Bilindiği gibi; son zamanlarda tüm sektörler feryat figan içerisindedir. İş insanları ve esnaflar düzenledikleri eylemlerle ya maliyetine ya da zararına kepenk açtıklarını ve böyle giderse iflasa sürükleneceklerini haykırıyorlar.
Diğer sektörler gibi hayvancılar da geçmişten farkız olarak maliyetleri karşılayamadıklarına ilişkin devamlı olarak seslerini yükseltmektedirler.
Öte yandan, enflasyon oranı kadar asgari ücrete artış yapılmadığı için sendikaların açtığı davanın mahkeme süreci devam etmektedir.
Sektörlerin ve asgari ücretlinin vahameti karşısında ekonomiyi yönetmekten sorumlu hükümet ise tarihin en büyük bütçe açığıyla karşı karşıyadır. Gelir gider açığını karşılamak maksadıyla hükümet maalesef nerdeyse her ay bankalardan borçlanma mecburiyetinde kalmaktadır.
Yukarıdan da anlaşılacağı gibi; tüm reel sektörler, bilhassa özel sektör çalışanları ve hükümet sıkıntıdan/acıdan kıvrılırken, bankacılık sektörü zevkten dört köşe olmuş durumdadır. Bu durumu rakamlar da net bir şekilde ortaya koymak mümkündür.
Tablodan da görüldüğü gibi; 2023 Aralığında % 3.90 olan aktif kârlılığı 2024 Aralık ayında neredeyse iki katına % 6.45’e yükselmiştir. Ayı dönem için %54.35 olan özkaynak kârlılığı ise %70.05’e çıkmıştır. Benzer şekilde, % 5.32 olan Net Faiz Marjı %8.98 olacak şekilde artmıştır.
Yukarıdan da anlaşılacağı gibi; Bankacılık sektörü müşteri kitlesi olan ülke vatandaşları, çalışanlar, iş insanları, esnaf ve borçlanma tiryakisi hükümet sayesinde kârlarına kâr katmıştır. Bu kârlarda en büyük payların sırasıyla bankaların ucuza fonladığı döviz kredilerine ve faiz dışı gelirlere ait olduğu ifade edilmektedir.
Sonuç olarak; özellikle 2024 yılında çalışanlar ve tüm reel sektörlere ilaveten borç yükü altında hükümet bir nevi hüngür hüngür ağlarken, bu kesimin sırtından kasalarını dolduran bankalar tabiri caizse bıyık altından gülmektedirler.