Çevre Dairesi ve Gençlik Federasyonu iş birliğinde mayıs ayı boyunca “Sıfır Atık Çöp Toplama Maratonu” organize ediliyormuş…

    Etkinlik çevre bilincini artırmak ve farkındalık yaratmak amacıyla düzenlenmiş...

    Çöp toplama maratonu, her cumartesi günü farklı ilçelerde organize edilecekmiş…

   Etkinlikler, 4 Mayıs’ta Girne’de, 11 Mayıs’ta Lefkoşa’da, 18 Mayıs’ta Mağusa’da ve 25 Mayıs’ta Güzelyurt-Lefke bölgelerinde yer alacakmış…

   Yapılacak etkinliklerde, “en fazla çöp toplayan” birinci ve ikinci ekip, “en fazla geri dönüştürülebilen çöp toplayan” ve “en fazla cam toplayan” ekipler ödüllendirilecekmiş…

    Bana; “Beğenmedin mi bu etkinliği?” diye sorabilirsiniz.

    Hatta direkt; “Siz de hiçbir şey beğenmiyorsunuz” diye de çıkışabilirsiniz.

    Beğenmediğimden değil, “Hiçbir şey yapmamaktan iyidir” de diyebilirim ama tabii ki itirazlarım var.

    Bir kere bu yeni bir fikir değil, yani bir şey yaratmış değil, ilgili bakanlık veya daire.

    Çünkü bu işi gönüllü yapan sivil toplum örgütleri var, sağ olsunlar.

    Ancak o sivil toplum örgütleri içindeki bazı vatandaşlardan birisi bana, “Usandık be gardaş… Hep birileri kirletiyor biz de temizliyoruz. Peki ama nereye kadar?” dedi.

    Evet gerçekten de nereye kadar böyle gidecek?

    Hep birileri kirletecek ve başkaları da arkalarından enayi gibi temizleyecek.

    Gerçekten de bu sürdürülebilir bir durum değildir.

    Aslında yapılması gereken, başkalarının pisliklerini temizlemek değil, kirletilmemesini sağlamaktır.

    Bakanlık, daire ve gençler, iyi niyetli temizlik kampanyası yapıyor olabilir.

    Hatta bunu bir maratona dönüştürüp, üzerine ödül koymak da ilginç bir fikir ama söylendiği, ya da arzu ettikleri gibi çevre bilincini artırmayacak bu etkinlik, farkındalık da yaratmayacak.

     Bugüne kadar birçok temizlik kampanyası düzenlendi, çocuklardan gençlere, yaşlılara ve çeşitli meslek dallarına kadar birçok kesim temizlik yaptı, kimileri bunu bir şölen havasında gerçekleştirdi.

     Fotoğraflar çekildi, haberler yapıldı, hem de defalarca ama hep başladığımız o kirli noktaya döndük, hatta diyebilirim ki daha kötü bile oldu çevre.

     Maalesef temizlik kampanyaları bir işe yaramıyor.

     Yani bir şekilde yarıyor, bir süreliğine temizlenen noktalar güzel görünüyor ama kısa süre sonra eski haline dönüyor.

    Yapılması gereken, insanların ya da firmaların etrafı kirletmesinin ya da katletmesinin önüne geçmektir, caydırıcı olmaktır.

    Aksi takdirde sonsuza kadar birileri kirletmeye devam eder, başkaları da onların pisliğini temizlemekle uğraşır.

     Elbette bir grup gencin sorumluluk üstlenmesi, temizlik kampanyasında yer alması güzel bir şeydir, onlara teşekkür ederiz, etkinliği toptan reddediyor değilim ama bir faydası olacağına inanmadığımı söylemek istiyorum.

     “Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı” gibi uzun bir adı olan bakanlığın, en başarısız olduğu alan maalesef çevredir.

     Bakanlık da Çevre Dairesi de çevreyi koruyamıyor, hatta “çevreyi korumaktan acizdir” bile diyebilirim.

     Çevre gibi önemli bir konu, beş görevi olan bir bakanlığın kuyruğuna bağlanıyor.

     Çevreyle ilgili bakanlık ve daire, temizlik kampanyası düzenleyeceğine, çevrenin kirletilmesini ve katledilmesini önlemeli, caydırıcı tedbirler almalıdır.

     Bu ülkede çevreye karşı bir acımasızlık var…

     Bir taraftan bireyler kirletiyor, diğer taraftan işletmeler, firmalar…

     Ne yaşadığımız alanlar, sokaklar, yollar, ne de doğal güzelliklerimiz; ovalarımız, ormanlarımız, tepelerimiz, dağlarımız, derelerimiz, yabani hayvanlarımız, plajlarımız, denizlerimiz korunuyor.

    Hiçbir değerimizi korumuyoruz, korkunç bir sorumsuzluk var.

    Bazı çağdaş ülkelerden gelen turistler, bu güzel ülkedeki kirliliğe şaşırıyor, üzülüyor.

  Ülkemizde yaşayan yabancılar, zaman zaman temizlik kampanyası düzenliyor, ben bu ülke yaşayanı olarak bu durumdan utanıyorum.

   Yıllardır çevre, hükümetlerin gündemi olamadı, oldu ama hep yalandan oldu, göstermelik oldu, dostlar alışverişte görsün misali oldu.

   Bakın çevre için kalıcı tedbirler alması gereken bakanlık, herhangi bir sivil toplum örgütü gibi temizlik kampanyası düzenliyor ve üzerine ödül de koyuyor.

   Yıllardır gönüllü olarak temizlik yapan sivil toplum örgütlerine karşı hakaret gibidir temizlik kampanyasına ödül koymak.

    İnsan ülkesini gönüllü temizler, bunu ödül için yapmaz.

    Bu kampanya mayıs ayı boyunca düzenlenecek, belirlenen bölgeler temizlenecek.

    Peki sonra ne olacak? Hiçbir şey olmayacak, kısa süre sonra oraları eski haline gelecek.

    Kirleten, katleden cezalandırılmayacak, ya da bir mucizeyle ceza alacaksa, o ceza onun için caydırıcı olmayacak ama başkaları da ha bire o kirletenlerin pisliğini temizleyecek. Ne âlâ ha?

   Hükümet ya da bakanlık gerçek anlamda görevini yapamayınca, çevreyi koruyamayınca, işte böyle etkinlikler yapay kalıyor, göstermelikten öteye gidemiyor ve bununla ilgili güzel sözler de aslında kimse için bir şey ifade etmiyor.    

    Çevremiz, doğamız bu kadar acınacak durumdayken bakanlığın düzenlediği bu etkinlik, çirkefe batmış birisinin parfüm sürmesi gibi bir şeydir.

    Kusura bakmayın ama engelleyici, caydırıcı olması gereken makamların, bir sivil toplum örgütü gibi temizlik kampanyası düzenlemesi ve bunu bir icraat gibi göstermesi bana doğru gelmiyor…