Harekatın ilk aşamasında Gazimağusa’nın başta Sakarya, Karakol, Baykal dış bölgelerin  şiddetli çatışmalar sonrasında emir üzerine surlar içine zorunlu olarak maceralı çekilmesiyle kalenin savunması daha da kuvvetlendi. Sakarya Mücahitleri konuşlandıkları Çifte Mazgalda mazgal boşluklarından düşen havanlardan Sakarya’da verdiği Şehit ve yaralılardan fazlasını burada verdi. Burada, birinci derece savaş mahallinde dar bir alanda yüzlerce kale içi sakini sivilin yanı sıra ikinci gün sabaha yakın çekilen Sakarya halkının da buraya aktarılması sonucu insanların üst üstte sıkışmış  vaziyette olması Mücahitlerin hareket kabiliyetinin kısıtlanmasına, açıkta kalmasına ve can kaybının artmasına sebep olduğunu ve ihmalden kaynaklandığını da not edelim.

         İlk ateş kes sonrasında mağara ve mazgallar acele elden geçirilip siviller buralara taşınmıştır. Bu süre zarfında düşmanla karşılıklı sataşmalar, sövüşmeler yaşandı. Çifte Mazgal karşısında Yeni İzmir semtinde çapulcular buldukları Türk Bayrağını sallayarak yere atıp çiğneyerek müthiş asap bozuyorlardı habire. Nihayet 13 Ağustos günü Yüzbaşı Kadir Bayraktar bana bu gece hazırlan işimiz var saat 02.00 de dedi. Zaten toprakta taş üzerinde kıvrılır yatırdık, yemek su ne arar.

         Gece saat ikiye doğru büyük bir akü ve maşalarla üst tarafa çıktık, yerleştirdik, karşımızdaki Fakirhane denilen Rum mevzilerine projektör tuttuk, gün ağarmadan Lefkoşa tarafından derinden top sesleri gelmeye başladı, savaş başladı dedik, bütün Mücahitler yerlerini aldı. Gün ağarınca da ortalık allem gallem oldu.

          Dış bölgeler kaleye çekilince Türk Bayraklarının yerine Yunan bayrakları çekilmişti. Ertesi gün 15 Ağustos’ta da savaş tüm şiddetiyle sürdü, ös saat iki sularında Sakarya girişindeki Yunan bayrağı indirildi Türk Bayrağı çekildi. Baykal’da Kutup Apartmanında da öyle. Bu sırada sahil boyundaki çapulcuların silahlarıyla sürü halinde içe Batıya doğru acele çekildiğini gördük. Çapulcuların çekilmekte olduğunu ayni anda Türk Bayraklarının gönderlere çekildiğini görünce Merkeze bildirdik, Mehmetçiğin geldiğini ve destek için Sakarya Bölüğü olarak Çifte Mazgaldan kale dışına çıkıp Doğu taraftan düşmanı saralım talebinde bulundu Komutanımız, hepimiz hazırlanmıştık bu çok büyük heyecandı, çok büyük arzuydu, izin verilmedi.  Birkaç saat sonra MEHMETÇİKLER Kariyerlerle geldiğinde anladık ki, Yunan bayraklarını indirip Türk Bayraklarını çekenler çapulculardı, ucunda kalleşlik de vardı o ayrı, zira bazı yerlerde yaptılar, Serdarlı’da.  Bunu da yaşadılar ya bu onlara yeter, ‘tekerlek döndü’ işte buna derler.

         Öncü kariyerler Çifte Mazgal yanından tam önümüzden geçtiler, Yeni Kapıya doğru(Canbulat Stadına) gittiler. Kariyer Komutanı Üst.Teğmen Erdoğan Acar, Çifte Mazgala geldi, az karanlık olmuştu,  kucaklaştık ağlaştık, halk mağaralardan çıkıp sokaklara döküldü, Mehmetçikle kucaklaştı,  öyle bir bayram etti ki 1960’ta Mehmetçiğin adaya gelişindeki gibi coştu, ona da tanık oldum. Hepimiz  Tanrıya şükrettik, Anavatan Türkiye’mize bağlılığımızı gösterdik, soykırıma uğramamıza asla izin vermediğini en açık şekilde gösterdi, dualar ettik, inancımızın umudumuzun gerçekleştiğini gördük, yeniden doğduk, endişeler neşeye sevince güvene Hürriyete dönüştü.  O gece de sevinçten uyuyamadık toprak zeminde.

         Ertesi gün 16 Ağustos’ta, arkadaşlarla Yeni Kapıya uzandık. Ana baba günüydü, Mehmetçik Mücahit kaynaşmıştı. Kapıya yanaştım, dış kenarda General küçük sandalyede oturup portatif masadaki haritayı incelerdi, çok yanaştım. Birden iki gönüllü Mücahit isterim der demez, Ben Komutanım dedim, yanımda Sakarya Mücahidi Vedat Çama abimiz da ben de Komutanım dedi. Adımımızı sordu yazdı,  bu birliklerden siz sorumlusunuz dedi ve gideceğimiz bölgeleri gösterdi. Buraları biliyor musunuz diye sordu, bizim bölgelerimiz dedik. Yüzlerce Mehmetçik, Binbaşı diğer Subaylarla emredilen görevleri yapmak için Yeni Kapıdan sabah erkenden ayrıldık, kılavuz olarak.

          Varacağımız son noktaya öğleden sonra ulaştık, çok maceralı geçti. Bir gün dahi olsa Mehmetçiklerin önünde yürümek benim içimde hizmetlerimin en kıymetlisi en şereflisi olarak yerini aldı, gururluyum. Akşam üstü ikinci ateş kes başladı. Aradan 49 yıl geçti, ne bu duygularda ne inanç, azim ve kararlılıkta en ufak bir sapma oldu ne de Milli Davamıza ve Anavatanımıza olan bağlılıkta. Son Derinya’daki Türkiye karşıtı eylemler dolayısıyla Gazi Mağusa’mıza gölge düşürme gibi talihsiz bir olayın eşiğinden dönülmüş olması bir teselli olarak duracak.