Resmi Gazete’ye bir göz atayım dedim, maşallah görevden almalar ve atamalardan başka bir şey yok…

    İnanılır gibi değil, tam yedi görevden alma, sekiz de göreve atama yapıldı.

    Sanırsınız da hükümet dün kuruldu.

    Ünal Üstel Hükümeti, Mayıs 2022’de kurulmadı mı?

    O günden bugüne sayısız atama yapıldı ve yapılmaya da devam ediliyor.

    Yahu bu memleketin tüm sorunları bitti de üst kademe atamaları mı kaldı?

    Nedir bu kadar çok görevden alma, göreve atama?

    Kişileri görevden almayı, atamayı oyuncak haline getirdiler.

    Aynı hükümet, aynı partilerin bakanları ama üst kademe yöneticileri sürekli değişiyor.

    Bir de istikrardan söz ediyorlar.

    Böyle mi sağlayacaksınız istikrarı?

    Görevi alışana, koltuğu ısıtana kadar görevden alıyorlar, yerine başkasını getiriyorlar.

    Sanki amaç hizmet değil de nöbet değişimidir.

    Üst kademe yöneticileri dönüşümlü göreve getirilip, memnun edilmek mi isteniyor?

    “Sen gel, bir süre burada otur, emekliliğin ve kıdem tazminatın müdürlük üstünden olsun” demek mi istiyorsunuz?

     Üst kademe yöneticiliği kıyak makamlarına mı dönüştü?

     Evet öyle oldu maalesef…

     Bir de devlet daireleri ve kurumlarında liyakat kalmadığı söyleniyor.

     E nasıl olsun ki? İşi maskaralığa çevirdiler.

     Al onu ata öbürünü, al onu ata öbürünü…

     Başka işleri yok, mesele kişilere, yandaşlara kıyak çekmeye dönüştü, halka hizmet etmeye değil.

     Kimisinden de memnun değillermiş.

     E ben mi atadım onları, yine siz atadınız.

     Hem atıyorsunuz hem memnun mu olmuyorsunuz?

     O zaman işini iyi yapacak kişileri atayın da oyuncağa dönüştürmeyin bu işi.

     Hükümet partileri değişse, başka partiler gelse bu kadar atama yapmayacak, yapmaya korkacak ama iktidardaki aynı partiler deli gibi üst kademe yöneticisi değişiyor.

     Ülkede bu kadar çok sorun varken, hükümetin nöbetleşe müdür değiştirmesi gerçekten de sinir bozudur.

     Doymadılar üst kademe yöneticisi değiştirmeye.

     Hade anladık YÖDAK Genel Sekreteri bazı suçlamalar nedeniyle mahkemelik oldu ve görevden alındı ve yerine başkası atandı, bu tamam.

     Ancak diğer görevden almalar ve atamalara anlam vermek mümkün değil.

     Müdürler devlet çalışanı mı yoksa bakanların personeli mi?

     Birisinin kankasıdır da başkası gelince onunla çalışamaz mı?

     Neden böyle olsun, herkes işini yapsın, kimsenin taşıdığı çanta gibi olmasın, o da diğeri de aynı partiden zaten. 

     Kimisi adamını arar, hade öyle demeyelim cinsiyetçi olmasın “anlaşacağı kişiyi arar” diyelim, kimisi de kıyak olsun diye nöbetleşe değişim yapar.

     Kişi normal görevinden emekli olacakken, alıyorlar onu üst kademe yöneticisi yapıyorlar hem alacağı emeklilik artıyor hem de kıdem tazminatı miktarı şişiyor.

    Yani bir şekilde devleti çalıyorlar, çoğu kez mantığı, anlamı olmayan atamalar yapıyorlar.

    Bir tuhaflık daha var, bu atamalarla ilgili… Bazı milletvekilleri üç- dört farklı bakanlık yaptı, bakıyorsunuz hangi bakanlığa gitse aynı kişileri yanında taşıyor. Nasıl olur bu iş? Yani o kişiler her işten anlar mı? Bakanlık değişse de onlar değişmeyecek mi? Çanta taşır gibi kişileri taşıyorlar.

     Birçok kez iktidardaki partiler bu görevden alma- atama işini yaptı ama son dönemdeki kadar ayağa düşürülmedi bu iş.

    Bu tuhaflığı, milletin gözünün içine baka baka yapıyorlar.

    İsimlerini ezberleye yetiştiremiyoruz, başkaları geliyor.

    Partizanlıkla, yandaşa kıyakla kamuyu berbat ettiler.

    “Devlet daireleri ve kurumları verimsiz, müdürler yetersiz, hiç bu kadar liyakat sorunu yaşanmadı” deniyor.

      E bu şekilde nasıl verimli olsun ki?

      Müdür atamak bu kadar basitleştirilir, ayağa düşürülürse kamuda verim mi beklersiniz?

     Yıllardır siyasilere öneriliyor, "Üçlü kararname ile atama sistemini kaldırın, ilgili bakan müsteşarı ve özel kalem müdürü ile gelsin, müdürlere dokunmasın" diye. Doğrusu bu, müdürler hakkıyla, Kamu Hizmeti Komisyonu sınavlarıyla, liyaketle göreve gelsin. Bu atama, görevden alma saçmalıkları yaşanmasın...

      Ancak siyasiler, siyasi partiler üçlü karaname ile atamaları kaldırmak istemiyor, çünkü o zaman kamuda at oynatamayacaklar, yakınlarına kıyak çekemeyecekler, müdürlere olmayacak işler için baskı yapamayacaklar. Ancak onların bu inadını kırmak lazım, görüyoruz ki üçlü kararname ile atamalar istismara açıktır ve sürdürülebilir değildir, verimsizliğe neden oluyor... 

     Ha bu arada görevden alınan kişiler, görevden alındıklarını Resmi Gazete'den ve dolayısyla medyaya yansıdığında görmüş, haberleri olmuş. Ne isterse olsun, görevden alacağınız kişiye bir telefon edip bildirin. Nezaketen, etik olarak bunu yapmak gerekir. Kişilerden habersiz görevden almalar, o makamları aslında ne kadar değersizleştirdiğinizi gösteriyor...

     Son söz mü; memleket yanarken siz üst kademe yöneticisi atamakla meşgulsünüz ya, bravo size.