Amiyane tabirle toplumda en fazla kanayan yaraların başında başta gençliğin olmak üzere günden güne tükenen umutlarımızdır. Bu sebepten bazı kesimlerce “Umudunu kesme yurdundan” sözleri slogan haline getirilmiştir.
Son zamanlarda en fazla gündeme gelen konulardan biri hiç kuşkusuz, Kıbrıs Türk gençliğinin ülkeden umudunu kesip yurdunu terk etme arayışlarını dilendirmesi ve devamlı çağrı yaptığımız yurt dışında yaşayan Türklerin ülkeye dönmeye cesaret edemedikleri olgusudur.
Geleceğimizi teslim edeceğimiz gençliğin bu ülkeden umudunu kesmesi ve ülkesini terk etme noktasına gelmesi, patronaj sistemi içerisinde nemalananların samimiyetsiz vatan millet egemenlik gibi söylemleri ile açıklanamaz. Bu şekilde yaklaşım hiç kuşkusuz mevcut yarayı daha da kanatacak ve hatta kangren haline getirecektir.
Hayata yeni atılan veya atılacak ve bir gelecek kurma gailesinden olan gençliğimiz neden umudunu yurdundan keser?
Bu sorunun yanıtını bulmak pek de zor değildir. Çünkü gençliğimizin geleceği ile ilgili aşağıdaki hususlardaki halay kırıklığının sonucu elbette yurt sevgisi ile vatandaşlık bilincinin erozyonu veya imhası olacaktır.
· KKTC’de gençliğin iş bulma imkânı, eğitimdeki başarısı ve gayreti ile pek ilişkili görülmemektedir. Yani eğitimde çok yüksek başarı elde edenleri ödüllendirecek bir mekanizmanın KKTC’de olduğunu iddia etmek mümkün değildir.
· Özel sektörün rekabet edebilirliği ve emek piyasasındaki dengeler genelde insanca yaşayabilecek düzeyde gelir sağlayacağınız istihdam koşulları sağlamamaktadır.
· Devlette istihdam edilmenin eğitimdeki başarı ve deneyimden öte halk tabiriyle dayıcılık veya particilik diye adlandırılan nepotik ilişkilere bağlı olduğu yönünde genel bir kanı bulunmaktadır.
· Hayata yeni atılan gençlik internet ve ulaşım gibi altyapı, sağlık ve devlet dairelerinin işleyici gibi alanlarda memnuniyet verici ve kaliteli kamu hizmeti alamamakta ve bu yönde iyileştirme olacağına yönelik olumlu beklentiye sahip bulunmamaktadır.
· Ülkenin gelişimi ve kalkınması için gerek federatif bir çözüm gerekse egemen eşit bir devlet açısından Kıbrıs Türk toplumu ontolojik belirsizlik diye adlandırılan bir ruh halindedir. Başka bir ifade ile Kıbrıs Türkü ne federatif bir çözüm olacağına ne de egemen eşit bir devlet olarak tanınacağımız yönünde inancı bulunmaktadır.
· Ontolojik belirsizlik içerisindeki Kıbrıs Türkü ve gençliği gelecekte ekonominin iyileşeceği ve hak ettikleri istihdam olanakları ve yaşam kalitesine ulaşacakları yönünde olumlu beklenti taşımamaktadır.
· KKTC’de yaşayanlar yanında yut dışındaki Kıbrıslı Türklerin de KKTC’nin kalkınacağı ve geri dönmeleri halinde başta sağlık olmak üzere çağdaş hizmet alacakları yönünde inançları bulunmamaktadır.
Yukarıda açıklanan ve normalde herkesin bildiği Kıbrıs Türk gençliğini umutsuzluğa ve karamsarlığa sürükleyen olguları şaşırtmayacak şekilde Göç Kimlik ve Hak Çalışmaları Merkezi’nin (CMIRS) Mart 2023 araştırma sonuçları da ortaya koymaktadır.
Bahse konu araştırmada özetle mutfak masraflarının karşılanamadığı; ülkede çok yüksek oranda adaletsizlik, partizanlık ve yolsuzluk olduğu; ülkedeki en önemli sorunların sırasıyla ekonomik sorunlar, yeteneksiz/beceriksiz siyasi liderler, yüksek yaşam maliyetleri, enflasyon, Kıbrıs Sorunu ve sağlık sisteminin olduğu ve en vahim olanının ise ekonominin geleceğiyle ilgili iyimser olunmadığıdır.
Sonuç olarak; KKTC’ye sahip çıkmanın içi boş hamasi söylemler ile mümkün olmadığı herkes tarafından idrak edilmelidir. Bu çerçevede, Kıbrıs Türk gençliğinin vatanlarına sahip çıkmalarını ve ülkeyi terk etmemelerini yürekten istiyorsak onların karamsarlığını ve umutsuzluğunu tersine çevirmemiz ve onların hak ettiği imkanları ve yaşam koşullarını mutlaka sağlamamız gerekmektedir.
