Bir KKTC klasiği; her birkaç ayda bir karanlığa gömülüyoruz. Elektik kesintisinden nefret ediyor ama kurtulamıyoruz. Ülkemiz her konuda her geçen gün geri geri gidiyor. Buralarda çadırda eğit...
Bir KKTC klasiği; her birkaç ayda bir karanlığa gömülüyoruz. Elektik kesintisinden nefret ediyor ama kurtulamıyoruz. Ülkemiz her konuda her geçen gün geri geri gidiyor. Buralarda çadırda eğitim yapılır da 21’inci Yüzyıl karanlığına gömülmez miyiz? Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’nu (KIB-TEK) getirdikleri nokta işte bu. Yanlış işler arka arkaya geliyor, bu yanlışları düzeltme isteği de yok ve işte durum ortada. Bir zamanlar vergi rekortmenleri arasında yer alan, tıkır tıkır çalışan kurumu diz çökerttiler. Kâr eder durumdan çıkarıp, borç batağına sapladılar. Bir tarafta rant çeteleri, bir tarafta “KIB-TEK’i nasıl bitiririz?” diye hesap yapan, kafalarında cingözlükler kuranlar, diğer tarafta da beceriksiz, yeteriz yöneticiler… Yediler bitirdiler KIB-TEK’i, neredeyse buradan yeni bir “Kıbrıs Türk Hava Yolları” fiyaskosu yaratıyorlar… Bugün yine saatler süren elektrik kesintileri yaşandı ülkemizde… Vatandaş elektriksizlikten çılgına dönmüşken, bu rezilliğe dayanmaya gücü kalmamışken, elektrikle ilgili taraflar birbirini suçluyor. Ortada yığınla iddia dolaşıyor… Yok “Teknecik’teki jeneratörler arızalanmış”, yok “AKSA enerji vermeyi durdurmuş”, yok “Güney Kıbrıs’tan alınan elektrikte sorun yaşanmış”, yok “enterkonnekte sisteme bir müdahale edilmiş, sabotaj varmış…” Yok o iddia yalanmış, yok diğer iddia gerçek değilmiş… Miş, muş… Miş muş… Bize ne kardeşim bunlardan? Sonuca bakarım ben sonuca; mahvettiniz, batırdığınız, diz çöktürdünüz bu kurumu… Bize en pahalı elektriği satıyorlar ama hizmet de sıfır… Elektrik sayacı bulamayıp, takamayacak kadar aciz duruma düşürülmüş bir kurum. Sıkça elektrik kesintileriyle abonelerini sinir krizine sokan bir yapı… İhale sistemini bozup, doğrudan alımlarla kurumu milyonlarca zarara uğratan yöneticiler. Her tedbir aldıklarını söylediklerinde yeni bir kriz yaşanıyor. Yazıklar olsun, bu çağda bizi elektriksizliğe mahkûm ediyorlar… Ülke zaten birçok bakımdan karanlık ya, mecazi değil gerçek anlamda da karanlık yaptılar onu. Bir kurum bu kadar aleni, bu kadar göz göre göre batırılır mı? Batırılıyor işte… Hem de onu batırmak için ant içmiş adeta birileri, olacak iş değil. Devletin denetleyici kurumlarına incelettirdiler kurumu, denetçiler raporlar da hazırladı, zafiyetleri sıraladı, sorumluları işaret etti ama o raporlar hasıraltı ediliyor. Kârlı ve bütçesi artı durumdaki kurumu yaptıkları yanlışlarla borç batağına sokanlardan, zarara uğratanlardan hesap da sorulmuyor. “Yapanın yanına kalır memleketi” nasıl olsa burası, kimse yaptığının cezasını çekmiyor. Sonra da ortalarda dolaşıyorlar, akıl veriyorlar, sanki de ortaya çıkan eserde hiç payları yokmuş gibi… Durmaksızın insanlar arıyor beni, sövüp sayıyorlar, lanet okuyorlar. Siz KKTC’yi böyle mi ilelebet yaşatacaksınız? Eşit egemen devlet bu mudur? Övünmeye gelince bir harmanlık yer istersiniz ama ülkede her gün başka bir fiyasko yaşanıyor. Devlet yönetmek hamasetle, milliyetçi nutuklar atmakla, göbekten savurmakla, boş caka satmakla olmaz ki… Al sana devlet işte; 21’inci Yüzyıl karanlığını yaşayan bir toplum… İnsanların işi gücü kaldı, ürünleri bozuldu, işyerini kapatmak zorunda kalanlar oldu, büyük zararlar var… Sınav zamanı; çocuklar derslerine çalışamıyor, gaz lambasında çağdışı ortamda ders çalışmak zorunda kalıyor. Yaşamı makinelere bağlı kronik hastalar ölümle burun buruna geliyor… Reva mı bunlar bu topluma? Yarattığınız eserinizle gurur duyun işte, yazıklar olsun, hatta lanet olsun sizin yaptığınız, yapacağınız işe de…03 Nisan 2023
