Geçtiğimiz ay gazetedeki köşemde ifade ettiğim üzere; trafik kazalarını salt şoför odaklı değerlendiren Polis Teşkilatımız miyopik bir bakış açısıyla alkollü şoförleri günah keçisi olarak ilan etmiş ve şoförlere cezaları ağırlaştırmakla trafik kazalarının sanki de ortadan kalkacağı şeklinde bir algı yaratmaya çalışmıştır.
Polis Teşkilatının bu tavrı diğer devlet mercilerinin de genelde yaptığı gibi sorumluluğu üzerinden atmak şeklinde yorumlanabilir.
Halbuki, Polis Teşkilatımız denetim görevini caydırıcılık yaratacak şeklinde yapabiliyor mu? Polis trafik kazalarını raporlayıp analiz ederken şoför yanında yolcu, araç, yol kalitesi, ışıklandırma, mevsim, zaman, mekân, trafik levha ve ışıkları ile trafiğe etki yapan diğer unsurları bilimsel olarak analiz edip rapor ediyor mu? Örneğin kazaya methaldar olan tarafların ülkede yabancı olma durumu, KKTC’deki kurallar hakkında bilinç düzeyi, kaç yıllık ehliyet sahibi olduğu ve yaş durumu gibi istatistikler incelenip anlamlı ilişkiler aranıyor mu?
Polis Teşkilatımızın yukarıdaki sorulara bilimsel yanıt vermeden şoförü günah geçişi yaparak ceza artırımını çözüm göstermesinin yanlış bir yaklaşım olduğunu daha önce de uyarmıştım.
Salt ceza artırımının çözüm olmayacağına yönelik uyarımızda ne denli haklı olduğumuz devlet nezdinde yaşadığımız tecrübeler ve olgularla ortaya çıkmıştır.
Hatırlanacağı gibi; geçmişte de cinsel suçlara neden olan tüm unsurları dikkate alan kapsamlı bir çözüm önermeye muktedir olmayan hükümetler ceza yasasında cinsel suçların ağırlaştırılmasını çözüm olarak topluma yutturmaya çalıştılar.
O dönemde özellikle emekli Savcı Avukat Derviş Akter çok önemli uyarılarda bulunmuş ve hapis cezalarının artırılması tek başına yeterli olsaydı uyuşturucu madde suçları giderek artmazdı şeklinde yorumda bulunmuştu.
Geçen zaman emekli Savcı Avukat Derviş Akter gibileri haklı çıkartmış, ancak bu bazı makamların miyopik davranmaya devam etmesine dur diyememiştir.
2023-2024 Adli Yılı açılışında Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik’in yaptığı açıklama cezaların artırılmasının cinsel suçların önlenmesinde çare olmadığını ortaya koymuştur. Şöyle ki, Şefik ağır ceza davalarının çeşitlerine bakıldığı zaman cinsel tecavüz, ırza geçme, çocuğun cinsel istismarı, 16 yaşından küçük çocuğa taciz gibi suçlarda da ciddi artış gözlemlendiğine dikkat çekti.
Belirgin artış gösteren suçlarla ilgili tedbirlerin sadece kişilerin yargılanmasıyla alınamayacağına işaret eden Şefik, değişen nüfus yapısının bu tür suçların artmasındaki katkısının büyük olduğunu kaydetti.
Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik’in olgularla ortaya koyduğu gibi; suçları önlemek salt ceza artırımı ile değil suçlara neden olan demografik, sosyal, kültürel ve psikolojik tüm etkenlerin dikkate alınmasıyla mümkün olabilir.
Sonuç olarak; ülkemizdeki 23 üniversitenin varlığına rağmen devlet kurumları sorunların çözümünde bilimsel yaklaşıma adeta karşı çıktığı sürece 5. Kalkınma Planı yapmanın maalesef faydası olmayacak ve şovdan ibaret kalacaktır.
