Çukurlarla dolu yolların içler acısı durumunu söylemekten artık dilimizde tüy bitti, yazmaktan kelimelerimiz tükendi. “Özellikle anayollardaki çukurlar birçok kazaya neden oluyor” dedik, dikkate alan olmadı. “Yollarda güvenli bir şekilde artık seyahat edemiyoruz” diyoruz, ses seda yok.
”Çağdışı yollarımız yüzünden meydana gelen kazaların haddi hesabı yok” diyoruz, sallayan yok.
Olan yine bize oluyor. Gerek arabayla, gerek motosikletle, gerekse bisikletle kaza yapanların sayısı o kadar fazla ki, anlatamam.
 
Çukurlar yüzünden kaza yapanlara son örnek ise motosikletli bir polis mensubu oldu. Ülkemize ziyarette bulunan TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın bulunduğu heyete, kullanımındaki polis motosikleti ile escort görevi yapan bir polis mensubu, Altınbaş (Alpet) trafik ışıklarına geldiğinde, “yoldaki deformasyondan dolayı” motosikletinin kayıp düşerek sürüklenmesi sonucu kaza geçirdi.

Kaza sonrası yaralanan polis mensubu, “omuz ve kaburga kemiklerinde kırık” teşhisi ile hastanede tedavi altına alındı. Ucuz atlattı. Ki bu arkadaşımız motosiklete oldukça hakim, genç ve dinamik birisi. Buna rağmen yine de kaza yapmaktan kaçınamadı. Geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
    Peki bu kaza neden dolayı meydana geldi? “Delik deşik” çağdışı yollarımız yüzünden. Kaza 19 Haziran’da meydana geldi. Yani önceki gün. Ben de dün olayın meydana geldiği noktaya gittim. İçimde bir umut, “Belki çukurlar doldurulmuş, yoldaki deformasyon giderilmiştir” dedim. Nere yahu, sanki de öyle bir olay yaşanmamış gibi öylece duruyor. Sanki da bir gün önce orada bir polis mensubu ölümden dönmemiş gibi davranılıyor.
   Peki yetkililerimiz bu yaşanan kazadan sonra ne mi yapıyor? Söyleyeyim; kaza yapan polis memurunu hastanede ziyaret edip fotoğraf paylaşma, haber yaptırma yarışına giriyor. Önlem almak yerine, kendilerinin neden olduğu kaza üzerinden şov yapıyor.
   Şaka mı bu? Gerçekten akıl alır gibi değil!

***

   Belki dikkate alınır diye birçok kez haber yaptığımız o noktanın, yeniden haberini yapma kararını aldık ve olayın yaşandığı noktaya gittim. Bölgenin durumunu fotoğraflamaya başladığımda ise karşılaştığım manzara “yok artık” dedirtti. Adamlar yol çizgilerini boyamış, hatta “çizgiyi çukurun içerisinden” de geçirmiş.
   Gerçekten şaka gibisiniz!
   Çok merak ediyorum, anayollardan sorumlu Karayolları Dairesi personeli bu çizgiyi çizerken ve dev gibi çukurun içinden geçirirken acaba ne düşünüyordu? Hade çizeni geçtim, bu işin sorumlusu da mı bunu fark etmedi?
    Gerçi onlar da haklı. Yetkililerin umurunda olmadıktan sonra, onların mı umurunda olacaktı?
Zaten bu kafayla gittiğimiz sürece, geriye doğru gitmeye de devam edeceğiz…