Ülkemiz ne yazık ki suç cenneti haline geldi, her geçen gün suç oranları da suç çeşitleri de suça bulaşmış olanlar da artmakta, Polisimizin bu suçları önlemek için verdiği mücadeleye destek olmak ve takdir etmek vatandaşlık görevidir. Lakin, ülkemizde meydana gelen her türlü suçun hızla ve belirgin şekilde en aza indirilmesini beklerken aksine gün be gün artması karşısında halkımızın tepki göstermesi doğal olarak kaçınılmazdır.
İşte bu açıdan Sayın Başbakanın yerinde olsam, suçların özellikle de uyuşturucu konusunda Polisimizin sürekli gece gündüz operasyonlarla çok önemli miktarlarda yasaklı maddenin ele geçirilmesine övünmezdim. Bu husus, misal ülke genelinde yapılan trafik kontrollerinde her seferinde bir öncesinden daha fazla sayıda suçun tespiti ve daha çok sayıda ciddi trafik hadiselerinin vuku bulması durumunda, bunu Polisin veya genelde ülke yönetiminin başarısı diye yorumlamak ne derece doğru olabilir??? Yani, Polisimizin sabah öğle akşam, onlarca kişiyi kilolarca uyuşturucuyla, birçok hırsızlık soygun, sahtekarlık, kavga dövüş, cinayet, şiddet, cinsel saldırı vs faillerini yakalamasına öğünelim mi, yoksa bu kötü duruma nasıl düştük diye kara kara düşünelim mi??? Ben olsam öğünmez istifa ederdim.
Parantez açalım. Eeeee Vallahi sıçrattınız rahmetliği artık, nedir yahu bu akaryakıt zammı habire, daha geçen gün 3 Lira şimdi de iki lira zamlandı. Yeni yıl Ocak sonu hayat pahalılığı verilecek, istemeyiz kalsın, istediğimiz fiyatların sabit kalmasıdır. 6 ayın sonunda verilecek olan hayat pahalılığı artışını daha vatandaşın eline geçmeden yeni zamlar bir anda eritecek. Zaten ta Ocak sonu gelsin geçen 6 ayın zamlarını vatandaş almadı ay be ay olarak, mesele buradadır zaten, vatandaş her zaman zamların 6 ay gerisinden gider. Sıkılır durur, geçmiş 6 ayın fiyatlarına yeni 6 ayda ayak uydurmaya çalışırken ödeneğini almadığı yeni 6 ayın zamlarını nasıl karşılayacak derdine düşer. Akaryakıta yapılan zam, diğer bütün alış verişleri tetikler, pahalılığı körükler, akşamı bulmadan etkisi görüldü, cepleri yaktı bile.
Her ayın hayat pahalılığı bir sonraki ayın pahalılığına eklenir, zamlar katlanır lakin her ayın sonunda değil 6 ayın sonunda ödenir. Ödenen bu meblağ geçmiş 6 ayın hayat pahalılığıdır, önümüzdeki 6 aylık sürede hiç zam olmaması lazım ki vatandaş eksiye düşmesin. Ama artış eline geçmeden yeni zamlar eskilerin üzerine çıkar ki bu şartlarda vatandaşın iki yakası bir araya gelmez. Siddin sene hep 6 ay geriden gider hep veresiye hali sürer ve ara da her zaman açılır.
Madem bir ayın hayat pahalılığı geçmiş ayın hayat pahalılığının üzerinden hesaplanır, önceki ayın pahalılığı devam eder demektir, ama vatandaş hiçbir artış almaz madem ve 6 ayın sonunda alır, buna bakalım. Örneğin diyelim ki her ay hep yüzde 2 lik pahalılık artışı olur. 6 Ayın sonunda şimdiki uygulamada yüzde 12 lik bir artış yapılır maaşlara. Toplamada yanlışlık vardır. Halbuki, birinci ay 2, ikinci aya birinci ayın 2 si de eklenir pahalılık olur yüzde 4, üçüncü ay da öyle eder 6, dördüncü ay da öyle olur 8, beşinci ay olur 10, altıncı ay 12 lik bir pahalılık olur. Vatandaşa ödenen 6 çarp 2 eşittir yüzde 12 artış yansır. Halbuki ikinci aya birinci ayın 2 lik artışı da eklenir ki ayın sonunu vatandaş yüzde 4 lük zamla getirir. Vatandaş ay be ay artış almadığı için bu hesaplara göre 6 ayın sondaki hayat pahalılığı toplam ayların rakamına ulaşır ki bu da bir defaya mahsus ( geçmiş 6 ayın toplam farkı ) yüzde 42 artışı gösterir. Vatandaş yüzde 42 lik hayat pahalılığı toplamını almadan 6 ayı geçirmiş oldu. Zira, bir sonraki ayın hayat pahalılığı önceki ayın pahalılığı üzerinden saptanır o yüzden. Yeni 6 ayın hayat pahalılığı son 6 ayın yüzde 12 lik pahalılığı baz alınır ve bunun üzerinden yeniden hesaplanmaya başlanır. Yüzde 42 lik miktar 6 ayın üst üstte birikmiş hayat pahalılığı alacağıdır.
