşdod Limanı üzerinden sınır dışı edilmesi de yer alıyor.

Geçmişten ders: Mavi Marmara örneği

İsrail, 2010’dan bu yana Gazze’ye yönelik tüm yardım filolarına müdahale etti. En dikkat çekici olay ise 31 Mayıs 2010’da yaşandı. Mavi Marmara gemisine uluslararası sularda düzenlenen baskında İsrail komandoları 10 aktivisti öldürdü, onlarcasını yaraladı. Bu olay, Türkiye-İsrail ilişkilerinde uzun süren bir diplomatik krize yol açtı.

Son müdahale: “Madleen” olayı

İsrail donanması, geçtiğimiz haftalarda Özgürlük Filosu Koalisyonu’na (Freedom Flotilla Coalition) bağlı Madleen isimli yelkenliyi uluslararası sularda durdurarak Aşdod Limanı’na yönlendirdi.

Teknede iklim aktivisti Greta Thunberg ile Filistin kökenli Avrupa Parlamentosu üyesi Rima Hassan gibi tanınmış isimlerin bulunması, olaya dünya çapında dikkat çekti.

İsrail Dışişleri Bakanlığı, tüm yolcuların güvende olduğunu ve ülkelerine gönderileceğini duyurdu. Ancak koalisyon, müdahale sırasında drone’lar ve “tahriş edici maddeler” kullanıldığını belirterek operasyonu “hukuksuz” olarak nitelendirdi.

Kimin suları, kimin yetkisi?

Kara suları: Kıyı devletleri kıyılarından 22 km mesafeye kadar tam egemenliğe sahiptir.

Münhasır Ekonomik Bölge (MEB): 370 km’ye kadar uzanır. Balıkçılık ve sondaj gibi faaliyetler kıyı devletine aittir, ancak gemi seyrüseferi serbesttir.

Açık denizler: Dünyanın denizlerinin %64’ünü kapsar ve hiçbir devletin kontrolünde değildir.

1982 BM Deniz Hukuku Sözleşmesi (UNCLOS) uyarınca, açık denizlerde gemilerin serbest dolaşım hakkı garanti altındadır ve gemiler yalnızca kendi bayrak devletlerinin yargı yetkisine tabidir.

Uluslararası hukuk ne diyor?

Hukukçular ve uluslararası kurumlara göre İsrail’in olası müdahalesi, bir dizi uluslararası sözleşmenin ihlali anlamına geliyor:

UNCLOS: Açık denizlerde serbest seyrüsefer hakkını garanti eder.

San Remo El Kitabı: Aç bırakmaya yol açan veya insani misyonları hedef alan ablukaları yasaklar.

BM Güvenlik Konseyi 2720 ve 2728: İnsani yardıma engelsiz erişim talep eder.

Soykırım Sözleşmesi: Sivillerin kasıtlı olarak tehlikeye atılmasını yasaklar.

4. Cenevre Sözleşmesi: İnsani yardıma serbest geçiş hakkı tanır.

Roma Statüsü: Sivilleri aç bırakmayı savaş suçu olarak tanımlar.