Ahmet UÇAR

  Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, KKTC’de yabancılar tarafından satın alınan mülklerin rakamlarının bilindiğini, zannedildiği gibi bunun bilinmeyen bir konu olmadığını ve ortada endişe edecek bir durum bulunmadığını söyledi.      

   Rakamların, devletin istatistik birimi tarafından açıklanmadığını, istatistik biriminin kamuoyuna bilgi aktarma açısından zafiyeti bulunduğunu ifade eden Gürcafer, birlik olarak kendilerinin bu konuda çalışması bulunduğunu kaydetti. 

    Birlik olarak kendilerinin oluşturduğu ve her yıl yayımlanan bir veri bankasının bulunduğunu anlatan Gürcafer, bu veri bankasının 13 yıldır kaymakamlıklardan ve belediyelerden yıllık olarak alınan bütün inşaat izinleri ve ruhsatlarıyla ilgili bilgileri topladığını ve yayımlandığını dile getirdi.

    Gürcefer, ev satış rakamlarıyla Tapu Dairesi’nde yapılan işlemlerdeki rakamların farklılık göstermesinin sebebinin tapu devir harçlarına yapılan artış olduğunu belirterek, bu artışın Mal Tazmin Komisyonu ile Sosyal Konut Fonu’nun gelirlerini artırmak için olduğunu kaydetti.

   Kıbrıs Türk İnşat Müteahhitleri Birliği Başkanı Gürcafer, Haber Kıbrıs’ta Hüseyin Ekmekçi’nin hazırlayıp sunduğu “Hüseyin Ekmekçi ile Günaydın” programına telefon ile bağlanarak, açıklamalarda bulundu.

“Devletin istatistik birimi konusunda zafiyeti var”

    KKTC’de yabancılar tarafından satın alınan mülklerin rakamlarının bilinip bilinmediği yönündeki soruyu yanıtlayan Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, devletin istatistik birimi açısından zafiyeti olduğunu belirterek, kendilerinin oluşturduğu ve her yıl yayımlanan bir veri bankasının bulunduğunu kaydetti.

  Gürcafer, bu veri bankasının 13 yıldır kaymakamlıklardan ve belediyelerden yıllık olarak alınan bütün inşaat izinleri ve ruhsatlarıyla ilgili bilgileri topladığını ve yayımlandığını dile getirdi.

“Çelişkili rakamların sebebi tapu devir harçlarına yapılan artış”

   “Satılan ev sayısıyla tapuda işlemi yapılan ev sayısı arasında yüzde 80’e 20 oranının bulunmasının sebebi nedir?” sorusuna cevap veren Gürcafer, yapılan yasal düzenlemeyle tapu devir harçlarının yüzde 6’dan yüzde 12’ye çıkarıldığını anımsattı.

   Gürcafer, bu artışın amacının hem Mal Tazmin Komisyonu’na bir kaynak yaratılması hem de ülke insanının ve gençlerinin ev sahibi olabilmesi için sosyal konut fonu oluşturmak olduğuna işaret ederek, bu uygulamaya geçilmesinin ardından tapuya yapılan kayıtlarda ciddi bir gerileme olduğunu ve devletin de bunu takip edemediğini vurguladı.

“Mevzuattaki eksikliklerden dolayı devlet alması Gereken parayı alamıyor”

   Gürcafer, şöyle devam etti:

   “Çıkan izinlerle Tapu Dairesi’ne yapılan kayıtlarla ilgili ciddi bir fark var. Bunun için düzenleme yapılması gerekir, bizim mevzuatlarımızda eksiklikler olduğu için olumsuzlukları yaşıyoruz. Asıl rahatsızlık verici olay şudur: Alıcı evini, müteahhit de parasını alıyor ama devlet alması gereken parayı almıyor.”

   “KKTC’de alıcıları cezbeden 60 ve 72 aylık vadeler var. Vadeler olmadan kimse tapusunu alamaz. Bu nedenle satışla tapudaki işlem arasında fark çıkıyor” ifadelerini de değerlendiren Gürcafer, vadenin başka bir olay olduğunu ancak sözleşme yapıldığında Tapu Dairesi’ne gidilerek yüzde 6 verginin ödenmesi gerektiğini ama bunun yapılmadığını söyledi.

   Gürcafer, “İnşaat bittiğinde müstakil daire tapuları çıkar ve kişi gider devrini alır. Bu başka bir konudur. Ama esas Mal Tazmin Komisyonu’na ve Sosyal Konut Fonu’na kaynak yaratan bu sözleşmelerdeki yüzde 6’dır. Devletin o yüzde 6’ya ihtiyaç vardır” diye konuşarak, bu sözleşmeler imzalandıktan sonra hasıraltı edildiğini ve sırf yüzde 6 vergi ödenmesin diye kasalarda, yastık altında tutulan binlerce sözleşmenin bulunduğunu açıkladı.

   Mevzuatlarda çok ciddi eksikliklerin olduğunu belirten Gürcafer, yapılacak olan düzenlemenin hem ekonominin hem müteahhidin hem ülke insanının hem de devletin çıkarlarının örtüşmesi çalışması olduğunu kaydetti.

“Mevzuattaki eksiklikler büyük sorun”

   “Hem Rum basını hem de Türkiye basını KKTC’yi, KKTC’deki ekonomiyi ve emlak piyasasını hedef alan açıklamalar yapmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna cevap veren Gürcafer, Rum basının bu yaklaşımın anlaşılabilir olduğunu ancak ülke insanının bu şekilde propaganda yapmasını anlayamadığını söyledi.

   Gürcafer, Türkiye’nin bu konuda bilgi sahibi olmayabileceğine işaret ederek, TC Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın yaptığı açıklamaları anımsattı.

   Bu sorunların da mevzuat eksikliğinden kaynaklandığına dikkat çeken Gürcafer, ekonominin ve ülkenin gelişim gösterebilmesi için bu eksiklerin giderilmesi gerektiğinin altını çizdi.

“Denetim kötü niyetli insanları rahatsız eder”

   Gürcafer, “Müteahhit ile yerli ve yabancı yatırımcılar denetimleri ister mi?” soruna yanıt vererek, şöyle konuştu:

   “Denetimi herkes ister. Denetim kötü niyetli insanlara zarar verir.  Denetim; İyi niyetli, işini doğru düzgün yapan hiçbir kurul, kuruluş ve müteahhide zarar vermez. Denetimlerden rahatsız olanlar boşluklardan yararlanan kötü niyetlilerdir.”